MANAVGAT’A GENEL BAKIŞ

Geniş bir coğrafyada, birbirinden farklı güzelliklere sahip ilçeleri olan Antalya’nın herkesçe bilinen bir ilçesi de Manavgat’tır. Doğal güzellikleri, ilçe bazında gelişmişliği ve tarihi ile Manavgat’ın dünü ve bugününe genel bir bakış attık. Manavgat’ın önemli özelliklerinden biri coğrafi büyüklüğüdür. 2283 km²'lik yüzölçümüyle Antalya ilinin en büyük 2. ilçesi olan Manavgat’ın nüfusu yaklaşık 100.000’dir. Hem nüfus hem de yüzölçümü olarak Türkiye ortalamalarının üstünde olan ilçenin can damarı ise Türkiye’nin en düzenli akan sularından Manavgat Irmağı yani çayıdır. Manavgat Irmağı hem ilçe tarımı açısından sulama vazifesi görürken hem de ortaya çıkardığı doğal güzelliklerle ilçeye değer katmaktadır. Manavgat ilçe sınırları bakımından denize kıyısı olan ancak merkezi denizden uzak olan ilçe esasen bu özelliği ile genel bir zenginlik kazanmakta hem sahil hem yayla kültürünü bir arada geliştirmektedir. Sahil şeridinde birçok plaj ve kumsala sahip olan Manavgat’ın iç kesimlerinde ise ova ve yaylalar ile akarsular yer almaktadır. Bu doğal güzellikler ve ilçenin kendi kültürüne geçmeden önce tarihine bir göz atalım.  Antalya antik tarihi ile ilgili anlatımlarda sıkça karşılaşılan Pamphylia’nın ( Pamfilya) doğu bölgesi bugünkü Manavgat’tır. Kuzeyde Toroslar, güneyde Akdeniz, doğuda Alara çayı, batıda Köprü çayı ile çevrili olan Antik Pamphylia’nın anlamı çok dil konuşulan, çok kabilelerden oluşmuş, ülke; kabileler ülkesi demektir. Buradan anlaşılacağı üzere Manavgat en eski dönemlerden farklı medeniyetlerin yaşadığı bir coğrafya üzerine yükselmiştir. Burada yaşayan medeniyetlerden Notitialar zamanında piskoposluk makamı  olarak Manaua isminin verildiği bölge, 1199 yılında Ermenice Manavğat( Türkçe okunuşu Manavaat şeklinde) olmuş, ardından Manavgat ismi ile anılmaya başlanmıştır. Osmanlı döneminde Akdeniz bölgesinin kendine özgü ticari ve etnik yapısı ile atfedilen önem sebebiyle idari birim olarak kimlik kazanan ilçe Cumhuriyet döneminde Antalya iline bağlı bir ilçe haline gelmiştir. Selçuklu imparatoru Alaeddin Keykubat tarafından fethedilerek Alaiyye ismiyle ülkenin en önemli kentlerinden biri olan bugünkü Alanya’ya komşu olması ile şehre katılmış ardından Osmanlı da bu hazineyi korumuştur. Manavgat sınırları içinde yer alan Side ve Selge’nin antik kalıntıları dünyaca ünlüdür. Side’nin ismi bugün Selimiye, Selge’nin ismi ise Altınkaya köyü olarak geçmektedir. Antalya’nı kültürel turizminde öne çıkan Side’den dolayı Manavgat genel ilçe ekonomisi de payını almaktadır. Bronz çağından Antik döneme, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’ya kadar tüm insanlık tarihinin her aşamasına ait ayak izleri taşıyan Manavgat coğrafyasının bu birikmiş kültürel ve tarihi zenginliği ile Cumhuriyet döneminde yeni bir yapılanmaya gidilmiş ve adım adım kentleşme sağlanmaya çalışılmıştır. Manavgat Belediyesi’nin web sitesinde yer alan Orhan Tunçdemir’in Cumhuriyetin ilk dönemi Manavgat’ı için yaptığı anlatımı aynen buraya alalım; “Çağlayan İlkokul ve Tugayoğullarından Hafize Hatun camii ve caminin yanında Hoca Mustafa Medresesi " en önemli yapı olarak gözükmektedir. Bunlardan başka, 1920-1930 yıllarında, 3 ağaya ait konut, bir iki tahta kagir bina ve yörüklerin kışladıkları bir sürü saz damlar bulunmaktaydı. Taşıt olarak 3 ağaya ait iki tekerlekli binek arabası vardı. O zamanlar ırmak üzerinde köprü olmadışından kayıla ve küçük mavnalarla insan ve yük nakli yapılırdı. Bütün Manavgat’ın lağımları ırmağa akardı. çok miktarda hayvan besleyen Yörüklerin saz damlarının etrafı gübre tepecikleri ile doluydu. Bu yüzden bataklıklarda üreyen sivrisinek, gübreliklerde üreyen karasineklerden yaşanmaz, pis ve bakımsız bir belde idi. 50 yıl önce Manavgat... Durumun en acı tarafı, lazım ve gübreliklerinin pis suyunun aktığı Manavgat çayından halk, içme suyunu alırdı. Hatta bu hal zamanla belediye ve hükümet yetkililerinin dikkatini çektiğinden ırmağa akıntısı olan tüm lağımlar foseptik şekline dönüştürüldü. Irmağın kirletilmesi yasaklandı. Çünkü ırmak suyunu içmekten halkı men etmenin imkanı yoktu. çevrede başka kaynak suyu bulunmuyor, kuyu açmak zahmet ve masrafından ırmaktan su almak, halk için daha pratikti. Belediye su şebekesi kuruncaya kadar bu hal devam etmiştir. Irmak kenarındaki lokantalarda yemek yiyen müşteriye garson, gözü önünde sürahiyi çaydan doldurup masaya kordu...” Tarihsel anlamda dönemin az gelişmiş etkilerini yaşadıktan sonra denizi, doğası ve arkeolojik çalışmalarla köklü geçmişi ortaya çıktıkça gücü artan ilçenin gözbebeği ise hiç şüphesiz Manavgat Şelalesi’dir. Dünyaca ünlü olan şelale Manavgat Irmağı’nın döküldüğü ya da bir başka deyişle uçtuğu bir doğa şaheseridir. Tipik Akdeniz ikliminin yaşandığı ilçede tarım faaliyetleri, en az turizm kadar önemli yer tutmaktadır. Antalya yöresinin en gelişkin olduğu seracılık yani örtü altı tarım Manavgat’ta da kendini göstermekte ve buna bağlı olarak narenciye ve sebze yetiştiriciliği yüksek oranda olmaktadır. Bunun yanında pamuk, karpuz, susam, kekik gibi özel üretimlerin de olduğu ilçede tarıma dayalı sanayi de bulunmaktadır. Hem Manavgat Irmağı ve şelalesi hem de 64 kilometrelik sahil şeridi ile Side Antik kentini aynı anda barındıran ilçe, turizm yönünden zengin potansiyelini iyi kullanmakta ve geliştirmektedir. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Side ile Manavgat Şelalesi’nin yanında Side Plajları ve Otelleri ile öne çıkan turizmin Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı okulu, yani Turizm Fakültesi, Manavgat’ta açılmıştır. Merkezin çevresinde yer alan bu değişim merkezi de güçlendirmiş ve Manavgat merkezi de hızla altyapı ve üst yapı yatırımlarında hız kazanmıştır. Side ve Manavgat Şelalesi dışında, Oymapınar’daki Park Manavgat, Köprülü Kanyon, Titreyen Göl, Manavgat Cami de görülmesi ve yaşanması gereken yerlerden.  Turizm derneklerinden alınan verilere göre Manavgat ve Side bölgesi yaz sezonunda ortalama 4,5 milyon turisti ağırlamaktadır. İlçede kültür ve spor alanında da etkinlikler düzenlenmektedir. Her Haziran ayının ikinci haftasında Belenobası Köyünde gerçekleştirilen Karpuz festivali, Anadolu’nun sembol olmuş yaz festivali geleneğini sürdürmektedir. Yine yaz aylarının sonunda Manavgat Uluslararası Barış Suyu Kültür ve Turizm Festivali ve Side Uluslar arası Kültür ve Sanat Festivali de ilçeye değer katan ve doğanın ilçeye kattığı güzellikleri insani değerlerle buluşturan organizasyonlar olarak devam etmektedir. Yine Mart ayında düzenlenen uluslararası Manavgat Dağ Bisikleti Maratonu büyük ilgi görmüş ve ileriki zamanlarda ilçeye özgü bir geleneksel spor etkinliği olmaya aday bir başka organizasyon olmuştur. İlçenin bir başka etkinliği de Side Uluslararası Çocuk Şenliği’dir ve Haziran ayında 5 gün süren bir organizasyondur. Merkezi kadar tek başlarına bir karakter haline gelmiş ilçeleri ile bitmek tükenmek bilmeyen devasa bir güzellikler haritası halini alan Antalya ilinin Manavgat ilçesi, merkeze 70 kilometre mesafede ve doğu tarafında yer almaktadır. Bu anlamda Gazipaşa ve Antalya havalimanlarından rahatlıkla ulaşımın mümkün olduğu ilçeye yolunuz düşerse tadını doyasıya çıkarın.

www.delphinhotel.com

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR Termessos Antik Kenti / Likya Birliği Antalya'nın Harika Tarihi ve Kültürel Mimarisi: KALEİÇİ Perge Antik Kenti Phaselis Antik Kenti Manavgat'ta Gezilecek Yerler Salda Gölü

02.07.2021