21 Kasım Dünya Televizyon Günü Kutlu Olsun

Dünya günleri arasında 21 Kasım tarihinde ismiyle çok eğlenceli olmakla birlikte bir yandan da insanlık medeniyeti açısından çok ciddi anlamı olan bir gün var: Dünya Televizyon Günü. Televizyonun icadı, insan hayatına girişi, gelişimi, doğurduğu sonuçlar ve bugün halen en etkili biçimde varlığını sürdürme şekli, şöyle bir düşünüldüğünde ne kadar güçlü ve önemli olduğu anlaşılabilir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1999 yılında alınan kararla işte bu güçlü ve önemli kavramın bir günü oldu. İnternetin ortaya çıkması ile birlikte yeni bir sürece giren ancak dönüşerek ve genişleyerek hayatımızdaki yerini koruyan televizyonu, 21 Kasım Dünya Televizyon Günü vesilesiyle hem makine teknolojisi hem de o makinenin içeriği yönünden iki farklı şekilde ele alalım.

 

Televizyon Nedir? Televizyonun İcadı

Bugün, gelinen teknolojide toplumun çok büyük çoğunluğu; LCD, Led, Plazma gibi ileri teknoloji televizyon türlerinden haberdar. Hatta bugün “Smart TV” yani Akıllı Televizyon de oldukça yaygın. Elbette, teknoloji gelişimini durdurmayacak ve daha da ileri sistemler, televizyonla buluşarak evlere girecek. Bu teknoloji, tam gaz devam ededursun biz işin başına yani televizyonun icadına dönelim. Kabul edilen kaynaklara göre televizyon, Türkiye Cumhuriyeti ile aynı yaşta yani televizyonun icadı 1923 olarak kabul ediliyor. Ama tabi tam 1923 değil önü – arkası var. İşin çıkışı İskoçya’dan. İskoçya’nın Helensburgh kenti doğumlu John Logie Baird, küçüklüğünden beri mekanik ve elektrik işlerine meraklıdır. Öyle ki anlatılanlara göre evinde petrolle çalışan jeneratörü kullanarak aydınlatma sistemi hatta ev içi bir telefon santrali kurmuştur. Hal böyle olunca büyüyüp Batı İskoçya Teknik Koleji’nden elektrik mühendisi olarak mezun olan Baird, Glasgow Üniversitesi’nde de yüksek lisansını tamamladıktan sonra 1. Dünya Savaşı patlak verince eğitimine ara vermek zorunda kalır. 1922 yılında memleketi İskoçya’nun Sussex bölgesine dönen Baird, görüntü ve sesi elektronik olarak taşıma fikrinin üzerine yalnız başına kaldığı tamir atölyesinde çalışmalar yapar. Elindeki imkanlarla bir yere kadar gittiğini görünce de Soho’ya taşınarak burada bir laboratuvar kurar. Dikiş iğnesi, kesilmiş karton ve de bisküvi kutusu ile oluşturduğu düzeneği çalıştırmayı başarır ve buna da Televisor ismini verir. Yunanca kökenli Tele ve visör kelimelerinin birleşiminden oluşturduğu bu isim, Tele yani uzak, visör yani görme anlamları ile uzaktan görme anlamını almıştır. Baird, bu buluşunun patentini 25 Haziran 1925 tarihinde alarak önce durumu sağlama alır ardından da 26 Ocak 1928 tarihinde Britanya Kraliyet Enstitüsü’ne tanıtır. 1926 yılında yapılan denemeler sonuç verir ve görüntü aktarımı gerçekleşir.  1929 yılında BBC radyosu, ilk televizyon yayınını başlatır. 1930 yılında ABD ve İngiltere’de başlayan televizyon yayınlarında John Logie Baird imzası vardır. Yani evet 1923  tarihi var ama 1930’a kadar da giden bir süreç söz konusu. Philo Taylor Farnsworth ise John Logie Baird’in televizyon teknolojisini bir adım ileri taşıyacak çalışmaları yapmıştır. Baird zamanındaki elektromanyetik sistem, Farnsworth ile birlikte tüplü televizyon olarak bilinen sisteme evrilmiş ve bu sayede televizyonun seri üretimle geniş bir yaygınlık kazanması da sağlanmıştır. Yeni sistemin patentini 1930 yılında alan Farnsworth, 1936 yılında Baird’in şirketiyle bir anlaşma yapmış ve BBC de bu yeni sistemle yayınlarına devam etmiştir. Yani televizyonun ilk mucidi John Logie Baird, televizyonun bugünkü hale gelmesini sağlayan kişi de Philo Taylor Farnsworth olarak söylenebilir. Dolayısıyla televizyonun tam anlamıyla insan hayatına giriş tarihi 1935-40 yıllarını bulmuştur. Devamında ise önce uçaklarda, astronomide kullanılmaya başlanan LCD ve Plazma teknolojileri, 1990’lı yılların sonlarına doğru seri üretim televizyonla buluşmuş ve televizyonun, internet ile entegrasyonu ile bugünkü ileri teknoloji Akıllı Televizyon sistemlerine gelinmiştir.

 

BBC İlk Televizyon Yayını

https://www.youtube.com/watch?v=0EPVvUXMcxA

 

Televizyon Yayıncılığı ve Televizyonun Gücü

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi görüntünün elektronik ortama aktarılması prensibi üzerine bir icat olan televizyon, Türkiye de dahil dünya çapında 60’lı 70’li yıllarda faaliyete geçmesi ile günlük hayattan sanatsal üretimlere ve iletişim biçimlerine kadar esaslı bir değişim sağlamıştır. Bugün ellerden düşmeyen ve koca dünyayı içine sığdırdığımız akıllı telefonların öncülü olan bir değişimdir bu. Önce konser, tiyatro, sergi daha sonra da sinema dallarında verilen eserler için insanlar, evlerinden çıkıp dışarıda bu üretimlerle buluşurken televizyon, evlere girerek tüm mentaliteyi tersine çevirmiştir. Haber alma temelinde üretilen tüm yayınların mecrası olan gazete ve radyonun da yanına ve onlardan daha güçlü bir şekilde yerleşen televizyon, yazılı ve görsel basın anlamındaki medyanın en kuvvetli gücü haline gelmiştir. İngiltere’de BBC gibi Türkiye’de de TRT, devlet kanalı olarak 31 Ocak 1968 tarihinde ilk deneme yayını yapmıştır. Bunun devamında da 1990 yılına kadar tek kanal TRT 1 kanalı olarak devam etmiştir. Özetle 1970-1990 aralığında sadece Türkiye’de değil tüm dünyada televizyonculuk adında yepyeni bir meslek gelişmiş ve 1990’lı yıllardan itibaren bu meslek dönüşümler ve gelişmelerle kurumsal bir kimlik kazanmıştır.

 

TRT İlk Yayını

https://www.youtube.com/watch?v=u-Hyr0tYqaI Televizyonun gücü de buradan hareketle çok önemli bir pozisyonda yer alır. Özel kanalların yayın hayatına başlaması ile birlikte evden milyonlarca kişiye ulaşma alternatifini kullanma fikri, geniş bir karşılık bulmuştur. Televizyon programları, elbette ülke siyasetinin de belirleyici konumunda yer almış ve habercilik üzerine tartışmalar, mesleğin kendi ilkeleri, medya ilişkileri gibi kavramlar, insanların gündelik hayatlarını bir parçası olmuştur. Bunun yanında eğlence sektöründen dizilerle beraber sinema ve tiyatro alanına kadar pek çok üretim alanı, televizyonla birlikte pozisyonlarını değiştirmişlerdir. Yani televizyon 2000’li yıllara gelindiğinde artık başlı başına güçlü bir kültür halini almıştır.

 

Bugün ve Yarın Televizyon

Bugün artık son üretim televizyonlar, internet ile entegre olarak hayatımızda yer alıyor. İnternet yayıncılığının televizyona bir alternatif olarak gelişmesi ile birlikte televizyon makineleri de internet – bilgisayar teknolojilerine uyumlu birer monitör haline geldi. Diğer yandan yerel ve ulusal televizyon kanalları da kendi imkanlarına göre en ileri çekim ve yayın teknolojilerini kullanarak varlıklarını sürdürüyorlar. Bugün iletişimin en zirve noktasını yaşadığımız bir çağdayız ve teknolojinin bugünlere gelmiş olmasının başlangıcı da televizyon ile gerçekleşti. Televizyon yayıncılığı, internet destekli ücretli platformların öne çıktığı bir dönemi yaşıyor ve bu durum daha ince ve sesle kontrol edilebilir makinelerin de üretimleriyle farklı boyutlara da gelecek. 21 Kasım Dünya Televizyon gününde hem bu akıllı kutunun hayatımızdaki varlığını kabul ederken diğer yandan da onun esiri olmamayı da düşünmemiz gerekiyor. Yani televizyona teslim olmayın televizyonsuz da kalmayın diyoruz.

07.07.2021