Gazeteciler Günü – Türkiye’de Gazeteciliğin Tarihi

Gazetecilik mesleği, oldukça geniş bir anlama ve tarihçeye sahip. Gazetecilik, kendi içinde o kadar çok alt dala sahip ve bu meslek o kadar geniş bir kapsamda yer alıyor ki birbirinden farklı alanlarda çalışan iki kişinin de kendisinden gazeteci olarak bahsettiğini görebilirsiniz. 21 Ekim 2018 tarihi itibariyle ülkemizde ilk özel gazetenin yayınlanmasının üzerinden 158 yıl geçmiş oldu. 21 Ekim Gazeteciler Günü vesilesiyle gazete ve gazetecilik kavramlarının yanında Türkiye’de gazeteciliğin tarihini ve bugünkü durumunu detaylı olarak inceleyelim.

Gazete Nedir? Gazeteci Kime Denir?

Gazete, genel olarak yazılı basını ifade eder. Basın kelimesi de esasen yazılanların basımından gelir. Bugün en geniş ifadesi ile medya olarak tabir edilen basın, yazılı ve görsel basın olarak da tanımlanabilir. İtalyanca bir kökene sahip olan gazete kelimesi Türk Dil Kurumu tarafından “Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın” olarak tanımlanmış. İşte gazeteci kelimesi de ortaya çıkan bu ürünün her bir parçasında yer alan kişilere verilen isim. Yani her üretim alanında olduğu gibi gazeteciliğin de bir kültürü vardır. Bu kültürün içinde gazetenin tarihine içkin süreçlerin ortaya çıkardığı alışkanlıklar yer alır. Dolayısıyla gazeteciliği özümseyen ve hazmeden bir emekçinin yaşam karakteri de buna göre şekil alır. Bir gazetenin içinde haber, haberlere ilişkin değerlendirmeler ve yorumların yanında grafik düzenlemeler yani sunum vardır. Gazetenin çalışanları ise haber muhabirleri, grafik alanında çalışanlar, editörler ve köşe yazarlarıdır. Gazete, bir insan için haber alma ve gündemi takip etme anlamı taşır. Nasıl ki bir gazeteci için bir kültür söz konusuysa gazete okuru için de her gün eve alınan düzenli bir yayının kültürü vardır. Günümüzde gazeteciliğin yapılış şekli ve geldiği noktaya tekrar bakacağız. Öncelikle gazeteciliğin Türkiye ve öncesindeki tarihsel gelişimine bir göz atalım.

Türkiye’de Gazeteciliğin Tarihi

Türkiye’de gazeteciliğin tarihi, Cumhuriyetin ilanından çok önceye dayanıyor. Gazete ve gazetecilik, başlangıcında matbaaya dayalı olduğu ve buna mukabil Osmanlı’ya matbaanın çok geç gelmesinden ötürü 1860 yılında basılan ilk özel gazete olan, Agah Efendi tarafından çıkarılan Tercüman-ı Ahval gazetesi, ülkenin gazetecilik tarihinin de başlangıç noktası olarak kabul ediliyor. Ancak bu tarihten biraz daha eskiye, 1830’lara gittiğimizde Padişah 2. Mahmut’un emriyle çıkarılan Osmanlı’nın ilk resmi gazetesi 1831 yılında basılmaya başlanan Takvim-i Vekayi gazetesi vardır. Devamında ise 1840 yılında İngilizler tarafından yayınlanan ve Osmanlı Devleti’nden de teşvik alan Ceride -i Havadis ismindeki gazete de yarı resmi bir statüye sahiptir. Sonuç olarak resmi ya da gayrı resmi; Türkiye’de gazeteciliğin tarihi 1800’lü yılların ortalarında başlıyor.  Devamında Şinasi tarafından çıkarılan Tasvir -i Efkar gazetesi Namık Kemal tarafından devam ettirilmiş ve yine bu dönemde yani 1800’lü yılların sonunda Ali Suavi tarafından Muhbir ile Namık Kemal tarafından İbret isimli gazeteler çıkarılmıştır. Bu dönemde fikir tartışmalarının yükselmesi ile birlikte gazete sayısının da artması, Saray yönetimini harekete geçirir ve 1864 yılında “Matbuat Nizamnamesi” isminde bir düzenleme yapılır. Bu düzenleme gazetecilik tarihimizdeki ilk medya yasası niteliğindedir. Düzenlemede sansür de yer almaktadır. Bu süreçten de anlaşılacağı gibi Türkiye’de gazetecilik tarihi, fikriyata dayalı habercilik ve makale etrafında büyürken devletin de basını kontrol altına alma çabasının da olduğu bir noktadan başlamıştır. Hal böyle olunca basın özgürlüğü kavramı da ortaya çıkmıştır. Basın özgürlüğü adına 1876 yılında 1. Meşrutiyet ile birlikte hazırlanan Anayasada özgürlük vurgulanmış 1877 yılında buna bağlı olarak hazırlanan Basın Yasası, ancak Padişah Abdülhamit tarafından yürürlüğe konmamıştır. Bu dönemde Ahmet Cevdet’in yönettiği İkdam gazetesi ile Sabah gazetesi ve Ahmet Mithat Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat gazeteleri, en öne çıkan ve gazetecilik tarihinin temel taşı niteliğinde yayınlardır. 1908 yılında ilan edilen 2. Meşrutiyet ile birlikte basın özgürlüğü konusunda olumlu gelişmeler yaşanmış ancak bir süre sonra bu sefer de iktidarda olan İttihat ve Terakki, baskıya başlamıştır. Cumhuriyetin ilanına kadar Osmanlı döneminde emekleme süreci yaşayan gazetecilik, devlet ile özel girişimin bir çekişmesine sahne olmuştur denilebilir. Kurtuluş Savaşı sürecinde de yine politik fikir ayrılıklarının ifadesini en etkin şekilde yaptığı yerler gazetelerdir.

Cumhuriyet Sonrası Gazetecilik

Gazetecilik, haber ve fikir ulaştırma işlevi çerçevesinde ülkenin iktidarıyla çekişmesini hemen her yerde ve her zaman sürdürür. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte 1919 yılında konulan sansür yasası kalkar. 1924 yılında Yunus Nadi, bugünkü Cumhuriyet gazetesini kurar. Ancak ülkede yaşanan kimi politik çekişmeler nedeni ile bu kez de Takrir-i Sükun yasası çıkar ve tüm gazeteler kapatılır. 1931 yılında çıkarılan Matbuat Kanunu da tıpkı Osmanlı dönemindeki Matbuat Nizamnamesi gibi yine medyaya birtakım düzenlemeler getirir. Bu yasayla devlete gazete kapatma yetkisi verilir. 1946 yılında ise bu yetki kaldırıldı. Cumhuriyet dışında günümüze uzanan en eski gazeteler olarak 1948 yılında kurulan Hürriyet ve 1950 yılında kurulan Milliyet, gösterilebilir. 1954 yılında ise yine basını kontrol altına alan “Basın Yasası” çıkarıldı. Bu dönemde kurulan Tahkikat Komisyonu ile devlet – medya ilişkilerinin en gergin olduğu süreç yaşandı ve yine gazete kapatmalar oldu. 1960’dan sonra ise gazeteciler için olumlu haklar sağlayan Basın Ahlak Yasası çıkarıldı. 1960’lı yılların sonu ile 1970’li yıllar, basın özgürlüğü ve gazeteciliğin en gelişkin olduğu zamanlardır. 1980 darbesi sonrasında ise renkli ofset baskıya geçilmesi ile beraber farklı bir gazetecilik süreci başladı ve ardından büyük sermaye sahiplerinin satın almalarıyla gazetecilik, ağırlıklı olarak plazalara taşındı. 2000’li yıllara kadar gelen süreçte Türkiye’de gazetecilik tarihi özetine bakılacak olursa fikriyat ve meşakkatin bir arada ilerlediği görülürken teknoloji ve sermayenin de çok belirleyici olduğu söylenebilir. 

Günümüzde Gazetecilik ve Medya

İnternetin hayatın vazgeçilmezi haline gelmesi ile birlikte gazeteciliğin üretim ve yayın şekli de değişmiştir. Artık internet gazeteciliği yaygındır. Halen basılı medya var ancak gerek artan maliyetler gerekse de internetin yaygınlığı nedeniyle düşen satışlar, basılı gazeteciliği internet gazeteciliğine taşıyor. Gazete basımını durdurup tamamen internete geçen kuruluşların sayısı artıyor. Öte yandan arşivin tamamen sanal bir bilgi deposuna bırakılması ile basılı materyallerin somut varlığının önemi tıpkı kitaplar gibi gazeteler için de tartışma konusu. Ancak önümüzdeki süreç, dijital gazeteciliğin daha da yükseleceğini gösteriyor. 

21 Ekim Gazeteciler Günü

21 Eki 1860 yılında ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’in çıkarılmasının üzerinden geçen 100 yılın ardından 21 Ekim 1960 yılında PTT, bir pul bastırmıştır. Bu duruma paralel olarak 21 Ekim günü de Gazeteciler Günü ya da Gazeteciler Bayramı olarak kutlanmaktadır. Tüm gazetecilerin ve basın emekçilerini Gazeteciler Günü kutlu olsun.

07.07.2021