8 Kasım Şehircilik Günü ve Kentleşme

8 Kasım tarihi, 1977 yılından beri Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanıyor ve Türkiye de bu kutlamalara mesleki örgütler ve akademik düzeyde katılıyor. Bu anlamda TMMOB ve bağlı il odaları ile üniversitelerin şehir plancılığı bölümlerinin ortaklaşa düzenlediği bilimsel bir sorunun veya siyasal, ekonomik sorunların ele alınarak tartışıldığı bilimsel toplantı anlamına gelen kolokyumların öne çıktığı etkinliklerle Dünya Şehircilik Günü kutlanıyor. Şehircilik denilen konu ise artık günümüzde hayati bir öneme sahip. Keza her geçen gün kırdan kente göç devam ediyor, kent dışında bile kent yaşamı hakim olmaya başlıyor. Diğer yandan nüfus artmaya devam ediyor ve buna bağlı olarak ihtiyaçlar ile ihtiyaçların organizasyonu meselesinin değeri yükseliyor. Tüm bunlara kent insanın bireysel ve toplumsal dönüşümleri de eklendiğinde ortaya çıkan durum, insan yaşamı açısından çok daha kritik hale geliyor. 8 Kasım Dünya Şehircilik Gününde bu duruma birtakım istatistiklerle bakarken bu özel günde yapılanlara göz atalım ve şehircilik nedir sorusuna güncel cevaplar arayalım.

 

Dünyada Şehircilik ve Şehirciliğin Anlamı

İnsanın bu zamana kadarki gelişim sürecine bakıldığında doğa ile uyum içinde olmaktan çok doğaya hükmetmenin daha baskın olduğu görülür. Bunun en önemli ispatı ise kurulan medeniyetlerin yapısıdır. Medeniyet kurarak elde ettiği birikimleri bilgi ve kültür halinde sonraki kuşaklarına aktaran insan yine bu kurulan medeniyetlerin de yıkıcısı ve yeniden kurucusu da olmuştur. İşte bu noktada medeniyetlerin simgeleri, şehirlerdir. Kırsal veya göçebe yaşamın dışında kalan yerleşik hayat, beraberinde şehirleşmeyi getirmiştir. Şehirleşme de modern toplumsallaşma sürecinin taşıyıcısıdır. Şehirleşmenin 19. Yüzyıl sonrasında endüstrileşme sürecinde ortaya çıkan meslek eğitimi veren akademilerindeki karşılığı da mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığıdır. Günümüzde şehircilik de mesleki anlamda bu 3 ana meslek kolunun uzmanları tarafından yürütülür. Peki, şehircilik nedir ve dünyadaki son durumu nasıldır? Şehircilik, bir yerleşim biriminde yaşayan insanların ortak temel ihtiyaçlarının giderilmesi ve birlikte yaşam düzeninin oluşturulmasına dönük her türlü fiziki, sosyal ve kültürel çalışmaların tamamıdır, denilebilir. Burada ilk olarak elektrik, su, yakıt gibi ev içini ve sokak- cadde – meydan planlaması ile bu planlama sonrası ortaya çıkan tüm sonuçların düzenlenmesi söz konusudur. Bu nedenle şehircilik yalnızca belediyelerin değil, siyasi yönetimlerin ve elbette aktif katılımla halkın kendisinin birlikte ve bir bütün olarak ele almaları gereken bir konudur.  Gelişmiş ülkelerin şehircilik anlayışına bakıldığında mimari kent tasarımında geçmiş ile modernin bir harmonisinin esas alındığı görülebilir. Özellikle Avrupa ülkelerinde 2. Dünya savaşında yıkılmış pek çok tarihi yerin, yeniden yapılarak eski dokusuna kavuşturulduğu ama bir yandan da yeni dönem mimari binaların şehrin dokusuna uyumlu ve eski bölgeleri bozmadan yeni mahallerde kendilerine yer bulduğu görülebilir. Bu konuda şunu unutmamak gerekir. Eski yani tarihi nitelikte olup halen kullanılabilir tüm yapıların özüne uygun şekilde korunması ve şehir estetiğinde yer alması gerekir. Ancak aynı şekilde bugünün yenisi de yarının eskisi olacaktır. Dolayısıyla bugünün yeni tip yapılar da kendi bütünlüğü içinde ve şehrin eskiden gelen estetiğini tamamlayıcı biçimde yerini almalıdır. İşte sadece yapı alanında bile uzun uzadıya bir çalışmanın gerektiği düşünüldüğünde şehircilik anlayışında; mimari, mühendislik, kent plancılığı, sanat ve sosyal bilimlerin, eksiksiz ve uyum içinde çalışması gerekir. Şehircilik, yalnızca bina ve yapıların yukarıda bahsettiğimiz nitelikler üzerinden planlanması anlamına gelmiyor. Şehrin ortak kullanım alanları, yeşil alanlar, trafik, toplu taşıma, erişim ve ulaşım, hizmetlerin sağlanması, hayvanlar ve ekoloji, kültür -sanat  gibi pek çok konu başlığı da şehircilik üst başlığında değerlendirilmelidir. Kısacası şehircilik, kent hayatında yaşayan herkesi birinci dereceden ve doğrudan etkileyen bir kavramdır ve halkın aktif katılım göstermesi gereken bir olgudur. 

 

Dünyada Rakamlarla Kentleşme

Birleşmiş Milletler’in kentleşme adına en güncel verilerine bir göz atalım. Buna göre dünya nüfusunun yaklaşık %55'i, kentlerde yaşıyor ve bu oranın 2050 yılında %68'e çıkması bekleniyor. Yani ülkemizde de olduğu gibi kırsaldan kente doğru geçiş hızla devam ediyor ve bu beklentiler 2050 yılına kadar 2,5 Milyar insanın kentleşmesi anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi Nüfus Birimi (UN DESA) tarafından üretilen 2018 Dünya Kentleşme Beklentileri ise dünyadaki kent nüfusunun büyüklüğündeki gelecekteki artışın, sadece birkaç ülkede yüksek oranda yoğunlaşmasının beklendiğini gösterdi. Buan göre; Hindistan, Çin ve Nijerya, 2018 ve 2050 yılları arasında dünyadaki kentsel nüfusun öngörülen büyümesinin % 35'ini oluşturacak. 2050 yılına kadar ise Hindistan'ın 416 milyon, Çin’in 255 milyon ve Nijerya’nın 189 milyon kentli ekleyeceği öngörülüyor. Dünyanın kentsel nüfusuna geriye dönük olarak bakıldığında ise 1950 yılında 751 milyon iken 2018’de 4.2 milyara yükselme görülüyor. Asya kıtası, daha düşük şehirleşme düzeyine karşın, dünya kent nüfusunun % 54’üne ev sahipliği yaparken her biri Avrupa ve Afrika da % 13’er paya sahip. Bu da Asya kıtasının toplam nüfustaki payının yüksekliğinden kaynaklanıyor.  ABD ve Kanada’nın yer aldığı Kuzey Amerika bölgesinde nüfusun % 82'si kentlerde yaşıyor. Latin Amerika ve Karayipler’de bu oran %81. Avrupa kıtasında %74 ve Okyanusya’da % 68 oranında kentleşme bulunuyor. Asya kıtasında kentleşme düzeyi ise % 50'ye yaklaşmakta.  Afrika kıtasında ise % 43 oranında kentleşme söz konusu. Dünya kentleşmeye devam ettikçe, sürdürülebilir kalkınma, özellikle kentleşme hızının en hızlı olduğu tahmin edilen düşük gelirli ve düşük-orta gelirli ülkelerde, kentsel büyümenin başarılı yönetimine bağlı. Birçok ülke; konut, ulaşım, enerji sistemleri ve diğer altyapıların yanında istihdam ve eğitim ve sağlık hizmetleri gibi temel hizmetler de dahil olmak üzere artan kentsel nüfuslarının ihtiyaçlarını karşılamada zorluklarla karşılaşıyor. Bu açıdan bakıldığında şehirciliğin değeri bir kez daha anlaşılıyor.

 

Türkiye’de Dünya Şehircilik Günü 2019

Bilindiği üzere ülkemizde konu ile ilgilenen bakanlığın adı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. 2019 Dünya Şehircilik Günü vesilesiyle bu bakanlığı bir mesaj yayınlaması ve güne özel etkinlikler organize etmesi bekleniyor. Diğer yandan, yazının girişinde sözünü ettiğimiz kolokyum da yine akademi ile şehir plancılarının bir buluşması olarak gerçekleştirilecek. TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından 7-8-9 Kasım tarihlerinde düzenlenecek olan 3 günlük kolokyum, Ankara’da olacak. Kolokyum ile ilgili Şehir Plancıları Odası tarafından yayınlanan bilgilendirme şöyle; “Planlama meslek alanı hem akademik hem mesleki pratik içerisindeki farklı boyutlarıyla derin bir değişim ve dönüşüm yaşamaktadır. Planlamanın ülkemizde kurumsallaşmasının en önemli ögelerinden Şehir Plancıları Odası'nın Kuruluşunun 50. Yılı'nda, planlama meslek alanındaki sorunları kapsamlı biçimde değerlendirme gerekliliği ortaya çıkmıştır. Planlama bir varlıktır! Meslek alanımızdaki dönüm noktalarının yakalanabilmesi için, planlamaya yön veren kuramsal tartışmaların gelişimi, uygulama yöntemleri ile aktörlerin değişimi, mesleki örgütlülüğün ve kurumların dönüşümüne bakmak, plancının değişen rolünün de daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.” Günlük hayatımıza ve yarınlarımıza etki eden kent yaşamının, daha sağlıklı, doğayla uyumlu, erişilebilir, işlevsel ve estetik olduğu zamanların çoğalması dileğiyle 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kutlu olsun diyoruz.

07.07.2021