Hamaxia/Hamaksya Antik Kenti (Sinek Kalesi) / Pamfilya – Klikya Sınırları İçerisinde Bir Küçük Yerleşke -Alanya

Hamaxia Antik Kenti, Alanya’nın 6 km kuzeybatısında Elikesik Köyü sınırları içerisindedir. Halk arasında “Sinek Kalesi” olarak bilinen bu küçük yerleşke Alanya’nın Konaklı beldesi sınırları içerisinde olması ve Konaklı’nın da Pamfilya ile Kilikya sınırlarını ayıran bir belde olması nedeniyle kimi kaynaklarda burası Pamfilya kimi kaynaklarda ise Kilikya sınırları içerisinde olarak belirtilmektedir. Alanya, Kuzeyinde Toros Dağları, Güneyinde Akdeniz’in bulunduğu küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Kilikya coğrafi karakteri nedeniyle iki farklı bölgeyi içine almaktadır. Kilikya’nın doğusu düz olduğu için “Ovalık Kilikya”, batısında ise dağ gurupları olduğu için “Dağlık Kilikya” diye adlandırılmıştır. Coracesion (Alanya)’nın sınırları içerisinde olan Laertes (Gözüküçüklü), Syedra (Seki), İotepe (Uğrak) ve Hamaxia (Elikesik) gibi antik çağdaki küçük yerleşim yerleri de Dağlık Kilikya sınırları içerisinde yer almıştır. Amasyalı coğrafyacı Strabon (İ.Ö. 63 - İ.S. 25) “Geographika” adlı kitabında Coracesium’u zapt edilmesi çok güç ve dik bir yer olarak tanımlamış, aynı zamanda Hamaxia kentinden, gemi yapımında kullanılan kerestenin elde edildiği, özellikle sedir ağaçlarının bol olduğu bir yer olarak söz etmiştir. Bu da bize gösteriyor ki, Hamaxia Antik Kenti Roma Dönemi’nden de önce iskân edilen bir yerleşim yeridir. Doğal savunma kolaylığı ve küçük limanı ile antik çağlarda korsanların barınağı olan Coracesium, İ.Ö. 2. yy’ın ortalarında Anadolu’nun güney sahillerini koruyan Rodos Deniz Birliği’nin bozulması sonucunda ilk korsanlık hareketlerine maruz kalan, sonra da Diodotos Tryphon adında bir korsan reisi Coracesium’u sahiplenip etrafına korku salmış, şimdiki “Arap Evliyası” olarak bilinen yerden, Alanya Kalesi yarımadasının batı ucunda bulunan “Ehmedek” adı verilen yere kadar olan kısma iri taşlarla harçsız bir kale duvarı çekmiştir.

Bir Rivayete Göre Korsan Diodotos Typhon, Korsanlar Mağarası'nda Ganimetlerini Saklamıştır

Korsan Diodotos Tryphon bugün “Kızlar Yarığı” denilen, turistik adıyla “Korsanlar Mağarası” olarak bilinen yerde ganimetlerini saklamıştır. Bir rivayete göre Diodotos’un bu soygun deposunun güvenliğini sağlamak için de Alanya’nın denize uzanan bu doğal burnu ile kara bağlantısını kesip bir ada yaptığıdır. İ.Ö. 2.yy.’ın ortalarında Coracesium’u üst olarak kullanmış hatta kendi adına sikkeler bastıran Korsan Diodotos Tryphon’un, Hamaxia gibi bir yerleşim yerini –şahsi fikrime göre- kendi güvenliğini karadan sağlamak için mi kurdurduğu, yoksa korsan olduğu için burasının sedir ağaçlarıyla kaplı oldukça sık bir ormanlık alan olması nedeniyle, sedir ağaçlarını tekne yapımını sağlayıp denizlerdeki gücünü daha çok artırmak amacıyla buradan kereste sağlayıp yeni korsan teknelerine sahip olmak amacıyla kendine bir üs mü yaptırdığı, yoksa Coracesium’u ele geçirmesiyle birlikte buradaki sakinlerin canlarını ve mallarını korumak amacıyla daha dağlık, yamaç olan böylesi bir mesken mi tuttukları ya da Diodotos’dan da önce zaten kurulmuş bir yerleşim yeri mi olduğu bilinmez! Fakat her iki durumda da Hamaxia’yı konum ve Coracesion’a 7 km kadar olan uzaklığı nedeniyle değerlendirdiğimizde, 450 metre yükseklikte bir konuma sahip yarım daire biçimli surlarla çevrili bir yapının bir de gözetleme kulesi olması, burasını sanki küçük bir garnizon hizmeti veren ya da kendi sınırlarını koruyan, Coracesion sakinleri ile bir şekilde ilişki içinde olan bir yerleşim yeri olarak görmek de yanlış olmaz. Hamaxia Antik Kenti’nde yapılan yüzey çalışmalarında M.S. 1. yüzyıla ait izler ve Roma ve Bizans dönemine ait yapılar bulunmuştur. Bazı kaynaklar kentin İ.S. 100-200 yılları arasında Coracesium’a bağlı, zengin olmayan küçük bir topluluk tarafından kurulup, burada kendi sınırları içerisinde yaşamlarını sürdürdüğü yazmaktadır. Oldukça iyi korunmuş 11 yazıtlı exedra mimariye sahip surlar arasında (yarım daire şeklinde düzenlenmiş küçük yapı) bir nekropol, rektogonal[1] taşlardan yapılması nedeniyle Helenistik döneme ait olduğu düşünülen bir kule, çeşme, hamam, çeşitli ev kalıntıları, geç dönemde kiliseye çevrilmiş büyük bir yapı, irili ufaklı bazı mezar kalıntıları vardır. Hamaxia’da daha çok belli başlı ailelerin isimlerini taşıyan onur yazıtları bulunmuştur. Çok azında kent yapılarından bahsedilen bu yazıtlarda Hermes ve Serapis kült alanından bahsedilmektedir. Sur duvarı dışındaki batı ve kuzey yönlerde yer alana nekropol alanında araziye yayılmış durumda ostotekler (kül kutuları)[2]  ve parçaları Alanya Arkeoloji Müzesi tarafından korunmaya alınmış, müze koleksiyonunun önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Ayrıca Alanya Arkeoloji Müzesi’nde Hamaxia Antik Kenti’ne ait kabartmalı bir mezar steli ile birlikte bazı mezar ve mezar parçalarını sergilenmektedir. Zeus ile Helena'nın oğlu Hermes tanrıların en kurnazı ve hızlısı olarak bilinmektedir. Roma mitolojisinde karşılığı Merkür'dür. Yedi telli liri ve kavalı icat eden Hermes, Zeus'un habercisidir. Ticaret yapanlara klavuzluk etmek ve dünyanın neresinde olursa olsun yolcuların özgür haklarını korumak gibi görevlerinin de olduğundan yola çıkacak olursak, ruhları yer altı dünyasına götürmek gibi görevleri olan Hermes'in, sedir ağaçları ile çevrili Hamaxis gibi bir küçük yerleşkede ne aradığını tahmin etmek ya da burada yaşayan o bir avuç azınlığın neden Herkes inancına sahip olduğunu tahmin etmek zor değildir. Küçük Asya ve Avrupa'da Zeus ile Hades'in birleşimi gibi heybetli kabarık saçlı, elinde asası olan bu tanrının gücünün sınırları neredeyse tüm kıt'alara yayılmıştır. Her tarihte farklı betimlense de tarihler birbirini kovaladıkça değer üstüne değer kazanmış, yılan gövdeli, koç başlı, göğsünde güneş, elinde asası olan bir tanrı olarak özellikle Roma döneminde son haliyle oldukça sempati kazanmıştır. Eski Mısır'da güneş tanrısı olduğu ve Anadolu'ya doğu ile batının yüzyıllar içinde yaptığı siyasi, ekonomik, sosyokültürel ilişkiler sonucunda ününün yayıldığı, öbür dünya ve verimliliğin tanrısı olarak isim yapmış bir tanrıdır. Anadolu'da Sinoplu tanrı olarak bilinir.

Şehrin en son ne zaman terk edildiği bilinmemekle birlikte, İranlı yazar ve tarihçi İbn-i Bîbî (1283-1296)’nin 13. yüzyılda kaleme aldığı “El-Evâmirü'l-Alâiyye fi'l-umûri'l-AlâiyyeSelçuknâme” adlı Selçuk Tarihini anlatan eserine göre; Sultan Alaeddin Keykubat’ın (1200-1237) Alanya Kalesi’ni fethedip buraya Alaiye (Alaeddin’in şehri) ismini verdikten sonra Elikesik Köyü’nün Asar mevkiindeki geldiğinde, Hamaxia Antik Kenti’ne yaşayan olup olmadığını öğrenmek için elçiler gönderdiği, yaşayan kimseyi göremeyen elçilerin sultanın huzuruna çıkıp, kimsenin olmadığını ifade eden “eli kesik, ilişik kesik” dediği yazmaktadır. Burası Sultan Alaeddin Keykubat zamanında “eli kesin” yani insanla ilişiği kesilmiş yer dendiği için, o zamandan beri bölgeye halk arasında eli kesik olarak tarih edildiğinden, bugün hala burası resmi kayıtlara “Elikesik” olarak geçmektedir.

Hamaxis Antik Kenti Tarihsel Olarak Büyük Bir Değer olduğu Kadar Turizm İçin de Oldukça Gelecek Vaat Eden Önemli Bir Tarihi Kenttir

Hamaxia Antik Kenti şu anki haliyle yeterli derecede arkeolojik çalışmaların yapılmadığı, turistik olarak ziyaret edilebilecek gerekli ulaşımın ve albeninin sağlanmadığı, harabe haliyle dahi tarihe meydan okuyan hala korunmaya alınmadığı bir yerdir. Buraya yapılacak ferdi geziler, bölgenin maki bitki örtüsü ile çevrili olması, yılan ve benzeri tehditler ve tehlikeler nedeniyle pek de güvenli olmayacağından tavsiye edilmez. Hamaxia Antik Kenti’nden Alanya manzarası ve devamında Gazipaşa’ya kadar uzanan Manavgat sahili muhteşem manzarasıyla inanılmaz bir panoramaya sahiptir. Gönül ister ki, takriben 2000 yıldır geçen zamana meydan okuyan, insanlık tarihinin önemli yapılarından olan Hamaxia Antik Kenti bir an evvel ayağa kaldırılsın. Yerli ve yabancıların uğrak yeri olurken, özellikle eğitim öğretim içinde çocuklarımızı rahatlıkla getirip, bölgesel tarihi tanıtacağımız bir tarih ve eğitim için bir alternatifimiz olsun. Turizm için bir cazibe merkezi haline getirilsin. Silvan Güneş Biyografi Yazarı

Alıntı & Resim & Fotoğraflar * https://www.alaturka.info/en/turkey-country/riviera/alanya-gazipasa/1524-hamaxia-alanya-2#prettyPhoto[gallery99ccd9f2d0]/9/

  • Alanya Tarihi, Müzeleri ve Ören Yerleri, Alanya Müze Müdürlüğü, 1998,1. basım. s.15.
  • Antalya Kültür Envanteri, (Alanya), 2003, s. 40-41
  • http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44878/hamaxia.html

  • Haşim Yetkin (Alanyalı Araştırmacı-Emekli Öğretmen)

[1] Örülme tekniğine göre duvarlar: a) Düzensiz rektogonal duvarlar: Çeşitli boyut ve ölçüdeki dikdörtgen taşlarla örülen duvar. b) Düzgün rektogonal duvarlar: Aynı ya da benzer boyut ve ölçülerdeki dikdörtgen taşlardan örülen duvarlardır. Hamaxia Antik Kenti’ndeki kule duvarı düzensiz rektogonal duvar türüne girmektedir. [2] Ortotekler: Pişmiş toprak ya da taştan yapılan, içinde ölünün kemiklerinin ya da yakıldıktan sonra küllerinin bulunduğu bulunduğu bir çeşit sandık tabut. Hristiyanlıkta din şehitleri ya da azizlerden arta kalan kemik parçaları bu sandıkta muhafaza edilirdi. Antik dönemlerde insanlık tarihi içinde yaşamış insanların ölüm adetlerini anlamamız bakımından oldukça önemli veriler elde etmemizi sağlayan ortotekler, Hamaxsia Antik Kenti’ndeki yaşam hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayan en önemli belgelerdendir.

07.07.2021