21 Nisan Dünya Yaratıcılık ve Yenilikçilik Günü

BM Dünya günleri arasında en yeni günlerden biri de Dünya Yenilikçilik ve Yaratıcılık günü. Dilimize İngilizce “Innovation” kelimesinden adapte olarak giren inovasyon kelimesi, tam da bu günün anlam ve önemine içkin bir durumda yer alıyor. Yenilikçilik anlamına gelen İnovasyon kelimesi nedeniyle kimi çevreler, 21 Nisan’ı İnovasyon günü olarak da tarifleyebiliyor. Peki, 21 Nisan Yaratıcılık ve Yenilikçilik günü esasen hangi yaratım ve yeniliği işaret ediyor? Günümüzde artık neredeyse hayatımızın değil vücudumuzun bir parçası haline gelen cep telefonları ya da daha doğru bir deyişle mobil cihazların bu duruma gelişi, inovasyonun ne denli olduğunun da işareti. Geride bıraktığımız 15-21 Nisan haftasının da bu günden ötürü inovasyon haftası olarak kabul edildiğini de hatırlatarak ilki 2002 yılında kabul edilen Yaratıcılık ve Yenilikçilik günü gündemiyle günümüzdeki durumu ve gelecek projeksiyonlarına birlikte bakalım.

Birleşmiş Milletler Deklarasyonu

Birleşmiş Milletler, Yaratıcılık ve Yenilikçilik günü hakkında kendi web sayfasından genel olarak yaptığı açıklamalarda bu gün için tüm üye devletler ile BM sistemi kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum örgütleri, diğer uluslararası kuruluşları ve bireyleri de bu kapsam içinde davet ediyor. Her birey ve örgütün kendi ulusal önceliklerini de dikkate alarak yaratıcılık ve yeniliğin problem çözme konusundaki yerinin ve rolünün öneminin farkına varmak bu günün amacı olarak tanımlanıyor. Bu anlamda tüm yaratıcı ve yenilikçi gelişmelerin başta sürdürülebilir kalkınma olmak üzere genişleme, sosyal ve ekonomik gelişme hedefine uygunluğu vurgulanıyor. Yaratıcı faaliyetlerin de sonuçlarının yine bu amaç doğrultusunda değerlendirilmesi ön görülüyor. Şimdi, bu uluslararası günün herkesi davet ettiği farkındalığın önemi ile insan ve doğa merkezli değerlendirilmesine bir göz atalım.

Yaratıcılık ve Yenilikçiliğin Önemi

Daha önceki yazılarımızdan Bilim ve Teknoloji haftası nedeniyle yaptığımız paylaşımda sanayi ve endüstri konusundaki gelişimden ve bugün gelinen Endüstri 4.0 ile gelecekte konuşulan Toplum 5.0’dan bahsetmiştik. İşte, endüstri bazında yaşanan bu kapsayıcı dönüşümler, inovasyonun da temelini oluşturuyor. Bu değişimlerin ortaya çıkardığı üretim sistemleri teknolojileri, hayatın mikro alanından makro alanlarına kadar tüm sosyo-politik ve sosyo-ekonomik durumları değiştirirken diğer yandan da yeni yaratıcılık alanlarına kapı aralıyor. Bu noktada Birleşmiş Milletler, genel bir politika olarak sürdürülebilir kalkınmayı desteklediği için yenilik hamlelerinin de ekolojiye uyumlu bir şekilde bu politika içinde kalmasını önemsiyor. Peki, gerçekten tüm yaratıcı ve yenilikçi gelişmeler, ekolojiye uyumlu olarak gerçekleşiyor mu? Aslında ekolojik anlamda uyumluluk açısından yenilikçiliklerin denetimi de yine başka yeniliklerle mümkün. Örneğin pet şişe zamanında yapılan ve kullanım kolaylığı sağlayan bir inovasyon. Ancak zamanla bu malzemenin doğaya çok zararlı olduğu tescilleniyor ve bu şişelerin kullanılsa dahi bilinçsizce atılması yerine geri dönüşüme verilmesi gerektiği gündeme geliyor. Bunun üzerine pet şişelerin toplandığı ve karşılığında pet şişe veren kişilere hediyeler sunan makine fikri ortaya çıkıyor, bunun tasarımı ve yazılımı yapılıyor. Bu makinelerin üretimi de yeni bir inovasyon olarak karşımıza çıkıyor. Yani, ekolojiye uyumlu ve sürdürülebilir kalkınma için fayda sağlayacak bu tür yeniliklere kendisinin öncesinde bir yenilik kapı açmış oluyor. Yaratıcılık ve yeniliklerin, insanı merkez aldığını kabul ediyoruz. Buradan hareketle inovasyon döngüsü şu şekilde özetlenebilir. İnsanın çıkarına dönük bir yaratıcılıkla bir üretim gerçekleştiriliyor. İnsanın çıkarına olan bu yenilikte üretimi yapan kişinin gelir ve kar sağlamasına dönük bir çıkar da var. Dolayısıyla hem üreticinin hem de tüketicinin çıkarına dönük inovasyonun sonuçları, ekoloji ile insan sağlığına dönük olarak denetleniyor ve bu noktada ortaya çıkan problemler de yeni bir inovasyon ile aşılıyor.

Yaratıcılık ve Yenilikçilik Nedir?

Yaratıcılık kelimesi TDK sözlüğünde yaratıcı olma halinden sonra “Her bireyde var olduğu kabul edilen, bir şeyi yaratmaya iten farazi yatkınlık.” olarak tanımlanmış. Burada farazi kelimesi aslında başka bir ipucu veriyor. Yani, yaratıcı olma halinde olan kişinin farazi yani bir varsayma üzerinden olmayan bir kavramı, nesneyi oldurmaya yönelik düşüncesi olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla, bir toplumun TDK sözlüğündeki tanımda yer alan bireylerden ne kadar fazlasına sahipse o kadar ileri gideceğine kuşku yok. Yaratıcı bir bakışla hayatı deneyimlemek için de temel eğitim ile yaşanılan ortam çok belirleyici olmakta. Diğer yandan yenilikçi bakış ise mevcutta an itibariyle var olanın değişimi ya da değişim talebi olarak tanımlanabilir. Nasıl ki yaratıcı melekeleri gelişkin bireylerin çokluğu o toplumun öncelikle kendisi devamında tüm insanlık için daha ileri gitmesi anlamı taşıyorsa yenilikçi bakış olmadan bu tam anlamıyla mümkün olamaz. Öyleyse, yaratıcılık ve yenilikçiliğin birbirlerinin anlamı açısından kol kola iki kavram olduğu söylenebilir.

Türkiye’de Yaratıcılık ve Yenilikçilik

Ülkemizde yaratıcı ve yenilikçi olmanın teşviki daha çok girişimcilik ve yeni iş fikirleri, yeni iş sahaları olarak öne çıkmış durumda. Elbette, yukarıda da sözünü ettiğimiz fikir ve üretim sahibinin kendi maddi çıkarına olması durumunun gerekliliği göz ardı edilemez. Buna ilave olarak inovatif yaklaşımlarla oluşturulan yeni iş sahaları ve iş fikirleri gerçeğe dönerek süreklilik sağlandığında bu durum ayrıca ülke açısından istihdamı da artıran bir hamle anlamı taşıyor. Son yıllarda ülke ekonomisinde en çok sözü edilen ileri teknoloji üretimi de keza bu yapılan hamlelerin en yüksek hedefini oluşturuyor. Ancak, sadece girişimciliğin desteklenmesi bunun için yeterli değil. Çağımızda esas belirleyici olan yazılım mühendisliğinin daha geniş bir alanda karşılık bulması için temel eğitim sisteminden mesleki eğitime kadar çalışmalar yapılması gerekiyor. İnovasyonun değerini, sürdürülebilir kalkınma farkındalığı ile yaratıcı düşünme kültürünü yerleştirerek ele almakta fayda var. Buna en iyi örnek Fransa kökenli DuPont firmasının her yıl AR-Ge’ye milyar dolarlık bütçeler ayırması ve devamında teflon, naylon, likra gibi buluşlarla yıllar boyu devam edecek katma değer elde etmesi gösterilebilir. Diğer yandan Türkiye’de de günlük hayatın ihtiyaçlarını karşılamaya dönük mobil uygulama tasarımları ile bunların hizmetini sağlayan organizasyonları yönünden başarılı örnekler bulunuyor. İnsanın ihtiyaçlarını karşılarken doğaya uyumlu ve sürdürülebilir buluşlarla üretime geçmek önemli. Ortaya çıkan bu üretim organizasyonlarını sağladığı istihdam ile ülke ekonomisine direkt katkı sunan katma değer de yeni kapılar açılmasını sağlayan sonuçlar. Bilgi, yenilik ve hız çağını yaşadığımız bu dönemde tüm bu gerçekliklerle bizleri yakın zamanda heyecanlandıracak yeniliklerin merakıyla Uluslararası Yenilik ve Yaratıcılık Günü kutlu olsun diyoruz.

07.07.2021