1 Eylül Dünya Barış Günü: Barışmak ve Barışı Anlamak

Her yıl, uluslararası olarak kabul edilen 1 Eylül tarihi, Dünya Barış Günü olarak kutlanıyor. Barış Günü’nde tüm dünyada insanların huzur içinde ve birlikte yaşamasına dönük mesajlar veriliyor ve herkesin daimi barışı sağlaması için ne yapması gerektiği üzerine tartışmalarla fikirler ortaya atılıyor. Barış kavramı, tek başına bir anlam taşımıyor aslında keza barış, bir karşıtlık ifadesi. Savaşın karşıtı olan barışın ne anlama geldiğini ve barış denilince insanların nasıl bir beklenti içinde oldukları konusunda bir ortaklaşmaya gidilecekse bu ancak savaşın tarifinin doğru yapılması ve bunun üzerinde anlaşılması ile sağlanabilir. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün neden o tarihte olduğuna baktığımız zaman bile bunu görüyoruz. İnsanlık tarihindeki en acımasız ve kanlı savaşların başında gelen 2. Dünya Savaşı’nı başlatan olay olan Alman Ordusu’nun 1939 yılında Polonya’ya girdiği tarih olan 1 Eylül, bugün Dünya Barış Günü olarak kabul ediliyor. Yani, Barış günü tarihselliğini savaştan almış oluyor. Savaşçı ve çatışmacı anlayışın yerine önerilen bir kavram olan barışı, barışmayı ve barışı anlamayı bu önemli gün vesilesiyle bir kez daha tartışmaya çalışalım.

 

Dünya Barış Günü ve Dünya Barışı

Dünya Barışı kalıbı, son yüzyılda o kadar çok kullanıldı ki bu talebin yapılması, tiye alınmaya başlandı. Gerçekten de barışın ve dolayısıyla güvenlik sorununun olmadığı bir ortamda, temel huzur koşullarının sağlandığı bir yerde ancak her alan sağlıklı üretimler yapılabilir. Savaş ve çatışma ortamı, koşulları kendinden menkul bir bozma aracıdır aslında. Çünkü bir canlı, kendisini güvende hissetmediği bir ortamda sağlıklı düşünemez, üretimleri ve kararları da buna göre sağlıklı gelişmez. Dolayısıyla Dünya Barışı kavramı da Dünya Savaşı’ndaki adeta akıl tutulması sonrasında ortaya çıkan acıların karşılığında bir kez daha böylesine akıl tutulmaları, böylesine acılar yaşanmaması için yapılan bir temenni. Ancak paragrafın girişinde belirttiğimiz tiye alma meselesi ise bu dileğin hemen her yerde salt tek bir cümle olarak dile getirilmesi ve böylesine büyük ve iddialı isteğin nasıl gerçekleşeceğine dair üzerinde hiç düşünülmeden konuşulması. Peki, biz biraz üzerinde düşünelim. 2. Dünya Savaşı’nın başlangıç tarihi olarak kabul edilen 1 Eylül’ün üzerinden bu yıl Dünya Barış Günü olarak kutlanan 1 Eylül tarihine kadar 80 yıl, savaşın bitimi olan 1945 tarihinden bu yana da 74 yıl geçmiş. Bu süre zarfında dünyada gerçek bir barış ortamı ne kadar sağlanabildi? Ve halen devam eden yoğun silah üretimi ve silahlanma devam ederken barış için savaş yapılıyor mu dememiz gerekiyor yoksa Anton Çehov’un eserleri için söylenen duvarda bir silah asılıysa o silah mutlaka patlar mı? Yani, eğer silahlanma bu denli önemli sayılıyorsa o silahlar yine bir şekilde kullanılacak mıdır?

 

Barışmanın Değeri

Hepimiz tek bir göğün altında ve bir gezegende yaşıyoruz. Doğuyoruz, çoğalıyoruz, ilerliyoruz ve aslında insanlık olarak ne kadar üretimimiz varsa ilave olarak ne yapıyorsak yine kendimiz için yapıyoruz öncelikle. Ortaya çıkan tüm üretim sonuçlarını kendi gelmiş olduğumuz akıl seviyesine göre de doğa ve diğer canlılar için de kullanmaya çalışıyoruz. Ancak insanın diğer canlılardan farkı doğaya adapte olmanın yanında doğaya hükmetmek. Bu hükmetme farklılığı, yine diğer canlılarla ortak özelliği olan kendini savunmayla birleşince ortaya savaş halleri çıkıyor. Savaşın karşıtı olan barışı da yine insanın diğer canlılardan farklı olan ve onu diğer canlılardan farklı bir savaş durumuna getiren aklı sağlayabiliyor. Bu nedenle eğer savaşlar çıkartabiliyorsak aynı şekilde barışı da sağlamak yine bizim elimizde. Yukarıda bahsettiğimiz, insanın gelişiminin sonuçlarının yine insana fayda sağlamasından hareketle günümüzde bilimsel ve teknolojik anlamda gelinen noktanın herkes için olumlu katkılar sağlaması için barış ortamlarının değeri çok önemli. Anlaşmazlık, hak iddiası, daha fazla getiri ya da intikam amaçlı çıkan çatışmaların büyük savaşlara dönmesinin maliyeti, yalnızca savaşın tarafı veya dahlinde olan insanları değil dolaylı olarak tüm insanları bir şekilde olumsuz etkiliyor. İnsanların anlaşmazlık yaşanan konularda birbirleriyle diyalog kurmaları, dürüstçe üzerinde konuşmaları ve tarafları memnun edecek anlaşmalar sağlaması, belki ilk anda çatışma yaşamaktan daha meşakkatli gibi görünse de aslında daha kolay ve daha faydalı. Çünkü, savaş halinin yarattığı bozucu psikoloji karşı taraftan çok en başta herkesin kendi tarafına zarar verir. Savaşma, intikam, hırs duygularının hakim olduğu toplumların bireysel yaşamları da zarar görür ve en küçük beşeri ilişkide bile anlaşma yerine çatışma öne çıkabilir. Dolayısıyla savaşmak herkese zarar verirken barışmanın değeri herkes için aynı derecede yararlıdır.

 

1 Eylül Dünya Barış Günü Tarihçesi

Dünya Barış Günü ne zaman sorusu aslında bir kafa karışıklığı da yaratıyor. Yazının girişinde bahsettiğimiz gibi Hitler ordusunun Polonya’ya saldırdığı ve 2. Dünya Savaşı’nı başlatan olayın tarihi olan 1 Eylül, Soğuk Savaş döneminin Doğu Bloku örgütlenmesi olan ve başını Sovyetler Birliği’nin çektiği Varşova Paktı tarafından Dünya Barış Günü ilan edilmişti. Bu daha eski bir durum olduğu için de 1 Eylül tarihi, Dünya Barış Günü için uluslararası düzeyde daha fazla kabul gördü. 1 Eylül dışında ayrıca Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş 21 Eylül Dünya Barış Günü de bulunuyor. Dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenme hedefiyle 1981 yılındaki BM Genel Kurulu’nda kabul edilen 21 Eylül Dünya Barış Günü’nde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’nde barış çanı çalıyor. Sonuç olarak iki ayrı Dünya Barış Günü var ama ikisi de aynı amaca hizmet ediyor. Yeter ki savaşın sebep olduğu yıkımlar önlenebilsin de gerekirse 2 değil 10 tane barış günü olsun.

 

Dünyada Barış ile İlgili Söylenmiş Sözler

Yazının başında herkesin dünya barışı temennisinden bahsetmiştik. İşte o temennilerin literatürde karşılığı olan özlü sözler ve anonim deyişleri de hatırlayarak Dünya Barış Günü’nü selamlayalım. Öyle ki hayatında çokça savaş görmüş ve bunun ne anlama geldiğini belki de herkesten çok daha iyi bilen insanlardan biri olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, Dünyada Barış” sözünü söylemesi gibi siyasetin içinde yer almış pek çok insanın barışı teşvik eden önemli sözleri var. Barışın, kardeşliğin ve el ele vermenin çok daha geniş ve uzun vadeli olduğu günlerin tüm dünyaya egemen olması dileğiyle Dünya Barış Günü kutlu olsun diyor, barış ile ilgili sözlerden bazılarına yazımızın sonuna yer veriyoruz. Barış savaşların son düşüncesidir. WieIand İnsanoğIu savaşa son vermelidir. Yoksa savaş, insanoğluna son verecektir. John F. Kennedy Savaş ve hakimiyetin genişletilmesi monarşinin; barış ve ılımlılık ise cumhuriyetin ruhudur. Montesquieu Ne iyi bir savaş vardır ne de kötü bir barış. Benjamin Franklin En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir. Cicero Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömerler. Krezüs

07.07.2021