21-28 Nisan Ebeler Haftası Kutlu Olsun – Ebeliğin Tarihçesi

İçinde bulunduğumuz hafta ulusal ve uluslararası pek çok özel günü kapsarken aynı zamanda insanın hayata gözlerini açtığı anın ilk şahidi olan ebelerin de haftası. Dünya ve Türkiye’de Ebeler Haftası olarak geçen 21-28 Nisan haftasında tarihsel geçmişi insanlıkla eş olan sağlık emekçisi ebelerin haftasını kutlarken bu özel hafta vesilesiyle ebelik mesleğine geçmişten günümüze daha yakından bakalım.

Ebelik Nedir? Ebe Kelimesinin Anlamı

Öz Türkçe kökenli bir kelime olan ebe, 1070 yılında en eski ve muteber Türkçe sözlük olan Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-it Türk isimli eserinde anne anlamında kendisini gösterir. Ebe kelimesi köken/ çağrışım olarak bebe, bebek kelimelerinden türemiştir.  Dolayısıyla doğrudan bugünkü kullanımı olan anlamına sahip olan ebe kelimesi öncesinde Türkçe’de anne ve oradan hareketle büyükanne, saygı değer kadın gibi anlamlara sahiptir. Meninski’nin 1680 tarihli Thesaurus isimli eserinde ise ebe kelimesi, bugün daha yaygın olan “Doğum yaptıran kişi” anlamına gelir. Burada yeri gelmişken Meninski isimli yazarın Thesaurus eserinin 17. yüzyılda İstanbul Türkçesindeki sesler ve ses benzeşmeleri üzerine bugün referans alınan bir eser olduğunu belirtelim. Yukarıdaki iki ana anlamdan da anlaşılacağı gibi ebelik kavramı, doğumla ve annelikle bağdaşıktır. Büyükanne, anneanne gibi anlamları, ayrı bir yerde dursa da konumuz olan doğum yaptıran kişi anlamı da bu bağlamdan çok kopuk değildir keza yaşamın kutsandığı, yaşamaya sebep olan bir konumda yer alır. Bu bakımdan ebelik kavramı ile bilinen tarihini de bu gözle değerlendirelim. Bugün, profesyonel bir sağlık uzmanlığı anlamına gelen ebelik, 4 yıllık teorik ve pratik eğitimin verilerek lisans derecesinde mezun veren bir meslek koludur. Yazımızın ilerleyen bölümlerinde yer vereceğimiz ebeliğin tarihçesinden hareketle usta-çırak şeklinde ilerleyen bir mesleğin bugün akademik eğitim birikimine sahip bir meslek dalı haline gelmiş olması, sevindirici ve güven vericidir. Ebelik mesleği, Ebeler Konfederasyonu tarafından gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemde kadının bakımını sağlayan, kendi sorumluluğunda doğumu gerçekleştiren, yeni doğan bebeğin bakımını sağlayan ve bunları anne ile işbirliği içinde yürüten bir profesyonel olarak tanımlanıyor. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ise ebeye doğum ve yukarıdaki sorumluklarına ilave olarak 0­-6 yaş grubu çocuk beslenmesi ve aşılarını yapan, aile planlaması, kişisel hijyen kuralları, ilk yardım, bulaşıcı ve sosyal hastalıklardan korunma konularında hem uygulayıcı hem de eğitici bir rol biçerken, doğum ve ölüm istatistik verileri toplanması ve değerlendirilmesi süreçlerine de dahil ediyor.  Her iki tanım, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan tanım ile örtüşüyor.

Ebeliğin Tarihçesi

İnsanlık kadar eski bir meslek olan ebelik, elbette bugünkü profesyonel haline uzun erimler ve deneyimler sonucunda ulaştı. Ebeliğin bugün tanımı yapılan, yalnızca doğurma değil doğum sonrası bakım ve sürdürülebilirlik görevi, ebeliğin tarihçesinde en eski zamanlardan itibaren yerini almıştır. M.Ö 5000 yıllarına ait olduğu kabul edilen resimlerde doğum yapan kadınlara yardım eden ebeler görülmüştür. Kutsal kitaplarda İncil’de de ebelikten bahsedilmiş, kutsal bir meslek olarak Hz. Musa tarafından da aktarımı yapılmıştır. Hekimlerin atası sayılan Hipokrat’ın kimi doğumlarda kadınlara yardım ettiği ve bu nedenle kendisine erkek babaanne dendiği de Antik Yunan kaynaklarında yazar. Buna benzer her ulusun yazılı tarihinde ve hikayelerinde kendisine yer bulan ebelik, zaman içinde gelişim göstererek bir literatüre kavuşmuştur. Peki, ülkemizin tarihinde ebelik nasıl bir gelişim göstermiştir? Şimdi bu detaylara biraz bakalım.

Türkiye ve Türklerde Ebelik

Yazının başında ebeliğin kelime anlamında da belirttiğimiz gibi Türk kültüründe önemli bir yeri olan ebelik, her dönemde saygı ile karşılanan bir meslektir. Usta çırak metodu ile eğitilen ebeler, Türklerin tarihinde Türkiye Cumhuriyeti öncesindeki en kurumsal devlet yapısına sahip olan Osmanlı İmparatorluğu tarihinde de ebelik geniş bir yer tutar. Osmanlı’da ebeler üçe ayrılır: Saray ebeleri, kibar ebeleri ve halk ebeleri. Mesleki anlamda çalışma alanları belirlenmiş ebelerin işlerini yaparken kullandıkları ve kendilerine ait doğum iskemlelerine ebe örekesi ismi verilirdi. Hekimler, doğum bilgisine sahip olmakla birlikte doğum yaptırmaz, bu işi ebelere bırakırdı. Ebelik eğitiminin usta-çırak ilişkisinden okul eğitimine ve oradan da bugünkü akademik eğitimine geçişinin başlangıcı ise 19. Yüzyılı bulmuştur. 1840 yılında Tıp fakültesi anlamına gelen Tıbbiye’de ebeler için bir meclis kurularak sınavla ebeler alınmaya başlamış ve 1842 yılında 2 yıllık ebelik kursları açılmıştır. Teorik eğitimlerin hekimler, pratik eğitimlerin ise Avrupa’da ebelik eğitimi almış ebe hocaları tarafından verildiği bu kurslardan yetişenler öğretmenlik de yapmışlardır. 1843 yılında kadınlara özel Haseki Sultan Darüşşifası ve 1847 yılında da Guraba Hastanesi Kadın Hastalıkları bölümünün açılması, bu mesleğin ülkemizdeki önemli kilometre taşlarındandır. 1892 yılında ise Besim Ömer Paşa tarafından ilk doğum evi açıldı. Bu Doğum evinin o zamanki ismi Viladethane idi. 1905 yılında daha büyük kapsamlı Kadırga Viladethanesi açılmıştır. 1920 yılında milli mücadele yıllarında kurulan Büyük Millet Meclisi ile Dr. Adnan Adıvar’ın yönettiği Sağlık Bakanlığı kuruldu ve Kızılay bünyesinde 2 yıllık ebe eğitimleri verilmeye başlandı. 1928 yılında Haydarpaşa Tıp Fakültesi bünyesinde açılan ebelik okulu, ortaokul mezunu kızları eğitmeye başladı ve bu süreçlerin sonunda 1928 yılında diplomasız ebelerin doğum yaptırması yasaklandı. Kadın Doğum Kliniği ve Ebe Okulu, 1966 yılında o zamana kadar bünyesinde yer aldığı Cerrahpaşa Hastanesi’nden ayrıldı. Köy ebe okullarının açılması ve eğitimin 3 yıla çıkarılmasının ardından 1975 yılında hazırlanan ebe – hemşire programı sonrası 1978 yılında köy ebe okulları kapatılarak bu tarihten itibaren Sağlık Meslek Liselerinde 4 yıllık eğitim verilmeye başlandı. 1985 yılında Sağlık Meslek Yüksekokullarında 2 yıllık ön lisans programı açılan ebelik, 1997-98 döneminden bu yana 4 yıllık bir lisans programı olarak okutuluyor.

Ebeler Haftası ve Dünya Ebeler Günü

Esasen Dünya Ebeler günü ile ülkemizde kutlanan Ebeler Haftası, birbirlerinden farklıdır. Dünya Ebeler Günü kutlaması fikri 1987 yılında Hollanda’da bulunan Uluslararası Ebeler Konfederasyonu tarafından ortaya çıkarılmıştır. Devamında 1991 yılının 7 Mayıs'ında ilk kez kutlanan Dünya Ebeler Günü daha sonra her yıl 5 Mayıs tarihine sabitlenmiştir. Ülkemizde ise ayrıca bir Ebeler Haftası kutlaması bulunuyor. 21-28 Nisan haftası olarak belirlenen Ebeler Haftası, Dünya Ebeler gününden 1 hafta öncesine tarihlenmiş oluyor. Ebelik mesleğinin değeri, doğum öncesi ve sonrasında anne ile bebek bakımı hizmetleri, anne ve çocuk sağlığı ile anne ve bebekle ilgili tedbirler konularında halkın bilinçlenmesi ve farkındalık yaratma amacı taşıyan Ebeler Haftası'nda ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada bu değerli mesleği icra eden emekçileri saygı ile selamlıyoruz.     Kaynaklar: Türk Ebeler Derneği – Ebeliğin Tarihçesi

07.07.2021