28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü Kutlu Olsun

Günlük hayatımızda iş güvenliği olarak sıkça kullanımda olan bir kavram; İş sağlığı ve güvenliği. Bu kavramın manasına bakıldığında ise esası İşçi sağlığı ve iş güvenliğidir ve doğrudan çalışanların sağlık ve çalışma emniyetine odaklı bir yaklaşım söz konusudur. Bugün dünyada emek ve çalışma kavramının da genişleme ve değişme süreçleri yaşadığına tanık oluyoruz. Dolayısıyla iş sağlığı ve güvenliği konusuna da bu anlamda daha titiz ve ciddi bakmalıyız. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 28 Nisan olarak belirlenen Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği günü, başta tüm emekçiler olmak üzere çalışma hayatında yer alan herkese kutlu olsun derken bu özel gün sayesinde konu ile ilgili kavramlar ile ILO’nun işleyişi işe organizasyonuna bakalım.

İş Sağlığı ve Güvenliği Ne Demektir?

İş Sağlığı ve Güvenliği kavramı, endüstri devrimi sonrasında başlayan sanayileşme ile devamında ortaya çıkan ağır işçilikte kazaların yaşanması ve buna bağlı ortaya çıkan maddi – manevi zararların önlenmesi amacıyla hayatımıza girmiştir. Konunun öncüsü ise Uluslararası Çalışma Örgütü’dür. Yakın geçmişe kadar ağır sanayi başta olmak üzere fabrikalarda, maden ocaklarında, inşaat şantiyelerinde, tersanelerde çokça iş kazası oluyordu. Bu durum, hayatın vazgeçilmezi olan çalışmanın daha güvenli olması, iş kazalarının önlenmesini zaruri hale getirdi. Bu amaçla 1919 yılında kurulan ILO, uluslararası anlamda çalışmalarını yapmaya başladı. Bugün ülkemizde de yaygın ve resmi olarak varlığını sürdüren iş güvenliği uzmanlığının geçmişi, çalışma hayatının 20. Yüzyılda tanımının değişmesi ve sürekli güncellenmesi ile ortaya çıkan güvenlik ihtiyacını gidermeye yönelik çalışmaların ve birikimlerin bir sonucudur. Dolayısıyla artık yalnızca ağır iş kollarında değil tüm çalışma alanlarında işçilerin sağlığını ve güvenliğini önceleyen önlemlerin tamamına iş güvenliği ismi verilmektedir.

Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü 2019 Teması

Daha önce uluslararası sendikal hareket, 28 Nisan tarihinde 1996 yılından itibaren dünya çapında ölü ve yaralı işçileri anma günü olarak belirlemişti. Esasen bir anma günü olan bu döngüye sendikal hareketin çağrısına uyarak katılan ILO, aynı tarihi İş Sağlığı ve Güvenliği günü olarak ilan etti. ILO tarafından 2003 yılından beri her yıl farklı bir tema ile 28 Nisan tarihinde Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü kutlanmaktadır. 2019 yılı, bu farkındalık gününün 16. Yılı olurken ILO’nun kuruluşunun da 100. Yılı. ILO, bu yılki temayı; “Güvenli ve Sağlıklı Bir İş Geleceği” olarak belirledi. Bu temanın belirlenmesinde ortak amaç, BM’nin diğer yazılarımızda da yer verdiğimiz gibi sürdürülebilir kalkınma hedef ve politikasına uygunluğu amaçlıyor. Tüm gelişim ve kalkınma hamlelerinin doğaya ve insana uyumluluğu ile sürdürülebilir olması, geleceğe dönük bir bakış açısı. Bu nedenle hem güvenli hem de sağlıklı bir iş geleceği, herkes için çok önemli. İş güvenliği konusunu yalnızca iş kazalarını engelleme olarak görmemek gerekli. Elbette, ölüm ya da fiziki yaralanma ile sonuçlanan kazaların engellenmesi, birinci sırada önemini koruyor. Bu en önemli durumun devamında iş yerinin psikolojik ortamı, çalışma saatleri, iş yükü, iş ortamın sterilizasyonu ve olanakları gibi konular da iş güvenliği kapsamına girmektedir. Bu konuda devletlerin, ILO standartlarına uygun eğitimler vererek sertifika verdiği iş güvenliği uzmanlar, profesyonel olarak iş yerlerinin ihtiyaçlarına göre çalışmakta ve iş sağlığı ile güvenliğinden sorumlu olmaktadırlar. Türkiye, AB ile uyum programı çerçevesinde ILO sözleşmelerinde Maden ve İnşaat konularında sözleşmelerini imzalamış, üniversitelerde İş Güvenliği Uzmanlığı programları açılmış ve bu uzmanların çalışma alanları, her iş yerinin kapasitesine bağlı iş güvenliği uzmanı bulundurma durumuna göre tanımlanmıştır. Ülkemizde İş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı, A,B,C kategorileri ile 3 gruba ayrılmıştır. Bu kategorilerin belgelendirilmesine gelindiğinde A sınıfı iş güvenliği uzmanı daha ağır risk grubunda ve daha fazla kapasitede görev yapan, B sınıfında en az 4 yıl çalışmış ya da üniversitelerin iş güvenliği programında doktora yapmış mühendis, mimar veya teknik elemanlara verilen belgedir. Ayrıca Genel Müdürlük ya da bakanlıkta 8 yıl, 10 yıl gibi sürelerle teftiş yapmış kişilere de bu belge veriliyor.  İş güvenliği uzmanlığı kursuna katılarak sertifika alanlara verilen C sınıfı belge ile bu belgeyle en az 3 yıl çalışıp üst sertifika alanlara verilen B sınıfı belge sahipleri de kategori ve kapsam yönünden iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaktadır. Gittikçe kurumsallaşan bu konularda Türkiye, iş sağlığı ve güvenliği yönünden kendisini geliştirmeye devam ediyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü ILO ve Tarihçesi

Bu yıl kuruluşunun 100. Yılını kutlayan ILO, İş sağlığı ve Güvenliği günü 2019 temasını, “Güvenli ve Sağlıklı Bir İş Geleceği” olarak belirlerken 100 yıllık deneyimini, yeni teknolojiler ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak sürdürülebilir kalkınmayı merkezine alıyor. ILO bu yıl, hayat kurtaran, güvenli ve sağlıklı çalışma ortamlarını teşvik eden 100 yıllık bir hikayesini anlatan bir küresel bir rapor yayınlayacak. Rapor, 1919’da ILO’nun başlamasından önceki dönemden bu yana emniyet ve sağlığın evrimi ile ILO’nun iş güvenliği ve sağlığını iyileştirmeye katkıda bulunma şeklini ortaya koymayı amaçlıyor. Bu anlamda olabildiğince geniş kesimlerin dahil olduğu bir tartışmayı başlatmak isteyen ILO, daha fazla derinlik kazandırmak için, kendisi ile birlikte iş sağlığı ve güvenliği uzmanları ve yardımcı dallardan uzmanların çalışmalarını paylaşacak olan, dünyanın dört bir yanındaki iş güvenliği ve sağlığı topluluğunun paydaşı olduğu 33 orijinal eseri de sunmayı hedefliyor. 1919 yılında 1. Dünya savaşı sonrasındaki Versay Antlaşması kapsamında “ Evrensel ve kalıcı bir barışın sosyal adalet temelinde kurulabileceği” fikri ile kurulan ILO, kuruluşa taraf olan devletlerin adalet ve insanlık duygularıyla dünyada kalıcı bir barışı sağlama adına hareket ettiklerini anayasasında belirtir. Burada bahsedilen sosyal adaletin kalıcı barışla ilişkisini, yazımızın başında bahsettiğimiz endüstri devrimi sonrasında ortaya çıkan sanayileşme sürecinde işçilerin hem ekonomik hem de sosyal anlamda sömürülmesine karşı bir duruş olarak açıklayabiliriz.  ILO’nu genel prensipleri ile geliştirmek istediği, vizyonuna aldığı maddelere bakalım.

ILO Anayasası Giriş Bölümü ve Vizyonu

1- Evrensel ve kalıcı barışa ancak sosyal adalet temelinde ulaşılabilir 2- İnsanlar için dünyadaki barışı ve uyumu tehlikeye düşürecek ölçülerde adaletsiz, zorlu ve yoksullaştırıcı çalışma koşulları söz konusudur ve bu koşulların acilen düzeltilmesi gerekir. 3- Herhangi bir ülkenin insancıl çalışma koşullarındaki başarısızlığı, çalışma koşullarını iyileştirme çabasındaki diğer uluslar için engel oluşturur. ILO Vizyonu;

  • Günlük ve haftalık azami çalışma sürelerinin belirlenmesi ve çalışma saatlerinin düzene sokulması
  • İş gücü arzının düzenlenmesi, işsizliğin önlenmesi ve yaşam için yeterli ücretin sağlanması
  • İşçinin, işi dolayısıyla ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarından, hastalıklardan ve kazalardan korunması
  • Çocukların, gençlerin ve kadınların korunması
  • Yaşlılık ve malullük durumlarında olanlar ile ülkeleri dışında çalışan işçilerin korunması
  • Eşit değerde işe eşit ücret ilkesinin tanınması
  • Sendikalaşma özgürlüğü ilkesinin kabulü
  • Mesleki ve teknik eğitimin örgütlenmesi

Hepimizin temel ve gündelik hayatını doğrudan etkileyen çalışma alanını iyileştirmeye dönük bir çabanın farkındalığı olan 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü kutlu olsun.

07.07.2021