30 Nisan Dünya Caz Günü Kutlanıyor, Cazın Yolculuğu

Özel Dünya günleri Nisan ayı takviminde ayın sonunda yer alan ve özel bir öneme sahip olan Dünya Caz günü, yine 30 Nisan’da kutlanacak. Evrensel bir dile sahip olan müziğin kapsayıcılığı ile birleştiriciliği için de türler arasında icrası en zor dal olarak kabul edilen Caz müzik, 30 Nisan Dünya Caz günü ile ülkemizde ve tüm dünyada hem değeri hatırlanarak hem de özel konserle kutlanacak. Tüm sanat dalları içinde kendisine yer bulabilen Caz müziğin geçmişten günümüze yolculuğu ile ulusal ve uluslararası boyutta 2019 Dünya Caz günü kutlamalarına bir göz gezdirelim.

Caz Müzik ve Cazın Doğuşu

İngilizce "Jazz" kelimesinden dilimize Caz olarak giren müzik türü, alt türleri ile birlikte enstrümantal anlamda icrası en zor müzik olmakla birlikte kendine has bir dinleyici kitlesine de sahiptir. UNESCO, 2011 yılında 30 Nisan tarihini Dünya Caz günü ilan ederek bu müziğin değerini teslim ederken gittikçe popüler ve basit üretimli müziğin yaygınlaştığı günümüzde hem caz müziğin değerini teslim edip hem de bu türün üretiminin devamı için teşvik edici olmayı hedeflemiştir. 30 Nisan 2019 tarihinde 9. kez kutlanacak olan Dünya Caz gününün konusu olan Caz müziğin tarihçesi ise çok daha eski. Caz müziğin çıkışı ve bugünlere gelen yolculuğuna bakalım. 1800’lü yıllarda Afrika’dan bugünkü ABD’ye getirilen binlerce siyahi, o zamanki toprak sahibi Avrupa kökenli aristokratların çiftliklerinde zor koşullarda işçilik yapıyorlardı. Devamında 1900’lü yıllarda ABD’de beyazlık hakimiyeti nedeniyle yaşanan ırkçılık sorunlarının doğrudan muhatabı olan siyahların bir nevi dedeleri, atalarıydı bu işçiler. Ülkemizde tarlada ya da inşaatta çalışan işçilerin türkü söyleyerek çalışması, bilinen ve alışılagelmiş bir durumdur. İşte, caz müzik de Afrikalı işçilerin, 1800’lü yıllarda getirildikleri ABD topraklarında çalışırken söylediği türkülerin temelinde ortaya çıkmıştır. Yani caz müzik, Afrikalı bir müziktir. Afrikalı, çoğu köle olarak istihdam edilen bu insanların, yalnızca çalışırken değil kutlamalarda, yas törenlerinde, eğlencelerinde kendilerinden ayrı düşünülemeyen onlara has ritmlerin bir bütünü olan müzik, yeşerdiği Amerika topraklarında Avrupa kökenli geleneksel müzik formları ile birleşerek blues gibi alt türlerini de oluşturmuştur.

Caz Müziğin Dünya Yolculuğu

1800’lü yıllarda tarlalardan çıkan caz müzik, ismini hemen bu şekilde almamıştır. İlk olarak Amerika’nın batı kıyısında Chicago’da kendisini gösteren Caz müziği 1915 -20 yıllarında bu isimle anılmaya başlanmıştır. Dolu bir sanat müziği formundaki caz; ragtime, blues, fusion gibi alt türlere de sahiptir. Doğal halinde tek sesli müzik olarak ortaya çıkan caz müzik, Afrikalıların davullarla yaptıkları yerel festivallerle yaygınlaşırken Avrupalıların kullandıkları sazlar ve müzik armonilerini en başta kullanmazlar. Zamanla yeni sazların da kullanılmasına ilave olarak piyanonun da müziğin içine girmesi ile salon müziği türü kendisini göstermeye başlar. Daha sonra Avrupalılardan müzikteki armoniyi de öğrenen Afrikalılar, caz müzik olarak kabul edilen türün zenginleşmesini sağlarlar. Caz müzik, bugün bir salon müziği olarak genel kabul görse de aslında halen içinde var olan dansları, özel ritmleri ile bir kitle müziği özelliği taşır ve bunu da çıkış kökeninden alır. Cazın bir alt türü olarak söylenegelen Ragtime, cazın yolculuğunda çok önemli bir yere sahiptir. Bir piyano çalma şekli olan Ragtime, 1800’lerin sonu ile 1900’lerin başında kendisini gösterir. Piyanistin sol eli ile sabit olarak bas akor basmasına karşılık sağ eliyle ritm değiştirdiği bir tür olan Ragtime, piyano ile cazı buluşturma görevini üstlenmiştir. Afrikalıların müziğin kökeninde var ettikleri duyguyu, Avrupalılardan aldıkları armoni ile birleştirerek ortaya çıkardığı Blues türü ise caz müzik için önemli bir kilometre taşıdır. Bugün pek çok festival, caz-blues kelimelerini birlikte kullanan organizasyonlar yaparken caz ve blues farkı da her zaman müzisyenlerin ve müzik meraklıların tartışma konusu olmuştur. 

Cazın Yaygınlaşması

1917 yılında kendisini gösteren New Orleans’lı “The Original Dixieland Jazz Band” isimli bir caz grubunun yaptığı plaklar, caz müziğine uluslararası bir tanınırlık sağlarken grubun ismi olan “Dixieland” kelimesi de cazın enstrümantal icrası yönünden bir türün de adı olmuştur. Trompet, kornet, klarnet, saksafon, banjo, piyano, davul, tumba gibi enstrümanların birlikte kullanıldığı bu tür, cazın popülerliğine de büyük katkı sunmuştur. Devamında ise “Big Band” adı verilen 10 ve üzeri müzisyenin birlikte çaldığı bir müzik türü caz içerisinde hakim olmaya başladı. “Band” kelimesi İngilizce bando, grup, orkestra anlamına gelirken “big” sözcüğü de büyük demektir. Yani, büyük orkestra olarak çevrilebilecek Big Band müzik, 1920’lerden itibaren Caz müziğin en bilinen icra tarzı olmuştur. Üç gruba ayrılan bir enstrümantasyon ile icra edilen bu büyük orkestra müziğinde; trompet ve trombonlardan oluşan pirinç grubu ile piyano, davul, gitarın olduğu ritim grubu ve saksafon ile klarnetin yer aldığı nefes grubu bulunmaktaydı. Big Band ile evrensel anlamda tanınırlığı artan Caz müzik, tabi ki ABD dışına taşmış ve hem dinleyici hem icracı yönünden kitleselleşmeye başlamıştır. Nasıl ki en başta belirttiğimiz gibi icrası en zor müzik türü ise tarihçesi ve tanımı da bir o kadar zordur keza böylesine geniş bir müzikal altyapıya sahip olan türün etki alanı genişledikçe alt türleri de aynı şekilde artmıştır. 1940’lardan sonra Bebop, Cool Caz, Latin Caz, Free Caz ve Fusion gibi alt türleri oluşup bu alt türlere ait üretimleri günümüze kadar ve halen devam eden caz müzik, gerek kültürü gerekse de enstrümantal zenginliği ile az sayıda ve uzun vadede usta yetiştiren bir müziktir. Trompetçi Louis Armstrong, davulcu ve piyanist Art Blakey, kontrbas ustası Charles Mingus, tromboncu Dizzy Gillespie gibi ustaların yanında hayatı film yapılan piyanist Ray Charles da caz müzikle anılır. Türkiye’de ise Kerem Görsev, Okay Temiz, Fatih Erkoç, Jehan Barbur gibi geçmişten günümüze çalgı ve vokalde öne çıkan önemli isimler bulunmaktadır. 

30 Nisan 2019 Dünya Caz Günü Kutlamaları

2019 Dünya Caz günü kutlamaları çerçevesinde Türkiye’de de özel konser organizasyonları bulunuyor. Garanti Bankası’nın sponsorluğunda gerçekleştirilen Garanti Caz Yeşili festivalinde 30 Nisan akşamı İstanbul’da 5 konser var.  Saat 16.00’da Ülkü Aybala Sunat Zorlu PSM Amfi’de, 20.30’da ise Babylon Bomonti’de Colin Stetson, 21.30’da Garaj İstanbul’da, davulcu Clive Deamer ve Portishead’ten Jim Barr’ın yer aldığı caz-rock grub “Get the Blessing” konserleri programda yer alacak. Yine 21:30’da Nardis Jazz Club’da “Flapper Swing feat. Antti Sarpila” isimli grup sahne alacak. Tabi ki kutlamalar yalnızca Garanti Caz Yeşili ile sınırlı değil.  İstanbul’da Tamirane Akasya sahnesinde Jehan Barbur sahneye çıkarken cazın önemli isimlerinden Emin Fındıkoğlu, solistleri Melisa Kral ve Zeynep Kuyumcu ile Sainte Pulcherie Fransız Lisesi (Taksim) Konser Salonu'nda olacaklar.  Emin Fındıkoğlu ve ekibi, bu sene Alanya Caz Festivali’nde de sahne almıştı. Yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Sanatın içinde var olan duygunun acı kökenli bir geçmişle gelip enstrüman zenginliği ile buluştuğu caz müzik ve 30 Nisan Dünya Caz günü kutlu olsun.

07.07.2021