Hyllarima Antik Kenti / Likya Birliği - Muğla

Hyllarima / Ullarima Antik Kenti

Hyllarima Antik Kenti, Yatağan-Kavaklıdere yolu üzerinde, Kavaklıdere kavşağı yakınlarındaki Çayboyu köyü içinden geçip 7 km ötedeki Derebağ köyüne çıkacaksınız. Hyllarıma ismi Luwi kökenlidir. Hitit yazıtlarında adı geçen Wallarima'dan geldiği sanılmaktadır. "Bilge Umar, ‘Karia’ adlı kitabında, “Wallaunauma kök sözcüğünde Luwi dilinde ismin ‘Koca Koruluğun Kenti’ veya ‘halkı’ anlamına geleceğini “söylemektedir. Bilge Umar, “Orada ‘Mesevle/Çayyolu Köyü’ var, çok ilginçtir ve oradaki bir mahalle var ve adı ‘Kıllıaliler’, bu isim ‘Hyllarima’ isminden türemiş görünüyor.” demektedir.[1]

"Stratonikeia ve yakın çevresi hakkında, arkeolojik buluntuların yanı sıra, Geç Tunç Çağı’nın önemli bazı yazılıbelgelerinden yola çıkılarak da bazı varsayımlar öne sürülmüştür. Hitit metinlerinde MÖ 14. yy’dan itibaren adıgeçen Karkisa’nın, Karia Bölgesi ile özdeş olduğu öne sürülmektedir.[2]

 

Stratonikeia’nın hem konumu hem deantik kaynakların belirttiği Idrias ile fonetik benzerliğinden yola çıkarak, MÖ 13. yy’a tarihlendirilen Tawagalawave Milawata mektuplarında adı geçen Atriya olabileceği öne sürülmüştür.[3]

Bu konuda Anadolu'nun en eski şehri Stratonikeai Antik Kenti ile ilgili yazmış olduğum yazıyı da mutlaka okumanızı isterim. 

Tawagalawa mektubunda, Utima/Idyma, Wallarima/Hyllarima, Waliwanda/Alabanda, Iyalanda/Alinda biçiminde identifikasyon önerileri bulunan, Stratonikeia çevresindeki kentlerin isimleri geçmekte ve bu durum da Idrias ile ilgili öneriye destek olmaktadır. M. Aydaş, Idrias’ın kentin MÖ 5. yy’daki adı olduğunu ve bunun Karca olduğunu ifade etmektedir.[4][5]

Kentin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Günümüze ulaşan kalıntıları Roma çağından kalmıştır. Ayrıca Roma döneminde sikke basmış kentlerdendir.

Hyllarima antik kenti kalıntıları biraz yukarıda, tepenin çevresine yayılmış. Karia uygarlığının en eski yerleşimlerinden biri olup ve sonraki yüzyıllarda Termassos yerleşim birimine taşındığı bilinmektedir.

Hyllarima Antik Kenti'nin Surları

Hyllarıma Antik Kenti'nin surları Leleg yapılarındaki taş işçiliği ile yakın benzerlikler göstermektedir. Bu bakımdan kentin tarihini Dor göçünden önceki yıllara indirmemiz olasıdır. Ancak yörede bilimsel kazılar yapıldıktan sonra bu durum aydınlığa kavuşabilecektir. Surlar kaba işlenmiş dikdörtgen bloklardan meydana gelmiştir. Kalınlıkları 2 m. yi bulmaktadır. Kente girişi sağlayan ve oldukça iyi korunmuş batı kapısı M.Ö. 400'ün ilk yarısında, Mausolleus döneminde yapılmıştır.

Hyllarima Antik Kenti'nin Tiyatrosu

Roma döneminden kalan tiyatronun skenesi[6] yıkılmışsa da yamaca dayalı oturma kademeleri oldukça iyi durumda günümüze ulaşmıştır. Kentin diğer yapılarının taşları yeni yapılanmalarda kullanılmak üzere sökülmüş nekropol alanına ise defineciler büyük zarar vermişlerdir.

İyi durumda bir Roma dönemi tiyatrosu, sur kalıntıları, kaya mezarları dikkati çeken kalıntılardır. Kavaklıdere Menteşe beldesi yakınlarındaki Çamyayla'da ise Kyon kalıntıları var. Kyon, bir Karia kenti. Köy içinde Roma dönemi tiyatrosu, sunak taşları kalıntılarını göreceksiniz. “Tiyatronun denizden yüksekliği 780 metredir.

Hyllarima Antik Kenti'nin Yerel Dilinin "Ullarima" Olduğu Sanılmaktadır

Hitit kayıtlarındaki Wallarima kentleriyle ilişkisi olduğu sanılan kentin adının yerel dilde ‘Ullarima’ olabileceği sanılmaktadır. Burası Luwi kökenli gelen Karialıların kenri Hyllarima Tiyatrosu tek kelimeli görünmektedir. Her erken dönem tiyatrosu gibi izleyici koyağı 180 dereceden fazla olduğu için sahne binasını iki yakınından hafif çevirir. Tiyatroda ayrıntılı kazı çalışması yapılmamıştır. Görünürde dört ışınsal yol bulunmasına karşın sıra başlarındaki olası iki ışınsal yolla toplam altı ışınsal merdivenli yolu olmalıdır. Orkestra yarıçapı 30 ayaktır. Her erken dönem tiyatrodan bildiğimiz gibi önce Helenler sonra Romalılar günümüze ulaşan mimari değişiklikleri yapmıştır. Orkestra kenarında aralıklı onursal koltuklardan kalıntılar vardır. Ullarima Tiyatrosu’nun sığarı, yerinden yapılan ölçümlere göre 1200 kişiliktir. Hyllarima Antik Kentinde Prof. Dr. Ender Varinlioğlu yüzey araştırmaları yapmıştır.”[7]

Ülkemizin her bölgesinde öyle yerlerde öyle akıl almaz antik kentler var ki, bu kadar çok tarihi bir zenginliğin yeniden ayağa kaldırılması için ilgili makamların bu meseleyi bir tarihi politika haline getirmesi gerekir. Türkiye'deki tarihi kentlerin planlı ve programlı bir şekilde ayağa kaldırılması için ise halkın da bu alanda eğitilmesi, dikkatlerin çekilmesi ve genç nesillere tarihin önemi eğitim-öğretim içerisinde mutlaka ders olarak okutulmalıdır.

Alıntı & Kaynak & Fotoğraflar

[1] http://erkmensenan.blogspot.com/2011/07/hyllarimaderebag-koyu-kavakldere-mugla.html

[2] Karkisa/Karkiya’nın Karia ile özdeş kabul edilmesi ile ilgili görüş ve kaynakça için bkz. Herda 2013, 433-434; dn. 46-48.

[3] Hawkins 1998, 26-7, dn. 168; Herda 2009, 54, dn. 141. Atriya’nın identifikasyon önerilerinden biri de Garstang (1943, 42,Pl. XVII) tarafından yapılmıştır. Milawata sınırında bir kale yerleşmesi olması gereken Atriya’nın, Çine Vadisi kuzeyindekiyolun başlangıç noktasında olması gerektiğini ve Aydın-Tralleis olabileceğini önermiştir. Ancak Garstang’ın bu varsayımı yaparken kullandığı tarihi coğrafya haritası bugün yaygın olarak kabul edilenden oldukça farklıdır.

[4] Aydaş’ın bu kitap içerisindeki “Stratonikeia ve Lagina Polis ve Peripolion” başlıklı makalesinde.

[5] Oğuzhanoğlu, UMAY, "Stratonikeia Antik Kenti Çevresinde Erken Yerleşim İzleri", Ed. B. Söğüt, Stratonikeia Çalışmaları 1, Stratonikeia ve Çevresi Araştırmaları, İstanbul, 2015, 19-28. (Traces of Earliest Habitations in the Vicinity of Stratonicea, Caria, in Turkish) s. 17.

https://www.academia.edu/26564192/O%C4%9Fuzhano%C4%9Flu_U._Stratonikeia_Antik_Kenti_%C3%87evresinde_Erken_Yerle%C5%9Fim_%C4%B0zleri_Ed._B._S%C3%B6%C4%9F%C3%BCt_Stratonikeia_%C3%87al%C4%B1%C5%9Fmalar%C4%B1_1_Stratonikeia_ve_%C3%87evresi_Ara%C5%9Ft%C4%B1rmalar%C4%B1_%C4%B0stanbul_2015_19-28._Traces_of_Earliest_Habitations_in_the_Vicinity_of_Stratonicea_Caria_in_Turkish_

[6] Skene: Antik Yunan tiyatrosunda ve klasik dramda sken, sahne arkasındaki yapıydı. Skene kelimesi "çadır" veya "kulübe" anlamına gelir ve bu amaç için orijinal yapının ahşaptan bir çadır veya hafif bir yapı olduğu ve geçici bir yapı olduğu düşünülmektedir.

[7] http://erkmensenan.blogspot.com/2011/07/hyllarimaderebag-koyu-kavakldere-mugla.html

07.07.2021