8 Eylül Dünya Okuma Yazma Günü – Okuryazarlık Ne Durumda?

Birleşmiş Milletler’in kültür alanında çalışan örgütü UNESCO tarafından ilan edilen Dünya Okuma Yazma günü ya da Dünya Okuryazarlık Günü, her yıl 8 Eylül tarihinde kutlanıyor. İnsanlığın ileri yönde gelişiminin en temel gereksinimi olan okuma ve yazmanın teşviki ile Dünya okuryazarlık durumunun her yıl hangi seviyede olduğunu ve bu durumun geliştirilmesi için yapılması gerekenleri tartışmaya dönük bir ortamın sağlanmasını amaçlayan 8 Eylül Dünya Okuma Yazma günü vesilesiyle bizler de bu önemli konunun detaylarına bakalım. Dünyada okuma – yazma rakamları ile nüfusa oranına bakarken okuryazarlığın kullanımı ile ne anlama geldiğini de tartışalım. 8 Eylül Dünya Okuma Yazma günü 2019 teması, mesajları ve tarihçesi ile okuryazarlığın günümüzdeki son durumu için buyurun.

2019 Yılında Dünya Okuma Yazma Bilen İnsan Sayısı

UNESCO, geçen yıl 8 Eylül tarihinde Dünya Okuma Yazma Günü nedeniyle açıkladığı rakamlara göre dünya genelinde 750 Milyon kişi, okuma ve yazma bilmiyor. Bu rakam, önceki sene yani 2017 yılında da böyleydi. Günümüzde yetişkin bir insanın okuma yazma bilmemesi şaşılacak bir konu olarak görülebilir. Ancak 1800’lü yılların başında yani bundan 200 yıl öncesinde dünyada okuma yazma bilme oranı %20’nin altındayken 1900’lü yıllara gelindiğinde ise bu oran hala % 50’yi geçmemişti. Eğitime verilen önemin artması, iletişim olanaklarının yükselmesi ve yeni dönem modernizmi sayesinde bugün dünya genelinde zorunlu eğitim, hemen tüm devletlerce benimsendiği için okuma yazma oranı da müthiş bir artış gösterdi ve okuma yazma bilme oranı bugün %90’lar seviyesine geldi. 750 Milyon gibi önemli bir rakamın okuma – yazma bilmiyor olmasının önemli bir eksiklik ve şaşkınlık veren bir değer olarak karşılanmasının nedeni ise bugünün koşullarında beklentilerin çok yüksek olmasından kaynaklanıyor. Eskilerin deyimiyle “Eli kalem tutmuş olmak” artık yeterli değil. Dolayısıyla yeme içme gibi temel bir fonksiyon haline gelen okuma – yazma bilgisine sahip olma oranının da artık % 100 olması bekleniyor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde de bunun gerçekleşmesi söz konusu olacaktır.

Okuma – Yazma Nedir? Okuryazarlık Ne Anlama Geliyor?

Okuma yazma denilince ne okuyup ne yazıldığını da düşünmek gerekiyor. Yukarıda bahsettiğimiz istatistikler, haliyle nicel bir yönü işaret ediyor, peki nitelik? Okuma ve yazma dediğimiz şey aslında bir insanın bulunduğu ülkenin dilinde ya da anadilinde okuma ve yazma becerisine sahip olması anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında anadil bile olsa günümüzde bir dili öğrenmek, yalnızca o dili anlamak ve konuşmakla sınırlı olarak görülmüyor. Okuma ve yazma becerilerini de kavramakla bir dil tam anlamıyla öğrenilmiş oluyor. Bu açıdan okuma yazma konusunun nitelik bileşenlerine bakıldığında karşımıza ilk olarak lisan yani dil çıkıyor. Dolayısıyla okuryazar bir insanın kaç dile hakim olduğu da önemli bir veri. Bir başkası ise okuryazarlık bilgisinin kullanımı. Okumak için yazmak gerekir. Bu nedenle herhangi bir dilde okuma ve anlama becerisine sahip birisinin bu becerisini kullanması için o dilde yazılı materyallere ihtiyacı var. Bu da yine bir dilde yazı yazma ya da yazılı materyal üretimi konusunu beraberinde getiriyor. Yani yazma becerisine sahip kişilerin üretimleri ile okuma becerisine sahip kişilerin bu üretimleri okuması ve bu döngünün gelişerek devam etmesi de okuma-yazma konusunda nitelik anlamındaki diğer bileşen yani okuma – yazma üretim ve gelişim faaliyeti olarak tanımlanabilir. Okuma yazma bilgisi oranında nitelik yönünden bir diğer bileşen de okunup – yazılan şeylerin katkısı ve/veya değeri. Burada bahsettiğimiz bileşeni, yukarıda sözünü ettiğimiz okuma yazma konusundaki nitelik bileşenleri ile beraber düşünürsek; bir dilde yapılan yazılı üretimlerle o üretimlerin okunmasının dile, kişiye ve topluma etkileri olarak bir cümle ile özetleyebiliriz. Bir dilde üretilen yazılı işler, o dili geliştirici, kültür sağlayıcı ve fikirsel anlamda derinleştirici de olabilir kısıtlı kelimelerle salt düz bilgi veren resmi belge türünde yazılar da olabilir. İnsanlar, sosyal ortamlarında kendilerini konuşarak ifade ettikleri ve iletişimlerini hakim oldukları dille yaptıkları için kullandıkları dilin zenginliği ve derinliği de ancak o dilin yazma – okuma – tartışma eksenindeki üretimlerinin gücüne bağlıdır. Bu nedenle bir alfabe üzerinde sesleri tanımlanabilen, 500 -1000 aralığında şeyleri ve durumları adlandırabilen kelimelere sahip, kendi içinde tutarlı bir grameri olan bir dil gelişime açıkken okuma – yazma faaliyetleri ile derinleştirilmedikçe yok olmaya da yüz tutar. Okuma – yazma bilgisinin nitelik yönünden değerlendirmesini, bu şekilde yaptığımızda karşımıza lisan bilgisi, üretim değeri ve kültür çıkıyor. Bu nedenle okuryazar olma halini, salt bir dilde bunu yapabilmek değil hem bireysel hem de toplumsal olarak bir yaşayış ve düşünüş biçimi olarak kabul etmek gerekiyor. Bu tanım haliyle bir nitelik tanımı olduğundan nicel değerlerle istatistiki ifadesi zor ancak dünya genelinde bu tanımı 1’den 10’a kadar bir kalite puanı ile değerlendirmek istesek herhalde bu puan, 5’in altında olurdu.

8 Eylül Dünya Okuma Yazma Günü 2019 Teması

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü olan UNESCO, Dünya Okuma Yazma günü 2019 temasını Okuryazarlık ve Çok Dillilik olarak belirledi. UNESCO, resmi açıklamasında: “2019 Uluslararası Okuryazarlık Günü, 2019 Uluslararası Yerli Dil Yılı Kutlamaları ve Salamanca Dahil Etme Eğitimi Bildirgesi'nin kabul edildiği Dünya Özel İhtiyaçlar Eğitimi Konferansı'nın 25. yıldönümü kutlamaları ile dayanışmayı ifade etme fırsatıdır” ifadesini kullandı. 29-30 Mart 2001 tarihlerinde İspanya’nın Salamanca kentinde yapılan akademik üst düzey kongrede alınan kararlarda yüksek öğretimin temel ihtiyaç olarak kabul edilmesi bağlamında dünya üzerinde konuşulan dillerin akademiye dahli amacına atıf yapılmış oldu. Buna göre UNESCO, dilin yukarıda nitelik bileşenleri olarak sözünü ettiğimiz toplumsal kültürün gelişimindeki değerine ithafen; “2019 Uluslararası Okuryazarlık Günü, “Okuryazarlık ve Çok Dillilik” konusuna odaklanacak” şeklinde bir hedef belirtti. UNESCO 8 Eylül 2019 mesajında; “İlerleme kaydedilmesine rağmen, okuryazarlık zorlukları, ülkeler ve toplumlar arasında eşit olmayan bir şekilde dağıtılıyor. Eğitim ve okuryazarlık gelişiminde dilsel çeşitliliği benimsemek, bu okuryazarlık zorluklarının üstesinden gelmek ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için çok önemlidir.” denildi. Günümüzün dijital bilgi çağındaki yoğun üretim, erişilebilirlik ve hız etmenlerini, önce ulusal sonra da uluslararası boyutta insanların ve halkın gerçeklikleri ile ihtiyaçları lehine kullanmak yine insanların elinde olan bir durum. Okuma ve yazma bilgisinin yanında dillerin zenginleşmesi, okuma alışkanlığının artması, okuyarak ve bilgi sahibi olarak fikir sahibi olmanın bir yaşam biçimi haline getirilmesi, önce bireye devamında da topluma fayda sağlayan birincil bir hedef olmalı. Bu hedeflerin yüksek oranda gerçekleştiği daha güzel yarınlar dileğiyle 8 Eylül Dünya Okuma Yazma Günü kutlu olsun diyoruz.

07.07.2021