ANTALYA’NIN CAMİLERİ

İslamiyetin toplumsal yaşama yüksek oranda etkisi ile Anadolu coğrafyasında 1000 yıllık tarihselliği olan camiler, ibadethane imarının kentsel hayatta ön plana çıkması ile birlikte mimari alanda da estetik yapıları ortaya çıkarmıştır. Mimari estetik değeri ile birlikte tarihsel öneme de sahip sayısız camiye ev sahipliği yapan Türkiye’de, her şehrin mihenk taşı camiler bulunmaktadır. Antalya şehrinin de sadece cami olarak olarak değil şehrin sembolü haline gelmiş Yivli Minare’si buna en güzel örnek. Yivli Minare de dahil Antalya’nın bu alanda sahip olduğu camilerden en öne çıkanların izini sürdük.  Yivli Minare Bu özel listeye bu özel camiyle başlamak yerinde olacaktır. Anadolu Selçuklu’ya kökleri dayanan Yivli Minare, günlük hayatta Antalya halkının  buluşma noktası durumunda. İçinde şu anda çarlı haline getirilen İmaret medresesi, içinde türbeler bulunan bir sahası olan adeta bir külliye niteliğindeki yapı, 13. Yüzyılda inşa edilmiş ve Anadolu’daki ilk İslam eserlerinden olma özelliğini taşımaktadır. Anadolu çok kubbeli cami türünün en eski örneği olan ve yarım küre şeklinde altı adet kubbeyle örtülü olan caminin minaresinin tabanı kare biçiminde blok kesme taş olup, gövdesi tuğladan dilimli sekiz adet yarım silindirik yiv biçimindedir ve Yivli Minare adı da buradan gelmektedir. İçinde çini ve taş işlemeciliğine ait sayısız örneğin bulunabileceği yapı Antalya Kaleiçi’nde yer alıyor.  Muratpaşa Cami Adı aslında Murad Paşa Cami olan yapı da kentin en eski cami örneklerinden. Karaman Beylerbeyi Murad Paşa tarafından 1571 yılında yaptırılan caminin alanında tarihi araştırmalara göre öncesinden imarethane, medrese ve hanın da bulunduğu belirlenmiştir. 1960 yılında onarımdan geçen esere ait olan bu yapılar maalesef günümüze ulaşamamıştır. Kesme taş malzemelerle inşa edilen cami içinde mermer işçiliği ile emek emek yapılmış kalem işçiliği kendisini özellikle kubbelerde göstermektedir.  1914 yılında yeniden ve yine kesme taş ile çift şerefeli olarak yapılmış olan Muratpaşa Cami’nin bahçesindeki mermer sekizgen şadırvan da estetiğini tamamlamaktadır. Muratpaşa ilçesinde yer alan cami ile ilçenin ismi de aynı kişiden gelmektedir. Tekeli Mehmet Paşa Antalya kent merkezinde tam kale girişinde ve meşhur Saat Kulesi’nin hemen arkasında yer alan Tekeli Mehmet Paşa Cami bu kez Antalya’da sık görülen Selçuklu dönemi değil, Osmanlı dönemine ait bir eser. Yine Cumhuriyet döneminde, 1940 yılında onarımdan geçen cami, cini işlemeciliğine ait süslemelere sahiptir. İlk yapım tarihi olarak yapılan araştırmalara göre 16. Yüzyıl sonlarının tahmin edildiği caminin ismini, 18.Yüzyılda burayı Mevlevihaneden tekkeye çeviren Tekeli Mehmet Paşa’dan aldığı düşünülse de Evliya Çelebi’nin 17. Yüzyılda camiden bu isimle bahsetmesi de durumu tam netliğe kavuşturmamıştır. 4 tam ve 2 yarım kubbeye sahip bu tarihi cami de Antalya’nın özellikle tarihçiler tarafından bilinen önemli yapılarından. Balibey Cami Yine Antalya merkez ilçelerinden Muratpaşa sınırları içinde yer alan cami Bali Bey ya da Balbey ismiyle anılmaktadır. 15. Yüzyıl sonlarında inşa edilen yapı dışarıdan tipik Osmanlı dönemi mimarisini yansıtır. 2008 yılında bir restorasyon geçiren eser, tek büyük bir kubbeye sahiptir ve yapımında kesme ile moloz taş kullanılmıştır. Camiye ait bir de kitabe bulunmaktadır. Kesik Minare Kesik Minare şu an ibadete açık olmayan bir cami ancak yine Antalya’nın sembolleri arasında yer alıyor. İstanbul’daki Ayasofya’ya benzer şekilde en başta kilise olarak inşa edilen yapı, Osmanlı hükümdarı 2. Bayezid’in oğlu Sultan Korkut tarafından 15.yüzyıl sonunda camiye çevrilmiştir. Kesik Minare ismi ise 19. Yüzyılda geçirdiği yangın sonrası caminin ağaç kısmının yanması sonrası ortaya çıkmıştır. Aslen Roma mabedi olan, Bizans döneminde kilise, Osmanlı döneminde camiye çevrilen yapı, her yıl turistlerce ziyaret edilmekte ve kültür hazinelerinden sayılmaktadır. Kesik Minare Antalya’da Türklere ait ilk cami olup, kilise olarak da Panaglia Kilisesi olarak bilinmekte ve ziyaretçilerini Kaleiçi mevkiinde beklemektedir. Halk arasında Cumanın Camii olarak de geçer. Ahi Yusuf Cami Ahilik teşkilatı ve kültürü, Osmanlı döneminde sivil toplum örgütlenmeleri açısından çok önemli bir örnek ve tarihsel bir yer tutar. Bu kültür özellikle orta ve güney Anadolu’da kendisini göstermiştir. Çok ünlü olmamakla birlikte Antalya’ya sirayet eden bu kültürün bir sonucu olarak Ahi Kız Mescidi’nin yanında yer alan Ahi Yusuf Cami de Muratpaşa ilçesindeki tarihi yapılardan. 1992 ve 2008 yıllarında onarımdan geçen yapının etrafında bir türbe ve çeşme de bulunmaktadır. Kare planlı, küçük ve içinde 3 adet mezar da bulunan bahçesiyle Ahi Yusuf Cami gizli kalmış bir tarihi değer olarak Yat Limanı’nın doğusunda yer alıyor. Süleymaniye Cami Şimdi rotamızı Alanya ilçesine çeviriyoruz. Anadolu Selçuklularının göz bebeği olan Alanya’da 1231 yılında Sultan Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan Süleymaniye Cami, kale içinde yer almaktadır. Yaşadığı yangın sebebiyle ciddi hasara uğrayan yapı, Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından 16. Yüzyılda aynı malzemeler kullanılarak yeniden inşa edilmiştir. Dış yüzünde kullanılan üçgen süslemeler ve kare çıkıntı taşlarla ilk yapıldığı Selçuklu dönemi mimarisini yansıtırken, ahşap bölümlerinde kullanılan sedir ağacı da Osmanlı imzasını taşımaktadır. Caminin mihrabının ilk zamandan kaldığı düşünülürken, 3 kubbe ve sekizgen taban planı ile gösterişli bir yapı tekniğine sahiptir. İki minareli bir cami olma özelliği de dikkate çekicidir. Takkacı Mustafa Cami Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin kültür ve sanat alanında geniş izler bırakarak yaşandığı Antalya’da, yapım tarihi tam bilinmeyen bir başak eser de Takkacı Mustafa Cami. Yerebakan Müftü ya da Varsaklı Camii isimleriyle de tanınan yapı 1976 yılında onarımdan geçmiştir. Büyük tarihi camilerin tersine  tek kubbeli olan yapı, Yüksekalan Mahallesi'nin Köse Sokağı'nda yer almaktadır. Yapımının hikayesine göre halk arasındaki söylenişinden de yola çıkılarak, Varsaklı adında bir şahıs tarafından inşa edildiği ardından da  Takkacı Mustafa tarafından onarıldığı devlet kayıtlarında geçmektedir.   Andızlı (Emir Bedrüddin) Cami Son olarak yine Alanya’dayız. Alanya’nın Tophane Mahallesi'nde yer alan ve yanındaki andız ağacından ismini alan caminin Emir Bedrüddin olarak da anılmasının sebebi, 1277 yılında Emir tarafından yaptırılmış olmasıdır. Yine Selçuklu Dönemi'nin çini süsleme ve taş işçiliğine dayalı özgün mimari özelliklerine sahip olan Andızlı Cami’nin süslemelerinin yanında içi kısmında yue alan minberi, Selçuklu tahta oymacılık sanatından örnekler barındırır. Camiye, Alanya’nın meşhur  Kızılkule'sinin yanından, aşağı kapı yolu üzerinden ulaşılabilir.

www.delphinhotel.com

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR Antalya'nın tarihi ve kültürel mirası Kaleiçi

02.07.2021