Aspendos eski Anadolu dillerinden bir sözcüktür. Aspendos Antik Kenti, Antalya'nın Alanya karayolunun 39. km'sinde, Serik ilçesine varıldıktan sonra, 7 km sonra bugünkü Belkıs Köyü sınırları içinde, Köprüçay (Euriymedon) nehrinin yakınındadır.
MÖ 10. yüzyılda; Akhalar tarafından birisi büyük, birisi küçük girmek için iki tepenin üstüne kurulan ve bir Pamfilya kenti olan Aspendos, antik döneminin zengin kentlerindendir. Aspendos Tiyatrosu, MS 2. yüzyılda Romalılar tarafından kurulmuş, Akdeniz'in en iyi korunmuş tiyatrosudur. Mimo, Aspendoslu Theodoros'un oğlu Zenon'dur. Antonius Piu zamanında yapımına başlamış antik tiyatro, Marcus Aurelius zamanında tamamlanmıştır (MS 138-164).
Aspendos, eski çağlarda politik bir güç olarak önemli rol oynamak gibi bölgede kendi adına madeni para bastıran ilk şehirlerden biridir. Şehir kolonileşme döneminden sonra bir süre Likya hâkimiyetinde kalmış, MÖ 546'da Pers hâkimiyeti altına girmiş, bu dönemin kendi adına parasını basmaya devam etmiştir. Eurymedon Irmağı, kıyı kentlerinin imkanları olan kentte, özellikle (MÖ 65- MS 395) Roma egemenliği sırasında son bir yıldır birleşiktir. Roma valileri kentin tüm zenginliklerini soymuştur. Bunlardan Verres, kente sanat yapıtı bırakmayınca Roman Senatosu'na şöyle devam etti: "Aspendos Pamfilya'nın eski kusuru ve birbirinden güzel heykellerle dolu bir ünlüdür. Bu şehirde bir tane heykelin uzaklaştırıldığını iddia etmiyorum. Benim şikâyetim, Verres'in tek bir heykel dahi bırakmamış olması üzerinedir. "
Side'nin korsan kenti olmasına karşılık Aspendos, bir çiftlik sanatı, bir sanat merkezidir. Aspendosluların Karşılıklı Çekişme İvde Sahipleri "Sideli gibi kaba olma", Sideliler'in de Aspendoslular gibi çıt kırıldım. "Deyişleri ünlüdür.
Antik şehri sanat merkezi yapan yapıtların başında, tiyatrosu gelmektedir. Tiyatro üzerine söylenmiş söylenceler vardır. Bir söylenceye göre: Aspendos Kralının Belkıs adında, güzelliği ile ünlü, sayısız istekleri olan bir kızı vardır. Kral istekliler karşısında kızını vereceği kişiyi seçebilmek için bir yarışma düzenler. Kızını, kent için en güzel ve en yararlı yapıtı yapacak olana verecektir. Fakat yarışmanın sonucunda ortaya, biri kente çok uzaklardan, karmaşık yolları birçok zorluğu geçerek, su getiren su kemerleri ile ortasında yere metal para atıldığında üst sıralardan bile sesinin duyulduğu dünyanın akustik olarak en iyi tiyatrosu çıkar. İki yapıtın da birinden eşsiz olduğunu gören kral, haksızlık etmemek için kızını ikiye böler. Tiyatrodaki yarım kadın heykeli, bu hikâyeye göre açıklanmaktadır.
Aspendos yakınında bulunduğu Belkıs Köyü'nde, köylüler tarafından kuşaktan kuşağa anlatılan bir masal ise şöyledir. "Yılanlar Padişahı, Arılar Kraliçesi'ne âşık olur. Kraliçe onu reddedince Toroslar'dan kente değin bir köprü yaptırıp Arılar Kraliçesini kaçırarak kente getirir ve onunla evlenir. Arılar Kraliçesi, Belkıs adını verdikleri kızı doğurduktan hemen sonra ölür. Yılanlar Padişahı, kızı Belkıs için bir yaptırım yaptırır. "Masalda adı geçen köprü, su kemerleri: saray da Belkıs Tiyatrosu olarak günümüze ulaşır. Aspendos Antik Kentini ve tiyatrosunu da "Belkıs" diye anarlar.
Yapıldığı dönemde 20 bin kişiyi ağırlayan Aspendos Tiyatrosu; her yıl binlerce ziyaretçiye, ulusal ve uluslararası çok sayıda konsere de ev sahipliği yapmaktadır.
Folklor Araştırmacısı ve Biyografi Yazarı
Alıntı / Kaynak: Yurt Ansiklopedisi, s. 771, 772