Xanthos Antik Kenti Payava Anıtı / Likya Birliği

Xanthos Antik Kenti Likya Birliği’nin başkentliğini yapmış kentlerden birdir. Likya dilinde Xanthos “sarı” anlamına gelmektedir. Komşuları daha çok tüccarlıkla uğraşırken Xanthoslular savaşçı ve kahramanlarıyla övünen bir halkın kentidir. Xanthoslular ise oldukça onurlu, gururlu ve bir o kadar da özgürlüklerine düşkün, bağımsızlık âşıklısı bir halkın kenti görkemli kenti olarak tarihe geçmiştir. O nedenledir ki Xanthoslulara ait pek çok kahramana ait lahit mezarlar vardır ve Xanthoslular kahramanlarını yaşarken olduğu gibi onlar öldüğünde de onurla anar, onlara yakışır anıt mezarlar yapardı.

Anıt mezarları şehrin içindeydi ve bu kahraman savaşçıların şehrin içinde halkın gözü önünde, onlarla iç içe varlık göstermesi, aslında bu yüzyıldaki insanların aynı zamanda kahramanlıklara verdikleri değer kadar insanlarına verdikleri değeri de gözler önüne seriyordu. Ölümlüleriyle birlikte yaşamayan, onları şehir dışına gömeler ise Anadolu’ya sonradan gelen Yunanlılardı. Ayrıca her ne kazar zaman içerisinde Anadolu’da bir nüfusları olsa da hangi antik kente giderseniz gidin Anadolu halkları Yunanlılarla aynı mezarları kullanmamış, Yunanlıların mezarları hep kentlerin dışına yapılmıştı…

Öldükten Sonra Dirileceklerine İnanıyorlardı

Harpy ve Payava lahitleri bugün İngiltere'de British Müzesi'nde

“Xanthos Antik Kenti’ndeki Payava lahdi, Harpy Anıtı ile birlikte kentin siluetini oluşturan önemli iki kahramana ait lahitlerdendi. Tüm Likya lahitlerinde olduğu gibi, Payava lahdinin üst kısmı ters duran bir kayık şeklindedir. Likyalıların inancına göre, kıyamet günü tüm dünyayı sel basacak ve ölüler dirilecek, ölümlüler uyandıklarında bu kayık biçimindeki mezarlarıyla kurtuluşa ereceklerdir. Şimdi yüzyıl ve inanış bakımından bu konuyu ele aldığımızda bugünkü semavi dinlere inananların çok tanrılı bir inanç sistemine sahip olduklarını, kendi elleriyle tanrılarını yapıp daha sonra da ona taptıklarını söylerler. Kıyamet gününe, öldükten sonra dirileceğine inanan pagan inancının insanları semavi dinler olmadan önce böyle bir inanış yapısına sahiplerdi. Şimdi dahi pagan inancına ve çok tanrılılığı eleştirenlerin aslında inanç yapılarının önemli bir kısmının nereden geldiğini bilmesi, sanırım bugün akılla üstesinden gelemeyecekleri bir sorular yumağı olarak karşılarına çıkacaktır.

Payava Lahti Anıtı’nın Alt Kısmı Hazine Odası Olarak Tasarlanmıştı – Likya Krallarına Ait 198 Sandık Hazine İngiltere’ye Götürüldü

Mezarların alt kısmı hazine odası şeklinde tasarlanmıştır. Likyalıların inancına göre hayattayken sahip oldukları dünya malı, kıyamet koptuktan sonra uyandıklarında yine kendilerine lazım olacaktır. Fakat Likyalılar günümüz yüzyılının yağmacılarını, mezara saygıyı ve ölümlülerin kutsiyetini hesaba katmadıklarından Xanthos’un kahraman savaşçısına ait hazine İngilizler tarafından yağmalanmıştır. En hazin olanı ise İngilizlerin Osmanlıların çöküş yıllarında elde ettikleri imtiyazlardan Kurtuluş Savaşı yıllarına kadar işgal ettikleri Anadolu topraklarındaki pek çok antik kenti yağmalamalarıdır. Savaş gemileriyle eşsiz değerde pek çok eser antik kentimizden kaçırılmıştır. kaçırılan eserlere paha biçmek mümkün değildir. Likya krallarının lahitlerinin alt kısmında yer alan hazinelerini de 198 sandık olarak memleketlerine kaçırmışlardır. Bu sandıkların içerisinde nelerin gittiği hiçbir zaman açıklanmamıştır.[1]

Payava Lahti’nin Keşfedilme ve Götürülme Hikâyesi

Payava Lahtini, Charles Fellows 20 Nisan 1838 günü Xanthos’a ilk gelişiyle birlikte çağdaş bilim literatürüne sokmuştur.[2] İki yıl sonra tekrar gelip yazıtların kalıplarını alan Fellows, hayran olup dünyaya tanıttığı anıtı çevresine de anlatınca keşif gezileri artmaya başladı. 1841-1842 yıllarında gerçekleştirilen gezide kabartmaların bulunduğu masif bloğun kesilme işlemi uzayınca, 1843-1844 yılına dek anıt yerinde kaldı. G. Scharf kabartmaların çizimlerini yaptıktan sonra yardımcısı Armstrong ile birlikte 24 Kasım 1843 - 9 Şubat 1844 tarihleri arasında anıtın biçme ve paketleme işlemlerini tamamladı. Kamp alanını nehir üzerinde oluşturulan iskeleye bağlayan yoldan taşınan eserler gemilere yüklenirken, tarih 14 Şubat 1844’ü göstermekteydi.

Quadriga sahnesinin yer alan kapak taşıma sırasında kırılmıştır. Londra’ya ulaşan anıt ilk kez 1848 yılında sergilenmiştir. Eser Synopsis’in 142 numaralı odasındadır. “Lykialı Satrap’ın Mezarı” olarak sergilenmektedir. 19. yüzyıl sonlarında eserler yeniden düzenlenmiştir. 950 numara ile “Mozole Odasına” -Mausoleum Room- yerleştirilen lahit İngilterenin en gözde eserleri arasında yer almıştır. 1900 yılında A. Smith kataloğunda ilk kez yayınlanan anıt, 1969 yılında yeni tanıtım yayınına girmiştir.[3] .

Payava Lahti Anıtı'nın Hyposorion (Mezar Odası) Bölümü Tamamen Yeniden Yapılmıştır

Londra’da bugünkü sergilemede hyposorion bölümü tamamen yeniden yapılmıştır. Lahit teknesi küçük bir orijinal parça yardımıyla tamamlanmıştır. 19. yüzyılda Avusturyalı misyonerler anıttan söz ederek mezar sahibinin adını veren dört satırlık yazıtı kesin biçimde yayınlamışlardır.[4] Biçilme sırasında kırılan birçok kabartma parçası anıtın gerçek yerinde çevreye yayılmıştır. Xanthos’da 1930’lu yıllarda çalışmaya başlayan Fransız kazı ekibi bu parçaları toplamış, Xanthos deposunda bulunan parçalarla birlikte 1972 yılında Antalya Müzesi’ne nakletmişlerdir. . Esere yönelik ilk kapsamlı çalışma ve araştırma, yine Xanthos kazı ekibiyle yapılmıştır. Demargne bu çalışmaları Xanthos ciltlerinin beşincisinde yayınlamıştır.[5]

Xanthos Antik Kenti Payava Lahti’nin Mimari Yapısı

Payava Lahti Xanthos Antik Kenti’nin doğu ve güneydoğusu nekropolis alanı olarak ayrılan Xanthos akropolünde yer almaktadır. Payava Lahti kentin kuzeydoğu bölümünü oluşturan tepe üzerindedir. Güneye bakan alt bölüm, üzerine Akropol Dikmesi’nin yerleştirildiği kaya mezarlarına ayrılmıştır. Payava Lahti nekropolisten soyutlanmıştır. Kendi içine kapalı bu kayalık alana açılan bölümde görkemli mezar anıtlarının hemen yanı başında yer alır. Karşısında ise Akropol Dikmesi vardır. Doğu ve güneyinde Xanthos ovası, batıda ise kentin üzerinde genişlediği ve denize kadar Xanthos çayı yatağının izlenebildiği teraslar yer alır. Anıtın kayadan oluşmuş bir podyumu vardır. Kazı bitirilemeden yarım bırakılmıştır. Temel ve podyumu ana kayadan oyulmuştur.”[6] Kazının neden erkenden bitirildiği ise tüm planları bozan, üstün değerde eserlere rastlanılması ve bunların bir an evvel İngiltere'ye götürülme telaşından başka bir şey değildir.

Xanthos Antik Kenti’nin Tüm Değerlerini İngiliz Ajan Charles Fellow Kendi Ülkesine Götürdüğü İçin İngiliz Kraliyeti Tarafından Şövalye İlan Edilmiştir & Fellow Tarih Kitaplarına Seyyah Olarak Geçerek İkinci Bir Defa Daha Onurlandırılmıştır

Kentin kalıntıları ilk olarak 1838 yılında Charles Fellows tarafından incelenmiştir. Fellows çalışmaları sırasında elde ettiği tüm kabartmaları ve mimarî buluntuların önemli bölümünü Londra’ya götürmüştür. Bu eserlerin tümü günümüzde Londra’daki British Museum’un Likya Eserleri Seksiyonunda sergilenmektedir. II. Mahmut’un sağlık durumun oldukça bozuk olduğu bir durumda fermanın imzalanmış olması konuya bir kuşku düşürmektedir. 1950’den sonra kentte Pierre Demargne, Pierre Devambez ve Henri Metzger olmak üzere Fransız arkeologlar tarafından kazılar yapılmıştır.

Xhanthos Antik Kenti'nden kaçırılan Erbinna Anıtı (Nereidler), Charles Fellows tarafından Xanthos’tan kaldırılarak İngiltere’ye götürüldü. Anıt bugün British Museum’un 17. salonunda sergilenmektedir. İ.Ö 4. yüzyıla tarihlenen bu yapıda İon düzenindeki tapınak yapılar ile Likya/Anadolu sanatının en güzel örneği görülür. Xanthos’un Likyalı hükümdarı Erbinna’nın anısına yapılan bu anıtta hükümdarın zaferleri, kurban ve yemek sahneleri kısacası hayatı boyunca tüm yaşamı boyunca yaptıkları mermere friz biçiminde işlenmiştir. Sütunların arasında ise içinde Nereidlerin de yer aldığı 12 heykelle korunmuştur.

Xanthos Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında yapı içlerinde bulunan mozaikleri, havuzları, hamamları, duş yerleri, gladyatörlerle aslanları dövüştürdükleri tiyatrolarıyla güzel, keyifli günler geçirdiklerinin bir kanıtıdır. Bugün Eşen Irmağı olarak bildiğimiz Xanthos Irmağından getirilen suya ait her yerde göze çarpan su kanalları, Likya medeniyetini iyi anlamak bakımından önemli bir ayrıntıdır.

Payava Lahti ve Nice Değerlerimiz

Xhanthos Antik Kenti'ne ait Xhanthoslu yönetici Erbinna'ya ait muhteşem anıtı ve o anıtın etrafında yer alan, komutanı koruduğuna inanılan 12 heykel ve onların içerisinde yer alan en gösterişli heykellerden Nereidler anıtı, yine bir başka anıt mezara ait "Harpy Anırı" olarak bilinen lahdin önemli kabartmaları, yine başka bir kahramana ait "Payava Lahti" olarak bilinen anıt mezar mezarların hazineleriyle birlikte İngiltere'ye kaçırılmıştır. Hatta bu kaçırılma öyle olmuştur ki, artık mezarların hazine odasındakiler ne kadar değerliyse, Harpy Anıtının kabartmalarının pek çoğu dahi sağa sola saçılmıştır. Belli ki çok değerli hazineler buldular ve bir an evvel onları alıp çekip gitmek istediler, yoksa bu paniğin başka bir izahı yok.


Silvan Güneş

Biyografi Yazarı

Alıntı & Kaynak & Fotoğraflar

[1] https://gezimanya.com/GeziNotlari/bir-likya-uclemesi-xanthos-letoon-ve-patara-fethiye

[2] P. Demargne, Fouilles de Ksanthos V. Paris 1974, s.61

[3] A. H. Smith, A Catalogue of Sculpture in the Department of Greek and Roman Antiquities. London 1900. s

[4] P. Demargne, Fouilles de Ksanthos V. Paris 1974, s. 137.

[5] P. Demargne, Fouilles de Ksanthos V. Paris 1974, s.9

[6] KIZGUT, İsa, Payava lahti, “The Payava sarcophagus, http://www.mediterra.org/wp-content/uploads/CDR_Jun2018_65to104.pdf, 27.01.2021, s 23:43.

11.06.2021