25 Nisan Türkiye İstatistik Günü – Anlamı ve Tarihçesi

Nisan ayı içinde Türkiye’ye özel kutlanan günlerden biri de Türkiye İstatistik günü. Yeni kurulan Cumhuriyetin önemli devlet kurumlarından olan ve bugünkü adıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ismiyle faaliyet gösteren Devlet İstatistik Enstitüsü’nün kuruluşu olan 25 Nisan 1962 tarihinden dolayı bu gün Türkiye İstatistik günü olarak kutlanmaktadır. Ancak TÜİK tarihçesine bakıldığında İstatistik Enstitüsü kurulumu öncesi de mevcut. 25 Nisan Türkiye İstatistik gününde hem bu kurumun tarihçesine hem de istatistik bilimine daha yakından bakalım.

Türkiye İstatistik Kurumu Tarihçesi

Cumhuriyet döneminde kurulan her kurum gibi İstatistik Kurumu’nun tarihçesi de Osmanlı dönemine dayanmaktadır. Bunun nedeni de 19. Yüzyılın ikinci yarısında Islahat Fermanı ile başlayan Batılılaşma ve modernleşme hareketlerinin Cumhuriyet ile birlikte kurumsallaşması ve yenilenmesidir. İstatistik yani ölçüm, veri toplama ve kayıt altına alma konusunda Osmanlı Devleti’nde 1831 yılında ilk nüfus sayımı gerçekleştirilmiştir. 1891 yılında Bab-ı Ali İstatistik Encümeni Nizamnamesi ile Merkez İstatistik Encümeni kuruldu. İstatistik alanında kurumsal anlamda atılan bu ciddi adımın ardından 1918 yılında da İstatistik Müdüriyeti Umumiyesi kurumu adı altında tüm istatistik faaliyetleri toplandı. Osmanlı’da istatistik konusunda yapılan bu çalışmalar, devlet kültürü içinde bir birikim yarattı. İmparatorluğun sona ermesi ve onun mirası ile yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde ise 26 Şubat 1926 tarihinde Başbakanlığa bağlı Merkez İstatistik Dairesi kuruldu. Halkın yaşayışına ait tüm verilerin istatistik bilimi çevresinde ölçülerek anlamlı sonuçlarla ülke yönetimine yön vermesini amaçlayan İstatistik Dairesi, Cumhuriyetin ilk nüfus sayımını da 1927 yılında gerçekleştirdi. Bu sayıma göre Türkiye nüfusu 13.649.945 kişi olarak belirlenmiştir. Şu anda İstanbul’un kayıtlı nüfusunun 16 Milyon kişi olduğu düşünüldüğünde 92 yıldaki artışın ne denli büyük olduğunu tahmin edebilirsiniz. Bu sayımda 7,065,541 kişi kadın, 6,584,404 kişi erkektir.  1927 yılında başarı ile tamamlanan nüfus sayımının ardından kurumsallaşma yoluna devam eden Merkez İstatistik Dairesi, 1930 yılında İstatistik Umum Müdürlüğü’ne çevrilmiş ve ardından 1945 yılında İstatistik Genel Müdürlüğü olmuştur. Bürokraside bakanlığa bağlı kurumların en üst düzey olanlarının müsteşarlık ve genel müdürlük olduğunu hatırlatalım. 1952 yılında yeniden Umum Müdürlüğü ve ardından 1960 yılında yine Genel Müdürlük isimlerini alan kurum nihayet Türkiye İstatistik Günü’ne vesile olan 25 Nisan 1962 tarihinde Devlet İstatistik Enstitüsü olarak kurulmuştur. Buradaki fark daha önce daha bürokratik bir yapı söz konusu iken Enstitü ile birlikte daha bağımsız, bilimsel, özerk bir yapı haline gelmesidir.  18 Kasım 2005 tarihinde yapılan değişiklikle kurumun ismi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olmuştur ve şu anda Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlıdır. TÜİK’in ana görevlerine bakıldığında devlet yönetiminde yer alan kişilere politikalarını oluşturmada anlamlı sonuçlar sunan veriler vermenin yanı sıra resmi istatistik programını hazırlamaktır. Bu çerçevede istatistik ihtiyacı olan alanları belirleyen kurum istatistik alanında bilimsel metot ve bilgi teknolojileriyle ilgili çalışmalar ve araştırmalar da geliştirir. TÜİK, ülkenin demografi, sosyal, ekonomi, kültür, çevre, bilim ve teknoloji alanlarında ihtiyaç duyulan her istatistiği derleme, değerlendirme, analiz etme ve yayımlama görevindedir. TÜİK, bu sonuçları ve bilimselliğini açıklamakla da yükümlüdür.

İstatistik Nedir?

Bugün bilgi çağında ve bilgi teknolojileri ile iç içe yaşıyoruz. Dolayısıyla herhangi bir konuda yorum yapmak için gereken bilgileri, özet istatistikler şeklinde almayı daha çok tercih ediyoruz. Peki, istatistik nedir? İstatistiğin bilimsel ve pratik olarak 3 anlamı vardır. Bunların ilki, belli konularda toplanan sayısal değerler ile ileri sürülen birtakım şekiller olarak ifade edilebilir. Bu tanımı, bir konu bazında yapılan ölçümlerin ortaya çıkardığı değerlerin şekil ve grafiklerle sunumu olarak söyleyebiliriz. Bir ülkede var olan okur – yazar sayısı, bir tür okulda okuyan öğrenci sayısı, bir sektörde çalışan insan sayısı, kadın nüfus sayısı gibi ölçümlerle bu ölçümlerin bir başka değere kıyasla oranı gibi çalışmalar bu tanım alanında yer alan örneklerdir. İstatistiğin ikinci tanımını ise istatistik yöntemi olarak ele alabiliriz. Bu tanımda bir veya birden fazla alanda ortaya çıkan sorunların çözümü ya da soruların yanıtı için yapılan araştırmalarda toplanan verilerin analizi ile anlamlı sonuçların ortaya çıkarılması vardır. Bu anlamlı sonuçlara ulaşmak için istatistik bilimi deneme desenlerini planlanması ya da tasarımı ile veri toplama, veri özeti ve analizi aşamaları sonrası ortaya çıkan sonuçların yorumlanarak geliştirilmesi yollarını izler. İstatistik kavramının bilimsel uygulamada 3. tanımı ise çalışma yapılan değerler bütününden şansa bağlı örnekler seçerek ortalama ve standart sapma gibi değerlerin hesaplanmasıdır. Bu tanıma en iyi örneklerden biri ise anket sonuçlarıdır. Bu tür çalışmalarda ölçümün konusuna ait tüm değerler taranamayacağı için gerçeğe en yakın veri alma grupları oluşturularak bunların üzerinden yapılan ölçümler yorumlanıp genelleştirilerek tahmin, fikir edinme, yol gösterme amaçlı sonuçlar elde edilir.

İstatistik Tarihçesi

İstatistik kelimesi köken olarak Antik Yunan döneminde Aristoteles zamanına kadar uzanmaktadır. Devletlerin askeri ve mali güçleri için yaptıkları sayımlar söz konusudur. İstatistiğin bir bilim olarak gelişimi ise daha yakın bir zamana, 17. Yüzyılda başlamıştır. İngiliz John Graunt tarafından ortaya atılan veri toplama yönünden fikirler ve “Politik Aritmetik” ismiyle William Petty tarafından yazılan kitap, istatistik bilimine yön veren gelişmelerdir. Bu alanda yine aynı dönemde olasılık teorisinin bilim dünyasında ilgi çekmesi, istatistik bilimi için ön açıcı olurken Galile’nin şans oyunları için kullandığı olasılık çalışmalarının yanı sıra Pascal, Gauss, Hermite, Lagrange gibi ünlü matematikçilerin olasılık teorisine katkıları ile istatistik biliminin gücü artmıştır. 19. Yüzyılda; iki ya da daha çok değişken arasındaki ilişkiyi ölçmek için kullanılan analiz anlamındaki regresyon ve iki rassal değişken arasındaki doğrusal ilişkinin yönü ve gücü anlamındaki korelasyon kavramları Sir Francis Galton tarafından geliştirilmiştir. Karl Pearson ve C. Sperman bu kavramları, sosyal bilimlere uyarlamıştır. Sir Ronald Fisher ise 20. Yüzyıla bu bilimde damgasını vurmuş ve bugün kullanımdaki istatistik yöntemlerin neredeyse tamamının ilk temellerini oluşturan ve en yaygın kullanılan yöntemleri geliştiren kişidir. 

Türkiye’den Önemli İstatistikler

25 Nisan Türkiye İstatistik Günü’nü kutlarken Türkiye’ye ait öne çıkan bazı ilginç istatistiklere göz atalım.

  • Türkiye'de bir yılda evlenen çift sayısı yaklaşık 600 bin.
  • Türkiye’deki evliliklerde 18 bin civarında yabancı gelin var. En çok Suriyeli, Almanyalı ve Azerbaycanlı gelinler var.
  • Türkiye’de her yıl ölen kişi sayısı 405 bin civarındadır.
  • Türkiye'de her yıl yaklaşık 174 bin kişi kansere yakalanıyor. Bunların 103 bini erkek ve 71 bini kadın.
  • Türkiye’de her yıl 1 milyon 400 bin civarında bebek doğuyor ancak maalesef 14 bin civarında yaşamını yitiriyor.
  • Türkiye’de her yıl ortalama 1 milyon 300 bin civarı trafik kazası meydana geliyor.
  • Türkiye'de 5.300 civarında 100 yaş ve üzeri insan yaşıyor.
  • Türkiye’de çalışan sayısı yaklaşık 27 milyon kişidir ve bu kişilerin 18,5 milyonu erkek, 8,5 milyonu kadın.
  • Türkiye'de mobil abone sayısı 75 milyon kişiye ulaştı. Akıllı telefon sahibi sayısı ise 45 milyon kişi civarındadır.
  • Türkiye'de 25 ve daha yukarı yaşta okuma - yazma bilmeyenlerin toplam nüfusa oranı %5,6 civarındadır.
07.07.2021