16 Ekim Dünya Gıda Günü ve Dünyadaki Son Durum

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun (Food and Agriculture Organisation) kuruluş tarihi olan 16 Ekim günü, Dünya Gıda Günü olarak kutlanıyor. İnsanların ve tüm canlıların hayatta kalabilmelerinin ilk ve temel şartı olan beslenme, günümüz dünyasında farklı coğrafyalarda farklı boyutlarda bir sorun olmaya devam ediyor. Dünyanın bazı ülkelerinde gıdaya ulaşım ve açlık gibi hayati bir yerden gıda sorunu konuşulurken bazı ülkelerinde ise sağlıklı beslenme konusu gündem teşkil ediyor. Modern dünyanın özetle insanlığı getirdiği nokta, bir kısmın çok fazla ama sağlıksız gıdaya erişimi diğer kısmın ise gıdaya zor erişimi halini almış durumda. Oysa tüm diğer canlılar gibi bu gezegenin bir parçası olan insanların da ihtiyacı olan ve sağlıklı gıdayı doğadan rahatlıkla temin etmeleri mümkün. Peki, neden bugün bu sorunları yaşıyoruz ve konuşuyoruz? Dünya Gıda ve Tarım Örgütü gibi bir organizasyonun varlığı ve ülke devletlerinin gıda zirveleri yapıyor olması da böyle bir sorunun varlığını teyit ediyor. 16 Ekim Dünya Gıda Gününde dünyadaki iki farklı gıda sorunu boyutlarını, birbirleriyle ilişkisini ve FAO’nun çalışmalarını, rakamlarla ele alalım.

 

FAO Nedir, FAO Çalışma Alanları

1943 yılında kurulan FAO, 3 yıl sonra 1946 yılında bir uzmanlık kuruluşu olarak Birleşmiş Milletler bünyesine katılmıştır. FAO’nun kuruluş amacına bakıldığında giriş paragrafında sözünü ettiğimiz dünyada yaşanan gıda sorunun iki boyutundan da bahsedildiğini görebiliriz: “Açlığı yok etmek ve beslenme şartlarını iyileştirmek” Peki, FAO bu iki durumla mücadele etmek için neler yapıyor? FAO, öncelikli olarak BM üye ülkelerle birlikte tarım alanında ölçümleme ve geleceğe dönük politikalarla ilgili olarak projeler gerçekleştiriyor. Dünya çapında ve yerel temelde yaptığı istatistikler sonrası elde ettiği sonuçları paylaşarak bu sonuçlarla ilgili çözümler sunuyor ve bunların BM gündemine gelmesini sağlıyor. Örneğin FAO’nun merkezi Türkiye’nin başkenti Ankara’da olan ve Türkiye ile Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kazakistan’ı kapsayan bir ofisi var. FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi olarak geçen FAO ofisinde Türkiye’nin de içinde olduğu bu 7 ülke özelinde gıda ve tarım alanında çalışmalar yapılıyor. Ofisin web sitesinde çalışma amacı şu şekilde belirtilmiş: “FAO- Türkiye Ortaklık Programı’nın genel amacı Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkiye ve Türkmenistan’a gıda güvenliği ve kırsal yoksulluğun azaltılması konularında yardım sağlamaktır.”  Buradan da anlaşılacağı gibi FAO, tüm dünyada bu şekilde bölgesel ofisler oluşturarak ülke devletlerinin ilgili bakanlıklarıyla koordineli çalışmalar yürütmeye devam ediyor.

 

FAO İstatistikleri

FAO istatistiklerinden Türkiye ve dünyayı yakından ilgilendirecek bazı sonuçları da buradan paylaşmaya çalışalım. Bu istatistiklere göre; Türkiye’nin toplam karasal yüzölçümü 769.630 Km2 ve tarım alanları toplamı 383.280 km2 şeklinde belirtilmiş. Bu da Türkiye’nin tarım alanları toplamının %50 olduğunu gösteriyor. Aynı istatistiğe göre ise toplam orman alanı 118.174 km2 olarak sunulmuş. Yani Türkiye’nin orman alanları yüzdesi %15 olarak görünüyor. Dünya genelinde ise bu istatistiklerde ormanlık alan oranı %27, tarım alanları ise % 10,5’tir. Yani, Türkiye orman ve tarım arazilerinin toplam alanına oranı yönünden dünya ortalamalarının üstünde yer alıyor. Bu da ülke için doğru yönetildiğinde çok önemli bir şans olarak önümüzde durmaya devam ediyor. FAO’nun küresel ölçekte yaptığı gıdaya ulaşım ve açlık yönünden araştırma raporlarının sonuncusu olan 2018 raporuna baktığımızda ise geçen yıl dünya nüfusunun 9’da biri anlamına gelen 821 Milyon insanın açlık seviyesinde yaşadığını görüyoruz. Yani 10 kişiden değil 9 kişiden biri dünyada yaşamını devam ettirecek kadar besine ulaşmakta güçlük yaşıyor. Bu çalışmalardan dikkat çeken bir sonuç da dünya üzerinde 300 Trilyon Dolar varlık bulunurken her 5 saniyede bir çocuğun açlıktan ölmesi ki bu yılda 6 milyonun üzerinde çocuk ölümü anlamına geliyor. Buna ilave olarak 5 yaşın altında bulunan toplam 151 Milyon çocuk da yetersiz beslenme nedeniyle gelişimini tamamlayamadı. Bu sorunun en fazla yoğunlaştığı coğrafyalar ise Afrika ile Asya kıtaları oldu. FAO istatistiklerinin işin açlık ve yetersiz beslenme yönünden sonuçları, oldukça üzücü.

 

Sağlıksız Beslenmeye Bağlı Gıda Sorunu

Dünya nüfusunun 9’da biri açlık sınırının altında yer alırken modern alanda yer alan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise sağlıksız beslenme, sağlıksız gıdalar sorunu yaşanıyor. Genetiği Değiştirilmiş Organizma anlamına gelen GDO katkılı endüstriyel gıdalar, maliyetin düşürülmesi amacıyla alternatif ve kalitesiz hammadde kullanımı, bu sorunların başında geliyor. Hızlı yemek anlamına gelen “Fast-Food” kültürünün yine özellikle bu ülkelerde insanların çalışma hayatlarının hızına da bağlı olarak egemen olması ve bu yemek kültüründe sıkça rastlanan trans yağ kullanımı da sağlık problemleri oluşturmaya devam ediyor. Sonuç olarak aşırı kilolu olma halini anlatan obezite hastalığından birçok kanser türüne kadar pek çok hastalığın nedeni olarak bu beslenme tarzı gösteriliyor. 

 

Sağlıklı ve Yeterli Gıdaya Ulaşım

FAO, yukarıda yer verdiğimiz raporunda 2030 yılında açlık çeken kimsenin kalmaması hedefine ulaşmak için kırsal alanlara odaklanılması gerektiğini açıkladı. Öncelikle yeterli gıdaya ulaşım ve açlık nedeniyle ölümlerin önlenmesi ilk hedef. Ancak kent yaşamında da sağlıksız gıdaların tüketimi ve beslenme tarzının yol açtığı sonuçların önüne nasıl geçilecek? Aslında iki boyutun birbiriyle temel bir ilişkisi var: Endüstrileşme. Sanayi devrimi ile başlayan sürecin 21. Yüzyıla yansıması, küresel endüstrileşmenin sonucu olarak doğal tarıma negatif etkiler olurken finansal anlamda yaşanan eşitsizliklerin büyümesi ile Afrika ve Asya’da da açlık oldu. Dolayısıyla bugün doğal tarım uygulamaları, ürünlerin doğrudan ulaşımı ve maliyetlerin düşürülmesi hedeflerine dönük politikalar konuşulur oldu. Yaşam piramidinin en altında besine ulaşamama kaynaklı olarak ölümler ve hastalıklar yaşanırken en üstünde de sağlıksız gıdalar nedeniyle hastalıklar ve ölümler yaşanıyor. Bu tuhaf durumu dengelemek ise konuyu ekonomik, ekolojik ve yerel tarım uygulamaları ile bir bütün halinde ele almaktan geçiyor.

 

16 Ekim Dünya Gıda Günü 2019

Dünya Gıda Günü teması olarak “Eylemlerimiz Geleceğimizdir” mottosu belirlenmişti ve 2030 sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasında yer alan Sıfır Açlık da vurgulanmıştı. 2019 yılında da bu düşünceden hareketle dünya çapında FAO tarafından etkinlikler yapılması bekleniyor. Yazımızda özetlemeye çalıştığımız gıda sorunlarının iki boyutu, FAO tarafından şu rakamlarla ifade ediliyor. Dünya üzerinde 670 Milyon yetişkin ve 120 Milyon çocuk olmak üzere toplam 890 Milyon obezite sorunu yaşayan insan ve 40 Milyonu 5 yaş altı olmak üzere toplam 820 Milyon aç insan var. Herkesin yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaştığı ve bu sorunlara sebep olan tüm olumsuz koşulların ortadan kalktığı günler dileğiyle, 16 Ekim Dünya Gıda Günü kutlu olsun.

07.07.2021