13 Mayıs Türk Dil Bayramı – Gelişimi ve Türkçe’nin Kökeni

Dil, bir toplumun hafızası ve kültürünün kanıtıdır. Lisanın dil olarak kullanımı sözün değerini gösterir. Anadili, bir insanın diğer canlılardan farklı olan bilgi aktarımı özelliğine aracılık eder. Bu anlamda dilin değeri o halk içinde hemen her şeyi barındırır. İşte, ülkemizin resmi dili Türkçe için de bugün yani 13 Mayıs tarihi Türk Dil Bayramı olarak kabul ediliyor ve kutlanıyor. Peki, Türk Dil Bayramı nereden geliyor. Gelin şimdi hem Türk Dil Bayramı’nın anlamı ile kökenine hem de bugün Türkiye’de kullanılan Türkçe’nin tarihsel yolculuğuna bakalım.

Türk Dil Bayramı Kökeni

Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılışının ardından Anadolu’da ortaya çıkan ve yönetimi bölgesel olarak üstlenen beylikler arasında en kuvvetli olanlardan biri de Konya ve çevresine hakim olan Karamanoğlu Beyliği idi. Anadolu’da beylikler döneminde her beylik kendi iç yönetim sistemi ve kurallarını getiriyordu. İşte o dönemde Karamanoğulları Beyi Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277 yılına tarihlenen zamanda şöyle bir ferman yayınladı: "Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya." Mehmet Bey’in bu fermanı, çok dilli ve kültürlü olan Trakya, Anadolu, Mezopotamya, Kafkasya coğrafyasında Türkçe için bir itibar yükseltme hareketiydi. Türkçeyi “Türk dili” olarak tanımlayan bu ifade, Orta Asya’dan Anadolu’ya bir yolculuğu olan dile ait bir tanımlama yapmış, bu tanımla bir halkın ifadesine de ön açmıştır. Orta Asya’dan gelen Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi ve burada kurulan Selçuklu Devleti içinde halk arasında konuşulan bir dil haline gelen Türkçe, devletin resmi yazışmalarında ise kullanılmıyordu. Karamanoğlu Mehmet Bey, Türkçenin devlet seviyesinde kullanımını sağlayan bir hamle yapmıştır. Türkçe öncesinde devlet yazışmalarında kullanılan dil ise Arapça ve Farsça diliydi. Türklerin bu coğrafyada devlet kurma noktasında varlığını sürdüren bir noktaya gelmişken kendi dillerini aynı seviyeye çıkartmasının gecikmesini önleyen bu fermanın tarihi olan 13 Mayıs günü de Türk Dil Bayramı olarak kutlanmaya devam ediyor. Kutlamalar Karamanoğlu Beyliği’nin hüküm sürdüğü daha önce Konya’ya bağlı olan ancak şu anda il olan Karaman’ın Ermenek ve Balkusan köylerinde özel olarak gerçekleştiriliyor.  Bugün Türkçe’nin kullanımı, doğru kullanımı ve bilgisi sıkça vurgulanan bir konu. Dilin ne olduğu, o dili konuşan halk tarafından tayin edilir. Diğer taraftan filoloji yani dil bilim ise akademik olarak bu konuyu inceler. Dillerin tamamen kendilerine özgü kelimelerle ari bir şekilde varlığını sürdürmeleri elbette olanaksız. Böyle bir şeyin var olması için bugün kimi zaman Güney Amerika ve Afrika’da halen keşfedilen kabileler gibi yüz yıllarca dışa kapalı bir yapı olması gerekir. Bu nedenle hele ki bu coğrafyada yüz yıllar boyunca hüküm süren bir devletin halkının da dilinin etrafındaki dillerle etkileşimi kaçınılmazdır. Türkçe de haliyle başta Arapça ve Farsça olmak üzere diğer dillerden etkilenmiştir ve bu ortaya çıkan yeni dil Osmanlıca’da kendisini göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Osmanlıca mirası dilin Latin alfabesi ile okuma-yazmasına geçilmesine ilave olarak yine Osmanlı’nın son döneminde başlayan Batı etkisi kendisini daha fazla göstermiştir ve günümüz Türkiye Türkçesi son halini almıştır. Türkçe’nin bu yolculuğuna tekrar geri döneceğiz. Şimdi Türk Dil Bayramı’nın kutlanmasına vesile olan Karamanoğlu Mehmet Bey’in hayatına ve beyliğinin kısa tarihine bir göz atalım.

Karamanoğlu Mehmet Bey Kimdir?

Karamanoğlu Beyliği’nin ikinci beyi olan Kerimüddin Karaman’ın oğlu olan Karamanoğlu Mehmet Bey’in doğumu tam olarak bilinmezken vefatı 1280 yılında olmuştur. Selçuklunun başkenti olan Konya ve çevresine hakim olan Karamanoğulları’nın beyi olmuştur. Selçuklu sarayında devlet yazışmalarında Arapça, edebi dil olarak Farsça dilleri kullanılırken halk arasında Türkçe konuşulmasının ortaya çıkardığı tezata dönük olarak millette dil birliği sağlanması yönünde çalışmalar yapmıştır. Bu anlamda Toroslardaki Türkmen boylarından bir ordu kuran Mehmet Bey, Selçuklu ve Moğolları yenerek Konya’ya girmiş, Konya’daki Selçuklu Türklerinin de desteğini almıştır. Selçuklu İmparatorluğu’na Gıyaseddin Siyavuş’u geçirten Mehmet Bey, kendisi de saraya vezir olmuş ve bugün Türk Dili Bayramı olarak kutlanan 13 Mayıs gününde 1277 yılında "Bugünden geru divanda, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır." Fermanını vererek Türkçeye itibar kazandıran büyük bir hamle yapmıştır. 

Türkçe’nin Tarihsel Yolculuğu ve Gelişimi

Karamanoğlu Mehmet Bey’in resmi itibar kazandırdığı Türkçe’nin çıkışı ve tarihsel gelişimine bakalım. Orta Asya’da dağınık olarak yaşayan boyların dili olan eski Türkçe, 6. Yüzyıldan 13. Yüzyıla kadar dışa kapalı bir dönem yaşamıştır. Orhun Kitabeleri’nin yol gösterici olduğu bu döneme ait olan yazılı kaynaklar Göktürk, Uygur ve Karahanlılar dönemlerinin olduğu 3 tür yapı gösterir. Göktürk dönemi, o dönem ait olan Köktürk yani Orhun Abideleri, Göktürk sonrasında kurulan Uygur devletinin dili de; Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın), Altun Yaruk (Altın Işık), Irk Bitig (Fal Kitabı), Kalyanamkara, Papamkara Hikayesi gibi eserlerde kendisini gösterir. Bugün Çin’de halen varlığını sürdüren Uygur Şinçar Özerk bölgesinde yaşayanlar, öz Türktür ve dilleri bu dönemden gelir. Uygur Türkleri, Budizm ve Maniheizm inançlarından dolayı o dönem yazılan metinlerde Budizm etkisi kendisini gösterir. Eski Türkçe döneminin son evresi ise Karahanlı metinleridir. 840-1212 yılları arasında yine Orta Asya’da varlığını sürdüren Karahanlı dönemine ait olan Divân-ı Hikmet, Atabetü’l-Hakayık, Dîvânü Lûgati’t-Türk, Kutadgu Bilig gibi Türkçe’nin temelini oluşturan eserler söz konusudur. Karahanlıların bir özelliği de tarihteki ilk Müslüman Türk devleti olmalarıdır. 12. yüzyıl sonrasında batı ve kuzey yönlü göç ile yeni yurt arayışlarına bağlı akınların yaşanmasıyla Türklerin diğer haklarla temasa geçmesi söz konusu olmuştur. Böylece dış etkiye kapalı öz ya da bir başka deyişle eski Türkçe farklı haller almıştır. Bu yeni oluşan Türkçe dili ise göç yollarına göre Batı Türkçesi ile Kuzey-Doğu Türkçesi şeklinde iki kola ayrılmıştır.  Batı Türkçesi, bugün hepimizin İstanbul ağzı olarak temel referans kabul ettiğimiz ve bölgesel şivelere sahip olan Türkiye Türkçesi’ni kapsamaktadır. Türkiye’nin merkezinde yer aldığı dilimizin etki alanı Balkanlara kadar sirayet etmektedir. Batı Türkçesi’nin sürecine bakıldığında ise Selçuklunun Anadolu’ya girişi sonrası, 600 yıllık Osmanlı dönemi ve yaklaşık 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti döneminin etnik, kültürel, sosyo-politik ve dinsel süreçleri etkili olmuştur. Kuzey doğu Türkçesi ise bugünkü Azerbaycan’dan Kazakistan ile Türkmenistan’ı kapsayan coğrafyada farklı lehçelerle konuşulmaktadır. Bu nedenle Türki Cumhuriyetlerde konuşulan dil de esas itibariyle Türkçe olmakla birlikte Türkiyelilerin anlaması kolay olmamaktadır. Bugün Türk dili, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, Türkiye ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde resmi dil olarak ancak o ulusların ismiyle farklı hallerde varlığını sürdürmektedir. Bu devletlerin içinde yaşayan Ahıska Türkleri, Türkmenler, Gagavuz Türkleri gibi etnik alt gruplar da Türk dilini konuşmaktadır.  1500 yılı aşkın tarihi olan Türk Dili’nin Bayramı kutlu olsun.

07.07.2021