Şanlıurfa Balıklıgöl Efsanesi ve Tarihçesi

Balıklıgöl, Peygamberler Şehri olarak bilinen Şanlıurfa’dadır. Şanlıurfa denilince akla Balıklıgöl geliyor. Gölün kaynağı karstik kökenli su grubundadır. Kaynaklar ise Eosen Dönemi kalkerlerinden oluşuyor. Tarihi kaynaklarda bu göl, antik dönemdeki bereket tanrıçası Atargatis’e adanmıştır. Atargatis’in evlilik dışı bir çocuğu olunca toplumun baskısına dayanamaz ve kendini denize atar. Su onu öldürmeye kıyamaz ve yarı balık yarı kadın olan bir tanrıça olur. Göller ve balıklar kutsal hale gelir. Fakat en çok bilinen efsane İslam mitolojisine aittir.

 

Kral Nemrut’un Hükümdarlığı

 

Allah’a olan bağlılığı ve inancından dolayı Allah Hz. İbrahim’e Halilim diye sesleniyor. Halilim “dostum” anlamına geliyor. Balıklıgöl’ün diğer adı Allah’ın Dostu anlamına gelen Halil-ür Rahman’dır. Şanlıurfa ve çevresinde, Kral Nemrut yaşıyormuş. Halkına zulüm eden bu kral kendini tanrı ilan edip ona tapılmasını emretmiş. Halkının ona tapması için heykeller inşa ettirmiş. Nemrut bir gece rüya görür ve rüyasını kahinlere yorumlatır. Bir kâhin ise o sene doğacak olan erkek çocuklarından birinin onu öldüreceğini söyler. Bu sayede putperestliğin son bulacağını ve kendisinin hükümdarlığının sona ereceğini söyler.

 

İbrahim’in Kaderi

 

Bunu duyan Nemrut o sene doğan tüm erkek çocuklarını askerlerine katlettirir. Askerlerinden biri olan Azer, hamile olan karısı Nuna Hatun’u Urfa Kalesi’ne yakın bir mağaraya getirir. Kadın burada doğum yapar ve çocuğun ismini İbrahim koyar. Fakat kadın kraldan korktuğu için çocuğunu burada bırakmak zorunda kalır. Çocuğunu ziyarete geldiğinde onun ceylanlar tarafından büyütüldüğünü görür. Daha 15 aylıkken bile genç çocuk gibi görünen çocuğu askerler ormanda bulur. Kral Nemrut, İbrahim'i çocuğu olmadığı için çok sever ve onu evlatlık olarak alır.
Kral Nemrut’un halkına olan zulmünü gören İbrahim ondan nefret etmeye başlar. Putlara olan tapınmayı anlamsız bulan İbrahim’in içinde yavaş yavaş Allah inancı oluşur. Bu tarz fikirlerini halkla paylaşmaya başlar. Bu sırada Nemrut,  Zeliha adında bir kız çocuğu evlat edinir. Zeliha da İbrahim’i sever ve fikirlerini benimser.

 

İbrahim ve Kral Nemrut Karşı Karşıya

 

İbrahim, herkes törendeyken baltayla putları paramparça eder. Baltayı ise içlerinden en büyük olan putun boynuna koyup gider. Haber yayılır ve Nemrut küplere biner. Bir putun bunu yapabileceğine inanmaz. İbrahim de putların sadece bir taş parçası olduğunu ve halkını onlara inanmaya zorlamasını doğru bulmadığını anlatır. Bu konuşma iyiye gitmez. Nemrut İbrahim’in ateşe atılıp öldürülmesini emreder. İbrahim Peygamber günümüzdeki Urfa Kalesi‘nin iki sütununa mancınıkla bağlanıp ateşin içine atılır. Fakat atıldığı an ateş suya, odunlar ise balığa dönüşür. Balıkların üstlerinde siyah lekeler vardır. Odunların yanmasından bu siyah lekelerin ortaya çıktığına inanılıyor. Bu durumdan dolayı Zeliha’nın gözyaşları bir göl oluşturur. Bu göle de Zeliha’nın gözyaşları manasına gelen Ayn-ı Zeliha ismi verilir.

 

Nemrut’un Sonu

 

Tüm bu olaylar Nemrut’u daha da öfkelendirmiştir. Allah’ı inkâr etmekten vazgeçmez. İnanışa göre Allah kanadı kırık bir sinek gönderir. Ve bu sinek Nemrut’un kulağından kafasının içine girer. Sinekten dolayı Nemrut’un kafası ağrır fakat bir çözüm bulunamaz. Nemrut ağrıyı yok etmek için kafasına tahta bir tokmakla vurmaya başlar. Ağrı inanılmaz boyuta ulaşınca kafasına sert bir darbe indirir ve bu şekilde yaşamına son verir.

Böylesi bir efsaneye sahip olması gölü daha da popüler hale getiriyor. Günümüzde bile halk göldeki balıkları kutsal sayar. Herhangi biri balıklara dokunursa öleceğine veya başına kötü bir olay geleceğine inanılıyor. İslam hikayelerinin yanı sıra Balıklıgöl, Yahudi ve Hristiyan efsanelerine de konuk olmuştur. Efsanelere inansanız da inanmasanız da Balıkgöl’ün büyülü bir atmosfere sahip olduğu kesin.

25.03.2023