Antalya’nın Büyüleyici Koyları ve Gezi Rotaları

Akdeniz’in incisi Antalya’da yaz ayları yaklaşırken birbirinden enfes güzellikler barındıran koyları hatırlayalım. Antalya’da yapacağınız yaz tatilinde mutlaka uğramanız gereken koylardan öne çıkanları, sizler için derledik. İşte büyüleyici tonlarıyla Antalya'nın koyları ve gezi rotaları.

Ceneviz Koyu

Antalya'da Musa dağının eteklerinde, dik bir yamacın altına arka arkaya sıralanmış Ceneviz ve Sazak koyları yer alır. Mavi ve yeşilin birleştiği eşsiz koylar ve sahil şeridinden biri olan Ceneviz Koyu yamacındaki kale kalıntısından dolayı bazen Porto Ceneviz olarak anılır gemiciler tarafından. Hem Çıralı hem de Adrasan’dan bir saatlik tekne yolculuğuyla ulaşılabilen Ceneviz koyunu tepeden seyretmek doyumsuz bir keyif yaşatır insana. Ceneviz koyuna ulaşım, sadece deniz yolundan yapılabilmektedir. Karadan ulaşmak hemen hemen mümkün değildir. Bir zamanlar korsanların sığınağı da olmuş bu şahane koyun mistik atmosferiyle büyülenebilirsiniz. 

Sazak Koyu

Sazak Koyu’nun tabii ve korunaklı konumu, bölgenin geçmiş zamanlardan beri bir liman olarak kullanıldığının kanıtıdır.  Durgun sularında yatları dinlendiren Sazak koyu, soyu tükenmekte olduğu için koruma altına alınan Akdeniz fokunun da yaşama alanıdır. Kent yaşamının hızından uzak, gökteki yıldızları sayarak, bol oksijenli bir havada uyuyacağınız bir yerdir Sazak Koyu. Girintisi en fazla olan, büyük bir koydur. Çevresi yüksek dağlarla çevreli olan koy tamamen ormanlık bir araziye sahiptir. Soğuk kaynak suyunun denize karıştığı ufak kumsalı, insanların kaynak suyuyla serinlemek için mutlaka uğradıkları bir kumsaldır. Öğle saatlerinde, tek gölge yer burasıdır. Adrasan ve Çıralı’dan tekneyle ulaşabileceğiniz gibi ayrıca Ayrıca Adrasan'dan araçla da Sazak Koyu'na gidebilirsiniz. Bir kez gittiğinizde, bir sonraki tatilinizde yeniden görebilmek için can atacağınız bir doğal cennet burası. Ayrıca mavi yolculuk kaptanları tarafından ‘Balayı Koyu' olarak isimlendirildiğini de belirtmeden geçmeyelim.

Alacasu Cennet Koyu

Yemyeşil çam ormanlarıyla büyüleyen Alacasu Cennet Koyu’nun arkasında Tahtalı Dağı, önünde Akdeniz'e uzanır. Araba yoluyla ulaşmanın zorlu olduğu Alacasu’ya daha çok günlük tekne turlarıyla ulaşılabilir. Ya da maceraperestler Çıralı plajından devamla tarihi Likya yolunu takip ederek bu cennet koya gidebilir. Hatta yol boyu keskin kayalıklarda gezinildiğinde doğal su mağaraları ve obrukların yaban hayata barınaklık ettiği bile tanık olunur. Her mevsimde buraya gelip dağ çadırları kurularak doğanın tadına varılabilir. Kayalıklar üzerinden sahil boyu yürümeye devam edildiğinde, açık denizin sahili nasıl biçimlendirdiği görülür ve buradan Phaselis Antik kentine doğru bir rota belirir. Yarı yola gelindiğinde yüksek ve dik uçurumlu sarp kayalıklar ziyaretçilerinin önünü keser ancak yeniden dağa tırmanarak burada işaretli patika yollardan Antik Phaselis kentine doğru tarihi bir yolculuk yapmak da unutulmaz olabilir. 

Kekova Adası Tersane ve Salyangoz Koyları

MS 2. yüzyılda depremlerle yok olmuş Dolkisthe Antik Kenti’nin batıklarının bulunduğu bir ada olan Kekova 1990’dan bu yana sit alanı olarak koruma altında bulunduğundan sadece Antalya’nın değil tüm Akdeniz bölgesinin en temiz ve doğa ile tarihin iç içe geçtiği, bir yeryüzü cenneti. Ve içinde birçok eşsiz güzellikteki koyu barındırıyor. Hal böyle olunca da yatların demirlediği eşsiz sahilleri ve balıkçı köyleri her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist ağırlıyor. Mavi yolculuk tekne ve yatlarının en popüler duraklarından olan adanı, yüzmek için en güzel yeri Tersane Koyu. Burası aynı zamanda, Bizans dönemine ait bazilikasıyla arkeolojik kalıntıların yoğun olarak bulunduğu, pırıl pırıl bir suya sahip ve aynı zamanda teknelerin demirleme alanı. Salyangoz Koyu’na ise Kaleköy'den (Simena) tekneyle 20-25 dakikada ulaşılabiliyor. Kekova’nın en huzurlu ve sakin koylarından biri olan Salyangoz Koyu, ayrıca Caretta Caretta’ların yaşam alanlarından bir tanesidir.

Suluada Koyu

Türkiye’nin Maldivler’i denilen Suluada koyuna Adrasan’dan tekne ile ulaşabiliyor. İncecik ve bembeyaz kumu, berrak denizi ve sakin, huzurlu ortamıyla Antalya’nın en çok ziyaret edilen ve hayranlık uyandıran koylarından biri. Küçücük bir koy olan Suluada ismini adadaki şifalı olduğu söylenen tatlı su kaynağından alıyor. Tekne turuyla adayı ziyaret eden tatilciler bu buz gibi suyu içmeden dönmüyor. 

Akseki Koyu

Akseki Koyu, ince kumu ve berrak denizi ile ziyaretçileri kendine hayran bırakan bir başka güzel koydur. Karadan orman yolu takip edilerek, küçük bir patika yolla bu koya ulaşılır. Adrasan Sahil sistemi içindeki en büyük koydur. Çok şirin, küçük bir kumsalı vardır ve göz alıcı güzellikte kızılçam ağaçları denize kadar iner. Akseki adını koyun girişinde rastlanan beyaz ve dik yamaçlı kayalardan alır. Akseki Koyu’nun kumsalı ikiye bölünmüştür ve genellikle tatilciler deniz zemini kum olan tarafı tercih ederler.

Karaöz Korsan Koyu

Tarihi Likya Yolu'nun en bakir, birbirinden muhteşem Akdeniz manzaralarının olduğu bir rotayı takip ettiğinizde ulaşabileceğiniz Korsan koyu, meşhur Gelidonya Feneri’nden batıya doğru Karaöz tabelasından devam edildiğinde yaklaşık bir saatlik yürüyüş sonrası tarlalarla çevrili bir yolda ilerlerken karşınıza çıkacaktır. Korsan Koyu ufak ama çok güzel bir yerdir. Yüksekliği 10 metreyi bulan çamların gölgesinde, mis gibi reçine kokusunu içinize çekerek yapacağınız yürüyüşle Korsan koyunun eşsiz güzelliklerini adım adım yaşayacaksınız.

Üçağız Koyu

Bünyesinde pek çok tarihi kalıntı ve doğal güzellik barındıran beldeye tek ulaşım yolu çevre kasabalardan deniz yoludur ve ulaşımın sadece denizden olması bu doğallığın korunmasını sağlamıştır. Demre Üçağız'da uzun seneler boyunca balıkçılık ve kuru tarımla geçimini sağlayan halk, günümüzde turizme daha büyük yatırımlar yaparak geçimlerini bu yönde sağlamaktadır. Genellikle pek çok küçük pansiyon bulunan bölgede pansiyon sahipleri de yerli halktan oluşmaktadır. Üçağız, tekneler için de iyi bir barınaktır. Üçağız Koyu adeta doğal bir liman özelliği gösterir. Üç tarafı teknelerle çevrili olan bu koyun denizi ise mavinin en berrak halidir. Üçağız köyünde Theimussa antik kentine ait pek çok tarihi kalıntı bulunur. Tarihi hakkında pek bir bilgiye ulaşılamayan köyün geçmişinin M.Ö. 4. Yüzyıla uzandığı varsayılmaktadır. Köyden günümüze mezar kalıntıları ve söveler kalmıştır. Bu mezarların büyük çoğunluğu Helenistik ve Roma dönemine aittir. Mezarların üzerinde yazıtlar bulunur ve bu yazıtlarda Kyaenai ve Myra vatandaşı diye yazılıdır. 

Hidayet Koyu

Mavinin her tonu görebileceğiniz, Kaş’ın en güzel koylarından biridir Hidayet Koyu. Suyun cam gibi berrak ve dalgasız olduğu, ziyaretçilerine bir akvaryumda yüzüyor hissi veren muhteşem Hidayet Koyu’nda deniz kaplumbağalarıyla yüzmek gibi eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz. Aynı zamanda dalış yapanların favori dalış noktalarından biri de olan Hidayet Koyu’na şnorkelinizi almadan gitmeyin. Ulaşımı ise çok zorlu değil. Çukurbağ yarımadasına girince dümdüz ilerliyorsunuz, yolun sağındaki Hamarat Pansiyon'u geçince ilk sola sapıyorsunuz.  Ve dar, topraklı yoldan devam ettiğinizde kuytudaki Hidayet Koyu sizi karşılıyor.

14.06.2021