30 Ağustos Zafer Bayramı – Bir Ulusun Zaferi

30 Ağustos Zafer Bayramı zamanı geldi. Bu yıl zaferin 96. Yılını kutluyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı, sahada kazanılan önemli savaş galibiyeti olmakla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile bir ulusun bağımsızlık mücadelesini kazanımı anlamını taşıyor. Zaferden 14 ay sonra ilan edilen Cumhuriyetin ve devamında tam bağımsız bir ülke olarak bugünlere gelen Türkiye Devletinin bir büyük buhranı atlatarak temelini oluşturan bir günü temsil eder 30 Ağustos. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın tarihçesi, askeri zaferin arka planı ve bugüne uzanan Zafer Bayramı kutlamalarına bu önemli yıl dönümünde gelin yakından bakalım.

30 Ağustos Zafer Bayramı Anlamı

Ülkemizde kutlanan 4 milli bayramdan biri olan Zafer Bayramı’nın tarihi olan 30 Ağustos, Mustafa Kemal Atatürk ve komuta kademesinin yönettiği Türk ordusunun Yunan ordusuna karşı başlattığı Büyük Taarruz’un zafer ile sonuçlanmasını işaret eder. Peki neden 30 Ağustos? Esasen ülke topraklarının Yunan işgalinden kesin olarak kurtarıldığı tarih 9 Eylül 1922’dir. İzmir’de sona eren bu büyük askeri harekatın öncesinde Yunanistan ordusunun direncinin kırılarak geriletilmesine sebep olan zafer ise Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak başlatılan savaşın Dumlupınar Meydan Muharebesi ayağındaki galibiyettir. 30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da kazanılan bu zafer ile Yunanistan ordusu önce geri çekilmeye ve ardından kaçmaya başlamış, Gazi Mustafa Kemal komutasındaki Türk ordusu da Yunan ordusunu İzmir’e kadar takip ederek kesin yenilgiye uğratmıştır. İşte Büyük Taarruz olarak da adlandırılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanımı da Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır. Bu bilgilerin içinde yer alan kelimelere hepimiz aşinayız. Peki bu kelimelerin anlamları ve arka planlar nedir?

Taarruz Ne Demektir? Taarruzun Askeri Anlamı

Milli mücadele olarak da adlandırılan Kurtuluş Savaşı, sahada birebir çatışma yaşanan bir kara savaşıdır. Osmanlı döneminde eğitim almış ve Osmanlı Ordusu’nda, Balkan ile 1. Dünya Savaşlarında görev almış başta Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir gibi subayların yönetiminde kurulan Milli Ordu, birçok önemli askeri taktik ve deneyimle başarıya ulaşmıştır. Bu anlamda yakın tarihte Zafer Bayramı gibi önemli olayların aktarımında da askeri terminolojiler sıkça kullanılır. Bunlardan biri de taarruz. Taarruz, askeri terminolojide düşmanın bulunduğu  noktaya muharebe araçlarıyla ve ateş halinde hareket ederek doğrudan imha ya da esir alma amaçlı bir saldırı anlamını taşır. Geleneksel askeri taktiklerin temelini oluşturan taarruz metodu, cephe savaşlarında tüm metod ve taktiklerin hedefi olan nihai hamledir. Türk ordusu da 1. İnönü, 2. İnönü ve Kütahya – Eskişehir harpleri sonrası ortaya çıkan durumla Sakarya Meydan Savaşı öncesi geriye çekilme taktiği uygulayarak Yunan ordusunu geniş alanda yakalamış, ardından Sakarya Savaşı galibiyeti sonrasında da direkt hücum anlamına gelen Büyük Taarruz için hazırlıklar yapmıştır. Dolayısıyla kesin sonuç almak için Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın taarruz kararı alması, alınacak bir saha mağlubiyeti durumunda ortaya çıkacak kötü sonuçlar da düşünüldüğünde cesur bir hamledir. Cephe taarruzu, yarma, kuşatma ve çevirme gibi manevralarla yapılan taarruz, becerikli bir komutaya ihtiyaç duyar. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve kurmay ekibinin başarısını bu noktada ayrıca hatırlamak gerekiyor. Çünkü harita üzerinde yapılacak iyi düşünülmüş askeri taktikler, tek başına sonuç vermez. Bir komutanın elindeki ordunun imkan ve kabiliyetleri ile psikolojisini de çok iyi tanıyarak bu taktiklerle birleştirerek uygulamaya sokması gerekir. İşte Gazi Atatürk ve silah arkadaşlarının da en iyi başardığı işlerin başında bu beceri geliyor. 

Başkomutanlık Meydan Muharebesi – Başkomutanlık Nedir?

30 Ağustos Zafer Bayramı’na vesile olan Büyük Taarruz’un bir başka ismi de Başkomutanlık Meydan Muharebesi. Yeri gelmişken Muharebe ile Muhabere arasındaki farka da kısaca değinelim. Muharebe, Harp kelimesinin çoğulu olarak türeyerek savaş anlamına gelirken Muhabere, haber kelimesinin çoğulu olarak haberleşme anlamına gelir. Her iki kelime de Arapça kökenlidir ve askeri terminolojide yer alır. Başkomutanlık ise, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Büyük Millet Meclisi’nin Meclis Başkanı Mustafa Kemal’e meclisin yetkilerini devrederek cepheye komutan olarak ataması anlamına gelir. Sakarya Savaşı’na kadar Meclis Başkanlığı yapan ve direkt cephede yer almayan Mustafa Kemal, Meclisin kendisinin askeri bilgi ve yetenekleri dolayısıyla cephede komutanlık yapmasını teklif etmesi üzerine bu görevi Meclisin yetkilerini olağanüstü olarak devralma şartıyla kabul etmesiyle çıkan yasadır. Başkomutanlık yasası ile birlikte Atatürk, geçici olarak Meclisin kararlarını cephede orduya komuta ederken doğrudan kullanmış ve bu yasa 4 kez süre uzatımı almıştır. Mustafa Kemal Paşa ve kurmay kademesi 20 Temmuz 1922 yılında 4. Kez alınan Başkomutanlık yetkisi ile birlikte 27 Ağustos’ta sabaha karşı tüm hazırlıkları tamamlayarak taarruzu başlatmıştır. 30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da Yunanistan ordusunun büyük bir yenilgiye uğratılmasının ardından da hücum haline kesin olarak geçilerek 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’de Kurtuluş Savaşı’nın kesin zaferi ilan edilmiştir.

Zafer Bayramı İlanı ve Tarihçesi

1922 yılındaki kesin zaferin ardından yeni bir devlet olarak modern Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi temellerinin oluşturulması çalışmalarına başlanmış ve 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu süreçten ötürü zaferin ilk yılında herhangi bir özel kutlama ya da anmanın yapılmadığı tarihsel kaynaklardan anlaşılıyor. 1924 yılında ise 30 Ağustos tarihinde Mustafa Kemal Atatürk, eşi Latife Hanım ile birlikte Dumlupınar’a gelmiş ve Çal Köyü yakınlarındaki Meçhul Asker Abidesi’nin temelini atarak Milli mücadele ruhunun kalıcı hale gelmesi gerektiğini vurgulayan bir konuşma yapmıştır. Esasen 30 Ağustos 1924 tarihindeki bu durum, Zafer Bayramı’nın da fiili başlangıcını oluşturur. Bundan 2 yıl sonra 1 Nisan 1926 tarihinde kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu ile Cumhuriyet ordu ve donanmasını bayramı olarak ilan edilmiştir. Bu kanunda her yıl Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri tarafından kutlama yapılacağı belirtilir. 1935 yılına kadar üst düzey kutlamalar tüm ülkeye yayılmış olmasa da bu tarihten itibaren kutlamalar, resmi bir bayram niteliği kazanmıştır. Süreç içerisinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı da 30 Ağustos gününü Tayyare Günü olarak kutlamıştır. 1960’lar sonrasında ise daha kapsamlı ve ülkedeki tüm yurttaşları içine alacak şekilde coşkuyla kutlanmaya başlanana 30 Ağustos Zafer Bayramı, Genelkurmay Başkanlığı yönetiminde organize edilmiş ve resepsiyonlarda tebrikleri ordu adına Genelkurmay Başkanı kabul etmiştir. 2011 yılında ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa’da yer alan Başkomutan sıfatına istinaden kutlamalara ev sahipliği yaparak teamülde önemli bir değişikliği sağlamış ve Zafer Bayramı kutlamalarının tebrik adresi Cumhurbaşkanlığı olmuştur. Askeri okulların mezuniyet törenleri ile yeni subay- astsubay atamalarının yürürlüğe girdiği tarih olma temayülünü de içeren Zafer Bayramı, 2018 yılında da Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda gerçekleşecek, kutlamalara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ev sahipliği yapacaktır. 

2018 Zafer Bayramı Kutlamaları  

30 Ağustos 2018 tarihinde yapılacak resmi törenlerde devlet erkanı Anıtkabir’e çıkarak Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakacak ve Cumhurbaşkanı, anı defterini imzalayacak. Akşam ise Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde resepsiyon verilirken Genelkurmay Başkanlığı da ayrıca gün içinde kutlamaları organize edecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı da gençlerle birlikte Dumlupınar Zafertepe’de bir etkinlik organize etti. Ulusumuzun kurtuluş mücadelesinin nihai zaferi anlamına gelen 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun. www.delphinhotel.com

02.07.2021