Antiphellos/Habesos Antik Kenti / Likya Birliği - Antalya

Antiphellos Antik Kenti bugün Antalya’nın Kaş ilçesi yerleşkesinin olduğu bölgededir. Kaş’ta bulunan iki dilli bir yazıtta kentin adının Antiphellos’tur. Daha eski ismi ise Habesos’dur. MÖ IV. yüzyılda oldukça küçük bir yerleşim yeri olduğu söylense de, şehrin Batı kısmında kalan Çukurbağ Yarımadası’na gelen yolun sağında bulunan Antiphellos Antik Kenti’nin denize bakan tiyatrosu oldukça sağlamdır. Bugün halen ayakta olan anfitiyatronun ve 4000 kişilik kapasitesine bakılacak olursak, kent bölgesinin günümüze kadar süregelen zamanda yerleşim yeri olmasından kaynaklı olarak, eserlerin ve yapıların korunamadığı ihtimalini de değerlendirmek gerekir. Hellenistik dönem özelliğini taşıyan tiyatro Roma döneminde restore edilmiştir.

Antiphellos Antik Kenti'nin Denize Nazır Muhteşem Tiyatrosu

 

 

İnsan böyle bir manzarayla karşılaşınca adeta nutlu tutuluyor. Düşünsenize sahnenin geri planında kalan manzara muhteşem bir deniz manzarası ve onun her an değişiverecek durumu. Üç boyutun da ilerisinde her haliyle canlı, yaşayan bir sahne. Böyle bir sahnede hangi sanatçı olmak istemez, ya da halkı başına toplamış ve hangi işinin erbabı bir yetkin?

Antiphellos Antik Tiyatrosu'nun kuzeydoğusunda kentin nekropolü bulunmaktadır. Büyük bölümü kayadan oyularak meydana getirilmiş ve dorik nizamda olan bu Kral Kaya Mezarı, oldukça ilgi çekicidir. Giriş duvarına ise kadın figürleri işlenmiş.

MÖ IV. yüzyılda, Toros dağlarının dik yamaçlarına kurulmuş olan Antiphellos Antik Kenti, denizle buluştuğu noktada yarımadalar, adacıklar ve Meis Adası ile kuşatılmıştır. Antiphelloslular, biraz ileride bulunan Phellos Limanı’nı kullanmışlardır. Phellos Grek dilinde “Taşlı Yol” anlamına gelmektedir ve gerçekten de bu gün Kaş olarak bildiğimiz bölgenin coğrafi yapısı ile oldukça uyumludur. Hellenistik döneme girildiğinde Phellos’un gerilemesi, Antiphellos’u ön plana çıkartmıştır. Bu dönme Roma döneminde de devam etmiş, bölge ormanlardan elde edilen sedir ağacı ticareti ve süngercilik sayesinde gelişerek Pellos’un limanı durumundan çıkmış ve kendine yeten zengin bir şehir durumuna gelmiştir.

 

Bugün oldukça hareketli ve turistik bir bölge olan antik şehirden kalan tek blokluk lahit, Uzun Çarşı Caddesi üzerinde turistlerin dikkatini çekmektedir. MÖ 4. yüzyıla tarihlenen lahit günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiştir. Üstünde Lykia dilinde sekiz satırlık bir yazı olduğu görünse de yazılar okunamadığından, kime ait olduğu bilinememektedir. Halk bu lahitte Kral Lahdi adını takmıştır. Kent içinde dolaşırken birçok kaya mezarı, lahitler ve "mausoleion" adı verilen mezar anıtları ile karşılaşmak mümkündür.

Kaş’ın tarihi hem de doğal zenginlikleri saymakla bitiremeyeceğimiz gibi Batık Kent Kekova, antik çağın önemli merkezi Myra, insani vasıflarından dolayı Noel Baba tiplemesi ile özdeşleştirilen Aziz Nikolas, Demre ve Lykia’nın bir numaralı liman kenti Patara’nın turistik anlamda bir destinasyon yaratması, bölgeyi oldukça değerli kılmaktadır. Likyalıların günümüze kadar ayakta durabilen yapıtlarla bölgeyi donatmaları ve en göze çarpanları arasında; antik tiyatro, Likya Kaya Mezarları, Kaş Anıtı, Grek Tapınağı. Akropol olarak nitelenen yükseltinin Meis Adası'na bakan yüzünde, günümüze ulaşabilmiş düzgün bir işçiliğe sahip olan sur kalıntılarının olması, bölgenin doğal güzelliklerinin yanında daha da bir özel kılmaktadır.

Bu İsimleri Böyle Önemli Yerlere Kim veriyor Bilmiyorum Fakat "Dansözler Mezarı" Hem Bilimsel Değil Hem de Etik!

Dansözler Mezarı MÖ. IV. yüzyılda doğal kayalara oyulmak suretiyle ev tipinde inşa edilmiştir. Kare biçiminde 4,5 m olarak inşa edilen, kapının karşısındaki duvarda el ele tutuşarak dans eden küçük figürler ve sedir üzerinde dans eden 21 adet figür işlenmesinden dolayı bu mezara dansözler mezarı ismi verilmektedir. (Tabii ki "dansöz kelimesiyle tarihe ışık tutulmaya çalışılan bu yaklaşımı kabul etmemiz ve buraya Arap kültürüne ait bir kelime olan ve 17. 18 yüzyıllarda ortaya çıkan bir kelimeyle iki bin yıllık bir tarihi anlatmaya kalkmayı tasvip edebilmemiz mümkün değildir. Ne yazık ki bu alanda çalışanlar bu yaklaşımlarıyla her ne kadar bilimsel bir veriyi, yaklaşımı önümüze koyamasalar da bu onların yaptığı tek örnek değildir. Yine Antalya Arkeoloji Müzesi'nde Perge Antik Kenti'nde çıkartılmış eşsiz bir eser de kadın yontusunda eteklerinin etrafa savrulması neticesindeki görüntüden yola çıkarak, bu esere de "dansöz heykeli" demişlerdir. İnsan bu tip şeylerle karşılaşınca nutku tutuluyor, acaba gerçekten bu ismi verenlerin arkeloji okuyup okumadığını merak ediyorsunuz." Kaş’ın simgesi durumuna gelmiş olan ve dilim varmadan söylediğim bu "Dansözler Mezarı", Uzun çarşı caddesinde bulunan Postane sokağındadır. Dansözler Mezarı şehirde akropol olarak nitelenen yükseltinin Meis Adası'na bakan yüzünde muntazam sur kalıntıları görülür. Ancak bu sur kalıntılarının kuzey ve batı yönlerinden günümüze bir şey gelememiştir.

Kaş, tarihi eserleri yanında tam bir doğa cennetidir. Büyük çakıl, Küçük çakıl ile Kalkan yolu üzerinde bulunan Akçagerme ve Kaputaş plajları, tertemiz sularında serinleyebileceğiniz yerlerden. Ayrıca, sadece denizden ve yürüyüş rotasından ulaşılabilen, antik Sebeda kentini ve Antiphellos'un ikinci limanı olan Limanağzı Plajı'nı da unutmamak gerekir. Doğayla tarihin bütünleştiği Kekova'ya (Simena) yine tekneyle gidilebildiği gibi, karadan çağız'a (Theimioussa) gidilip ardından motor veya deniz kanosuyla (sea kayak), batık kent ve inci gibi işlenmiş koylar gezilebilir. Kaş'ın çevresinde yer alan mağaralardan Mavi Mağara, Aşırlı Adası Deniz Mağarası, Kekova Adası Deniz Mağarası, güvercinleri ile ünlü Güvercinlik Mağarası, tüysüz yarasaları ve ayazma kalıntısı ile Hıdrellez Mağarası dikkat çekicidir.

Silvan Güneş

Biyografi Yazarı

Kaynak ve Alıntılar:

https://www.wikiwand.com/tr/Antiphellos

http://www.medicalnetwork.com.tr/2008_dosya/Gezi%20Notlar%C4%B1%20temmuz%202009.pdf

http://www.tatilcinim.com/haber-5741-antalya-kas-antiphellos.html#.WnIoY6hl_IU

02.07.2021