10 Nisan Polis Teşkilatı’nın Kuruluş Günü ve Polis Teşkilatı Tarihçesi

Her yıl 10 Nisan, Polis Teşkilatı’nın Kuruluşu günü olarak kutlanırken aynı zamanda içinde bulunulan hafta da Polis Haftası olarak kabul ediliyor. Dünya üzerinden devlet gibi yönetimsel düzenin olduğu ve o düzeni kuran insanların ortaklaştığı her durumda başta asayiş olmak üzere tüm adli durumların ilk temas noktası ve yürütücüsü olarak polis teşkilatları kurulagelmiştir. Genel olarak kolluk kuvvetlerinin şehirlerdeki ayağı olan polis teşkilatının ülkemizdeki kuruluş tarihi ise 1845 olarak kabul edilmektedir. 10 Nisan 1845 tarihinde Polis isminde bir teşkilat Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulmuştur. Dolayısıyla, bu 10 Nisan’da Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 174. Yılı kutlanıyor. Yani, neredeyse 2 asra yaklaşan bir tarih. Polis Teşkilatı’nın kuruluş gününü kutlarken bu önemli gün Polis Haftası sebebiyle Polis teşkilatı tarihçesi ve Polis kavramının evrensel karşılıklarına bir göz atalım.

Polis Kelimesinin Anlamı ve Tarihçesi

Polis kelimesi, çoğu insanın da bildiği gibi Yunanca kökenli bir sözcüktür ve şehir anlamına gelir. Ayrıca Fransızca dilinin Burgundia kolundan gelen “policie” kelimesinden türeyerek gelen kelime; “İyi düzen, kent düzeni” anlamını taşır. Hem Antik Yunan’daki kent hem de 15. Yüzyılda Fransızca’dan gelen kelimenin anlamını yan yana düşündüğümüzde polisin şehir içi düzeni sağlama amaçlı olarak kurulan, resmi birlikler olduğunu görüyoruz. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar ülkemize de polis teşkilatlanması, bu şekilde yani şehirde kolluk kuvveti olarak sirayet etmiştir. Dünya çapında konuya bakıldığında kelimenin İngilizce, Fransızca ve Yunanca esasları ile benzerleri üzerinden polisin kamu ile ilgili olan, kamuyu idare eden, yöneten, düzen sağlayan bir anlam taşıdığını görüyoruz. Bu konuda yazılmış teoriler de mevcut. 1705-1738 yılları arasında yayımlanan ve polis komiseri Nicholas Delamare tarafından kaleme alınan Traite de la Police isimli eserde polisin amacı: “ Toplumun genel ve ortak iyiliği” olarak tanımlanıyor. Burada polise yüklenen görev uygulamadan çok yönetme yönünde. Avusturyalı polis teorisyeni olan Sonnenfels ise “Bir devletin refahını korumanın bilimi” olarak bir tanım yapmıştır. (1) Esasen bu yaklaşımlar günümüzde demokratik bir hukuk devleti açısından polis devleti olarak niteleme yapılmasının önünü açtığı için yanlış ya da eksiktir. Polis, demokratik bir hukuk devletinde tayin edici değil yasaları uygulayıcı olmakla birlikte düzeni sağlayan yasal bir kolluk kuvveti olarak yasalar çerçevesinde yönetici olarak de yer alır. Ülkemizde polis teşkilatı bugün Emniyet Genel Müdürlüğü olarak çalışmakta ve İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır.

Türkiye Polis Teşkilatı’nın Tarihçesi

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bugün Polis Teşkilatı’nın 174. Yılını kutluyoruz. Yani, Polis ismiyle bir teşkilat Osmanlı İmparatorluğu döneminde 10 Nisan 1875 yılında kurulmuştur. Bu tarih elbette önemli ancak tarihi olaylar, bir günde ortaya çıkmaz mutlaka bir geçmişi vardır. Biz de biraz daha 1875 tarihinden geriye gidelim ve Polis Teşkilatı tarihçesine oradan bakalım. Türklerin daha önceki devlet deneyimlerinde kamu düzeninin ulusal savunma ile birlikte yürütüldüğü görülüyor. Eski dönemlerde bu düzeni sağlayanlara Subaşı ismi verilmiştir. Su kelimesi burada asker, ordu anlamına gelirken baş kelimesi de komutan anlamındadır. Yani, bugünden bir izdüşüm alacak olursak ordunun doğrudan bu işle uğraşan bir kolunun olduğunu görebiliriz. Subaşı kavramının Anadolu Selçukluları’na kadar ulaştığı söylenebilir. Devamında beyliklere de gelen subaşı anlayışı, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osmanlı Beyliği’nde de yerini alır. Osmanlı’nın beylikten devlete geçişini sağlayan Osman Gazi, Karahisar’ı fethettikten sonra kentin yönetimini oğlu Orhan Gazi’ye bırakırken kente subaşı olarak da Gündüz Alp’i tayin etmiştir. Gündüz Alp, bu anlamda bilinen en eski polis amiridir. Osmanlı’nın gelişim sürecinde yine de askeri düzen içinde yer bulan Subaşılar, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethi ile birlikte Osmanlı’da Devletin kurumsallaşması da farklı bir yöne doğru evrilir. İstanbul’un da başkent olmasıyla birlikte subaşılar Padişah Fatih Sultan Mehmet tarafından iç güvenlikle de görevlendirildiler. Dolayısıyla, Polis teşkilatının kuruluşu açısından İstanbul’un fethi önemli bir kavşak noktasıdır. Orduda Yeniçeri teşkilatının daha kurumsal ve gelişkin bir yapıya doğru ilerlemesi ile Subaşılık da daha çok iç güvenlik, kent asayişi konularına özelleşmeye başlamış ve bugünkü polisin öncülü olarak subaşılar yer almışlardır.

Ancak Yeniçeri’nin daha da güçlenmesi ile birlikte polisin yani Subaşı’nın alanına da Yeniçeri örgütlenmesi girmiştir. Buna göre Yeniçeriler, İstanbul’da 4 bölgeye bakan Bostancıbaşı, Cebecibaşı, Topçubaşı ve Kaptanpaşa isimli amirler, Falakacılar ile Böcekçibaşı’ndan oluşmuş, bunların hepsi de Yeniçeri Ağası’na bağlanmıştır. Yani, o dönem Yeniçeri Ağası, bir nevi İstanbul Emniyet Müdürü pozisyonundadır. Bunun yanında Baştebdil isminde İstihbarat amiri bulunmaktaydı. Kadılar da hem polis hem mahkeme görevini yürütmekteydi. Başkentte durum böyleyken taşrada Kapıkulu ve Eyalet askerleri, şehirlerde Kollukçular, Bekçiler, Yasakçılar gibi isimlerle devlete bağlı organizasyonlarla iç güvenlik ve yasal takip yani polis hizmetleri verilmiştir. 1826 yılında 2. Mahmut’un reformlarıyla kaldırılan Yeniçeri Ocağı yerine gelen Asakir-i Mansure-i Muhammediye ismindeki yeni ordu, polis teşkilatını da içinde barındıran bir askeri yapı oluşturulmuştur. Bu noktaya kadar da dahil olmak üzere yeni reformlar yapılsa bile polisin hep askerin bir parçası olarak yer aldığını görmekteyiz. Bu yeni sistemde de Yeniçeri Ağası’nın yerini Serasker almıştır. Ser; baş anlamına gelmektedir. Serasker de Subaşı gibi başasker anlamına gelir.

Türk Polis Teşkilatı’nın Kuruluşu ve Günümüz

1845 yılında İstanbul’da Fransız kaynaklardan yararlanılarak oluşturulan bir Polis Nizamnamesi yayınlandı. Bu Nizamname’ye göre de Polis ismiyle bir teşkilat kuruldu.  Bugün 174. Yılı kutlanan Polis teşkilatı işte o güne dayanmaktadır. Kurulan yeni Polis teşkilatı, yabancı elçiliklere de duyurulmuştur yani bu anlamda Osmanlı Devleti’nin hukuki ve ciddi bir adımı söz konusudur. Fransız kaynak olarak da Paris Emniyet Müdürlüğü baz alınmıştır. Bu genelge ve teşkilatlanmanın devamında 1846 yılında askeri kanat tamamen polis hizmetlerinden ayrılarak yerine Zaptiye Müdürlüğü kurulmuştur. Eski İstanbul yazınlarında çok geçen zabitler, polisin eski adı olarak buradan gelmektedir. Bu teşkilat, Kurtuluş Savaşı yıllarında da milli mücadeleye katkı vermiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından bu mirasın üzerine modern polis teşkilatlanmasının temelleri atılmıştır.

Günümüzde her ilde emniyet müdürleri ve onlara bağlı ilçe emniyet müdürleri bulunmakta ve tüm emniyet müdürlerinin de bağlı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü de İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak çalışmaktadır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinden 80’li yıllara kadar varlığını sürdüren bekçiler de günümüzde yeniden devreye alınmıştır. Bugün Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 36 Daire Başkanlığı ile ayrıca Özel Harekat Başkanlığı yer almaktadır ve bunların hepsinin iz düşümleri de il emniyet müdürlüklerinde ayrıca bulunmaktadır. Bir toplumun birlikte yaşama konusunda ortaklaşarak idari düzenini kurduğu devletin kanunlarının kollayıcısı ve teminatı olma görevini yapan kurumlardan olan Polis Teşkilatı’nın 174. Yılı kutlu olsun.

Kaynaklar: 1 - http://salihduysak.blogcu.com Emniyet Genel Müdürlüğü Web Sitesi

14.06.2021