Kremna Antik Kenti / Psidia Uygarlığı

Kremna Antik Kenti bugünkü konumuz, yine heyecanlı bir antik kentin günümüze kadar gelebilmiş değerlerini sizlerle buluşturmaya çalışacağım. Bizlerden binlerce yıl önce yaşamış insanların geçmişlerini yazmak ise veriler sınırlı oldukça zor, hoyrat eller onları tahrip ettikçe imkansız... Dünyanın neresine giderseniz gidiniz, Anadolu kadar, her karış toprağına adım adım yayılmış, günümüzden yüzyıllarca önce yaşamış insanların izlerine rastlayamazsınız. Özellikle de Antalya ve çevre illeri bu konu o kadar zengin bir ilimizdir ki, burası için Likya, Psidia ve Pamfilya gibi antik dönemin önemli miraslarını günümüze kadar taşımız kentlerin coğrafyası diyebiliriz.... Bugünkü yazımızda da yine onlardan biri olan ve Kremna Antik Kenti’ni sizlere tanıtacağım. Antalya’yla arasındaki mesafe 91 km (1 saat 24 dk.) olan antik kenti Burdur ilinin, Bucak ilçe sınırındaki Çamlık Köyü yakınlarındadır. Psidialılar tarafından kurulan kent Aksu (Kestos) Vadisi’ne hâkimdir. Uçurumla çevrili bir tepe üzerine kurulmuş olan kent Kremna ismini bu coğrafi konumundan dolayı almıştır. Kremna, “uçurum” demektir. Şehrin etrafı 2 km genişliğinde, 7-8 metre yükseklikte surlarla çevrilmiştir.

Antik Kentler Neden Hep Yüksek Tepelere Yapılır?

Antik dönemlerdeki kentlerin her birinin en bariz özelliği, hepsinin de çok yüksek yerlere yapılmış olmaları ve eğer coğrafya uygunsa mutlaka sırtlarını kayalık bir dağa dayamış olmalarıdır. Ayrıca Torosların o dik yamaçlarına amfitiyatro yapmak da oldukça kolaydır ve o yüksekliği yaratmak için özel bir hafriyata da daha uç bir mühendisliğe de fırsat bırakmaz.  Antik kentlerin güvenliği bakımından içinde yaşayanların kendilerini her an güvende hissetmeleri çok önemli bir konudur. Savunması zor olan bir coğrafyada ne kadar yükse surlarla kenti çevrelerseniz çevreleyiniz, böyle kentleri korumak her zaman daha riskli olmuştur. Sonuçta savaşlar insan gücüyle yapılıyor ve kentleri korumak için de iyi yetiştirilmiş askerlere, muhafızlara ihtiyaç vardır.  İşte bu noktada kentlerin planlaması çok önemlidir.  Bir tepenin yamacına kurulacak olan bir kenti ızgara biçiminde tepeden aşağıya doğru teraslama biçimi, antik kentlerde gördüğümüz çok bilindik bir şehir plancılığıdır...

Kremna Antik Kenti Bir Çok Hükümdarın Ele Geçirip Yönettiği Bir Kent Olmuş!

 Kremna Antik Kenti MÖ 6. Yüzyılda Lidyalıların, MÖ 546’da Perslerin eline geçti. MÖ 333’de Büyük İskender’in burayı alması ile de Makedonyalıların hâkimiyeti altına girdi. Sonrasında ise sırayla; MÖ 306-168 tarihleri arasında Makedonya’da hüküm süren hanedan Antigonos Hanedanlığı’nın hizmetindeydi kent. İskender’in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu parçalandı. İskender’in generallerinden Seleukos tarafından kurulan Hellenistik imparatorluk Seleukoslar kente sagip oldular. Batı Anadolu’da I. Attalos tarafından MÖ 241 yılında kurulan ve bunu da devletin ilk hükümdarı olan Filetairos ve halefi I. Eumenes'in kral unvanını kullanmamış olması gösterilen Bergama Krallığı da bu kente izlerini bıraktı bir müddet. MÖ 60’da yeniden Roma ele geçirdi kenti. MÖ 280-274 yıllarında Balkanlar ve Batı Anadolu'da yaşadıktan sonra Orta Anadolu'da Ankara ve Çorum, Yozgat yöresine yerleşen Orta Avrupa kökenli Kelt kavmine mensup Yunanlıların ve Romalıların “Galyalılar” diye tanımladıkları Galatların da eline geçmesiyle nice hükümdarın yönetimine hırslarına, zevkine mazhar olup nice günler gördü! (Antik Dönemin önemli tarihçilerinden Amasyalı coğrafyacı Strabon, aktarımlarında, MÖ 39-25 yılları arasında hüküm süren Galat Kralı Amyntas’ın Psidia’yı egemenliği altına aldığından bahsetmiştir. Kremna’nın zapt edilemez bir kent olduğunu Galat kralının bu kenti bile fethettiğine değinmiştir. Yine Kremna’nın bir Psidia bölgesi kenti olduğunu ve “Selgessos” olarak da anıldığını  Strabon yapıtında yer vermiştir.)[1] MÖ 25’de tekrar  Romalıların yönetimine giren Kremna Antik Kenti, Roma İmparatorluğu’nun parçalanması sonucu Doğu Roma (Bizans)’ın egemenliğine, MS 11. yüzyılın sonunda da Türklerin Anadolu’ya gelmesiyle birlikte Türk hâkimiyetine girdi.

Hiçbir Antik Kent Kremna Kadar Yıkılmamış, Taşları Etrafa Bu kadar Savrulmamıştı. Sanki Doğal Olmayan bir Yıkılmışlık Var!

En parlak günlerini MS 2 yüzyılda yaşamış. Günümüze kadar gelebilen yapılar akropol, bazilika, mahkeme salonu, kütüphane, kilise olarak sıralanmakta. Fakat kente gidip o her bir parçası bir yere savrulmuş, taş üstünde taş kalmamış halini görünce pek bir üzülüyor hatta hüzünleniyor insanı. Deprem nedeniyle mi öyle bir yıkılmış, neredeyse taş üstünde taş kalmamıştır yoksa insan elinin de buna bir katkısı var mıdır, gördüklerine baktıkça şüpheye düşüyor insan. Hatta insan eliyle yapılmış hissini verdikçe tarihe karşı duyarsızlığımızın bu çileden çıkartan hoyratlığına isyan ediyorsunuz. Oysa ki her antik kent, hemen en yakınında bulunan köy, kasaba için aynı zamanda ne büyük bir gelir kapısı. Turizmin hareketlenmesi, ekonominin canlanması, eğitimin ilerlemesi, sosyal gelişimin arzu edilen boyutlara taşınması hep bu tarihi kentlere sahip çıkan zeki insanların kazanımları…

Kremna Antik Kenti’nde ilk ayrıntılı incelemeyi 1880’li yıllarda Avusturyalı araştırmacı Graf von Lackoroski tarafından yapıldı. Araştırmacı antik kenti kalıntılarının genel durumunu gösteren planı çıkarttı. 1971-1973 yılları arasında İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Porfesörlerinden Hale İnan tarafından başlatılan bilimsel kazı çalışmaları sonucunda kütüphane binası ortaya çıkartıldı. Kazılarda 9 adet mermerden yapılmış tanrı heykeli ve bazı eserler Burdur müzesine götürülerek burada sergilendi...

Nekrapolis Antik Kenti'nde Bir Mahkeme Salonu Var!

Kremna Antik Kenti’nin yukarı şehir olarak bilinen bölgede Akrapolü var ve akrapolün büyük bir meydanı bulunmakta. Bazilika yani mahkeme salonu, o tarihte yaşayan insanların tabii ki de hukuka olan ihtiyacını ve binlerce yıl önce bunu tayin edecek zekâyı göstermelerine ve her alanda ihtiyaç duyup arzuladığımız medeniyetin köklerine binlerce yıl öncesine ulaşmak/rastlamak bakımından mutlu ediyor insanı. Kentte ölülerin gömüldüğü ve her antik kentte mutlaka var olan nekrapol ve anıt mezarlarla da yer almaktadır. Kemerli bir şekilde yer alan kilise Elsodra (kemerli yapı) ve kütüphane, kentin inanç ve eğiti alanına verdiği değeri gösteriyor. İnanç ve eğitim, toplumları hep disipline etmek için şart olmuş. Fakat çok gerilerdeki inanç konusundaki katılık, şükür ki günümüz yüzyılındaki din anlayışı daha ılımlı..! Propolion (Anıt Giriş Kapısı) ve Nympheum (Anıt Çeşme Binası) hemen hemen tüm antik kentlerin yaşamsal alanı ve mimari yapısı içinde olmazsa olmazlarından.

Nekrapolis'in İlk Oda Mezarı 2015 Yılında Tespit Edildi

2012 yılında Yardımcı Doç. Dr. Hüseyin Metin’in bilimsel danışmanlığını üstlenerek yürüttüğü ve 2015 yılında da antik kentin çevre düzenlemesi için çalışmalar başlatıldı. Antik kenti sarıp sarmalayan bitki temizliği yapılırken batı sur duvarları ve sur dışındaki kilisede temizlik çalışmaları da sürdürüldü.  Bu sırasında kilisenin batısında kalan kaçak kazılar sırasında mezarın güneydeki nekropolün yoluna bitişik, tahrip edilmiş ve ana kayaya oyulmuş bir anıt mezar tespit edildi. Mezarın yan yüzlerinin belli bölümleri taş örgüsü ile ana kayaya destek amaçlı kaba yivlerle oluşturulmuş yarım sütun bulundu. Birebir benzer başka bir sütun ise kuzey köşede yer aldığı tespit edildi. Oda mezarın tahrip olmuş bir durumda olduğu ve Kremna Nekropolisi’nde tespit edilen ilk oda mezarı olması nedeniyle tarihi değerinin oldukça çok yüksek olduğu yetkililerce açıklandı. Yan yana sıralı olduğu anlaşılan oda mezarların cephesi yaklaşım olarak 3-4 m. dolgu toprak içinde kaldığından, böyle yere gömülü bir oda mezar hakkında veri toplamak da oldukça zor olmuştur. Amyntas’ın ölümünden sonra Augustus tarafından Psidia Anriokheia, Komama, Olbasa ve Parleis ile birlikte “Colonia Lulia Augusta Felix Cremna/Cremmensium” Psidia’da beş koloni kentten biri haline gelmiştir.[2]

Kremna Halkı MS 276-282 Yılları Arasında Büyük Bir Kıtlık Yaşadı

“Kremna Antik Kenti halkı Aurelianus (M.S. 276-282) zamanında büyük bir kıtlık sıkıntısı yaşanmış, imparator kente yardımda bulunmuştur.[3] İmparatorluk Probus’un Dönemi’nde (M.S. 276-282) Kremna, Isaurialı eşkıya Lydius tarafından işgal edilmiş; ancak kendi adamları tarafından öldürülünce Probus’un komutanları kenti yenden ele geçirmişlerdir. Bu olaydan sonra Roma, halkın bir kısmını kentten sürerek ordunun mühimmatını buraya yerleştirmiş ve bölgeyi egemenliği altına almıştır.[4] Halkın bir kısmının kentten sürülmesi Lydius’un Kremna’yı ele geçirmekte çok fazla zorlanmadığını ve içerden yardım almış olduğunu gösterir. Batı surlarının yaklaşık 200 m. uzaklığına kurulan Roma karargâhı ele geçirmekte çok fazla zorlandığını ve çeriden yardım aldığını gösterir. Batı surlarının 200 m. uzaklıkta kurulan roma karargâhı ve kuşatmanın izleri bugün halen net görülebilmektedir.

Antik Kentlerin Baş Belası Deprem ve Salgın Hastalıklar

M.S. 4. Yüzyılla ilgili bilgiler oldukça kısıtlıdır. Söz konusu dönemlerde gerek bölgede meydana gelen depremler ve salgın hastalıklar gerekse Isaurialı korsanların istilaları ve Arap akınlarından dolayı kentin zayıfladığı düşünülebilir. Bununla birlikte Kremna’nın M.S. 787’de II. Nikaea Konsülü’ne temsilci göndermesi, Erken Bizans Dönemi’nde bölgede aktif rol aldığı şeklinde yorumlanmaktadır.[5] Jale İnan’ın Q kazısında (hamam/kütüphane) yaptığı kurtarma kazısında Selçuklu sikkeleri bulunmuş; ancak yerleşimin dik yamaçlarından bugünkü Çamlık/Girne’nin olduğu bölüme kaydığı düşünülmüştür.[6][7]

Silvan Güneş Biyografi Yazarı

 Alıntı & Kaynak & Fotoğraflar

  • http://bucak.gov.tr/bucak-turistik-yerleri
  • S.D.Ü, Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, I. Psidia Araştırmaları Sempozyumu Bildiri Metinleri (05-06.11.2012), Editör: Bilge Hürmüzlü, Murat Fırat, Ayça Gerçek.

[1] Strabon: VII 569-270). [2] J. İnan 1970: 52; özsait 1985: 134; Mitchell 1995: 3; Sevim 2001:160. [3] Levick 1967: 102, İnan 1970: 52, Özsait: 134). [4] Zosimus 1814: 69-70, Özsait: 1985: 101, Mitchell 1995: 210). [5] Levick 1967: 102, İnan 1970: 52; Mitchell 1995: 219). [6] J. İnan, 1970: 52. [7] https://www.academia.edu/2130320/Pisidiada_G%C3%B6rkemli_Bir_Kent_Kremna_Tarihi_Co%C4%9Frafya_ve_Ara%C5%9Ft%C4%B1rmalar_location_Pisidia_Ara%C5%9Ft%C4%B1rmalar%C4%B1_Sempozyumu_I_5-7.11.2012_Organization_S%C3%BCleyman_Demirel_%C3%9Cniversitesi_Arkeoloji_B%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC

11.06.2021