Dünyaya Çatısından Baktık: NEPAL

Dünyanın en yüksek dağları... Nefes kesen manzaralar... Hayranlık uyandıran tapınaklar... Vahşi hayvanlarla dolu ormanda safari... Bambaşka bir uygarlık... İnsan dünyanın çatısı Nepal’e gittiğinde daha ne görmek ister ki! Budizm ve Hinduizmin birbirine karıştığı bağımsız bir ülke Nepal. Yüzü aşkın etnik grubun yaşadığı, farklı dillerin konuşulduğu, dünyanın en yüksek dağlarına sahip, 8 bin 848 metrelik Everest’le çekim gücü olmuş bir ülke. Özellikle dağlardaki nefes kesen manzaralar, hızlı akan nehirler dağcıları, doğa sporlarına meraklıları ve gezginleri bekliyor. Dağları seven gezgincilerin birer küçük sırt çantası alıp gittiği/ gidebileceği bir yer Nepal. Hayranlık uyandırıcı, unutulmayacak birçok enstantaneye tanık olacağını bilen gezginler, bununla birlikte yoksul bir ülkeye gittiğini, zaman  zaman elektriklerin kesileceğini, otellerde fazla konfor olmadığını da bilir.

 Katmandu vadisine gidip güne ve gezinize başladığınızda, toz duman arasında sabah işlerine gitmeye çalışan Katmanduluların çılgın trafiğinin içinde buluyorsunuz birden kendinizi. Yerel halkın çoğu maskeli, başka türlü dolaşmak imkansız zaten. Çoğunluk motosiklet kullanıyor işaret dilleri ise korna. Bu karmaşadan sıyrılıp Katmandu’nun Durbar Meydanı’na girdiğinizde, günümüz dünyasından çıkıp bin yıldan da geriye gidersiniz. Durbar yani saraylar meydanında tapınakların muhteşem mimarisi karşısında büyülenmemek imkansız. Meydanda elliye yakın tapınak var. Tapınakların çevresindeki çeşitli tanrı heykelleri ile Kamasutra figürleri görülmeye değer. Eski kraliyet sarayı, maymun tanrı Hanuman da. Tanrılarına çiçek, tütsü ve kırmızı toz boya ile çeşitli meyveler sunan Hinduların seremonisine karıştığınız da bambaşka bir dünyaya ışınlanmış hissedersiniz. Meydanın en ilgi çeken yerlerinden biri kuşkusuz yaşayan tanrıça Kumari’nin evi. Evin avlusuna giriş serbest. Nepallilerin inancına göre yaşayan tanrıça Kumari küçük bir kız çocuğu. Güzellik, dayanıklılık gibi daha birçok özelliğe sahip olması gerekiyor. 4-5 yaşlarında çeşitli sınavlardan geçirilerek seçilen Kumari, ergenliğe kadar tanrıça olarak yaşıyor. Ergenliğe girmesiyle birlikte tanrıçalığı da bitiyor ve köyüne geri gönderiliyor. Daha sonra kötü şans getireceğine inandıkları için kimse onunla evlenmiyor ve hayatının kalanını emekli maaşıyla geçiriyor. Kumari yılda birkaç kez festivallerde dışarı çıkabiliyor. Evinin avlusuna gelen turistleri penceresinden selamlıyor.

Everest, Göster Yüzünü

Nepal daha çok dağcıların ve trekking yapmak isteyen turistlerin buluşma noktası. Nasıl olmasın; dünyanın çatısı diye anılıyor Everest bu topraklarda. Muhteşem Annapurnalar’ın karlı zirveleri insanı çağırıyor. Hiç aklında olmayanın bile  içine dağlara tırmanma aşkını düşürüyor. Katmandu, Patan ve Bhaktapur Katmandu Vadisi’nin üç önemli şehri. Eşsiz birçok hazineye sahipler. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Nepal’deki sekiz yerin yedisi Katmandu Vadisi’nde sekizinci ise Chitwan’da. Patan vadinin ikinci büyük yerleşim yeri. Durbar Meydanı’ndaki Krişna Mandır Tapınağı’nın üstüne göz alıcı figürler sonsuz sabırla işlenmiş. Bhaktapur ise çok etkileyici bir şehir ve gezginler için buradan ayrılmak biraz zor çünkü burada 15-16’ncı yüzyıllarda dolaşıyor hissetmek işten bile değil. Büyüleyici tapınaklar, saraylar, çömlekçiler meydanı, daracık sokaklar. Sokaklarda kaybolup kaybolup tekrar ana meydana çıkabilirsiniz.

Bhaktapur’dan 15 kilometre uzaklıkta bir dağ köyü olan Nagarkot’a gittiğinizde burada kalacağınız herhangi bir otelin balkonundan sabaha karşı Himalayalar’ı ve Everest’i panoramik olarak görebilirsiniz. Ertesi gün uyandığınızda sisin dağılmasını sabırla beklemeniz gerek çünkü Everest size yüzünü hemen göstermiyor. İlk görünen kutsal dağ Machhapuchhre. Piramit şeklindeki Machhapuchhre’ye tırmanmak yasak. Efsaneye göre Gropari köyünün tanrısı rahatsız olmasın diye dağa çıkılmıyor.Bir diğer efsaneye göre dağcılar çıkarken dağ bir depremle ikiye ayrılmış ve hepsi içine düşmüş sonra da kapanmış. O gün bugündür yasakmış. Budist tapınağı Swayambunath-Maymun Tapınağı, Budist ve Hindularca kutsal sayılıyor. Tarihi milattan önceye dayanan Swayambunath’da Buda’nın gözlerinin olduğu söyleniyor. Budist tapınaklarında bulunan “Om mani padme hum” yazan dua silindirleri Budistler ve ziyaretçiler tarafından döndürüldükçe iyilik, huzur ve barışın dünyaya yayıldığına inanılıyor. Barış için bir kez de siz dua silindirlerini çevirebilirsiniz. Katmanduda dağ yolları bozuk ve virajlı. Trafik bir o kadar yoğun; birbirinden renkli kamyonlar, yolcu otobüslerinin kapılarından sarkan insanlar hatta tepesinde yolculuk oraların en doğal insan hali adeta. Otobüs ve kamyon arkası yazıların en popüleri ise “See you / Görüşürüz”. Otobanlar ise bozuk yolların biraz hallicesi. Yol boyunca geçtiğiniz köyler, yemyeşil pirinç tarlaları,  yeşillenen doğa Chitwan’a yaklaşıldığının habercisi gibi selamlar gezginleri. Chitwan Milli Parkı’na giriş ücretli, günlük 15 dolar. Yalnız burada gece otelden dışarı çıkmanın tehlikeli olduğunu belirtmek gerek.

Timsahlar Acıkmadan...

Sabah erken saatlerde timsahlar henüz acıkmadan kanoyla Rapati Nehri’nde bir gezi yapabilirsiniz. İpek ağacından yekpare yapılmış kanoya bindiğinizde “benim ne işim var burada, dağlarda olsaydım daha iyi” diye düşünmeye başlayabilirsiniz zira timsahların arasında oldukça heyecanlı bu gezide, sessiz olmanız önemli. Ancak bu gezi heyecanlı ve kimine göre gerilimli olsa bile, dibi görünmeyen bulanık nehirde usulca ilerlerken ormanın sesini dinlemek herhalde insan tüm gerginliğini unutturur. Yanı sıra birçok değişik kuş sesini birbirinden ayırmaya çalışırken uyuklayan yavru bir timsahın yanından geçip gidebilirsiniz. Ormanda yürüyüş ve nehirde kano ile dolaşmanın sorumluluğunu Nepal hükümeti almıyor. Oh çok şükür kanodan indik derken başka bir maceraya atılma vakti gelebilir mesela bir  gergedan peşine düşebilirsiniz. Belgesellerde gördüğünüz kocaman karınca yuvalarının yanından geçip 100 yıllık sandal ağaçlarına sarılarak enerji alışverişi yapabilirsiniz. Ormanın derinliklerinde kan kırmızı çiçekleri, geniş bir bataklık üzerine yayılmış eflatun su sümbüllerinin nefes kesici olduğunu söylemeden geçemeyiz. Chitwan’da, hortumlarıyla su alıp turistlerin üzerine püskürtsün diye bakıcıları tarafından sürekli itilip kakılan filler biraz yürek sızlatabilir. Tercih sizin tabii,  sadece fillere dokunup sevmekle yetinebilirsiniz.

Çantalar Isırgan Otundan

Sıra Pokhara’da. Nepal’in ikinci büyük şehri. Phewa Gölü’nün kenarında turistik bir yer. Gölün ortasındaki adacıkta bulunan Barahi adlı Hindu tapınağına kanoyla gidiliyor. Ardından Budist tapınağı ve Barış pagodasına çıkılıyor. Pokhara’da Annapurnalar uçuşu yapan küçük uçakları ve yamaç paraşütü yapanları gördüğünüz manzara büyüleyici. Pokhara tam bir alışveriş cenneti. Doğal çayları, dağcılar için outdoor mağazaları ve turistik birçok dükkan var. Bir de Nepal’e özgü çuval kumaşından yapılmış çantalar dikkatimizi çekici. Almak için pazarlık yaparken çuval kumaşının marihuana ve ısırgan otundan yapıldığını öğrendiğinizde şaşırmayın ama.

Katmandu’ya Dönüş Vakti

Bagmati Nehri kıyısındaki, Nepal’in en önemli Hindu tapınağı Pashupatinath tanrı Şiva’ya adanmış. İçeriye giriş biletle olsa bile asıl tapınağa sadece Hindular girebiliyor.  Hinduların yakıldığı, ruhların özgür bırakıldığı bu yerde küller nehre savuruluyor. Buradaki hayattan elini ayağını çekmiş sadular da çok ünlü. Boudhanath Stupa’sı ise Budistlerin en önemli tapınaklarından biri. Ve gezginlerin görmeden gelemeyecekleri görkemde bir yapı. Tanrılar, tanrıçalar, kutsal nehirler, yemyeşil tepeler, görkemli Himalayalar ve tapınaklarıyla neyin gerçek neyin düş olduğunu ayırt etmenin oldukça zor olduğu Nepal’deki sihirli yaşamı her gezginin deneyimlemesi gerekir.

14.06.2021