Hızla akan bir hayat. Kalabalık bir sosyalleşme. Evde yalnızken bile dijital çağın nimetleri ile temas. Yapılacak işleri, sorumluluklar, geçmişin yükü, kafa karışıklığı, gelecek kaygısı. Günümüzün insanı. Bizler, hepimiz. Hem genelin gündemi, hem özelin derdi ve durmadan geçen zaman. Çağımızın hastalığı ve tüm hastalıkların birinci sebebi haline gelen stres. Her geçen gün artan yüklerin yanında bir taraftan hayatımızı istediğimiz gibi yaşamak için doğru zamanı aramaya devam ediyoruz. Bunun yapabilmek için önce berrak bir zihne, rahat bir kan dolaşımına ihtiyacımız var. Meditasyon kelimesi, tüm bu keşmekeş içinde insanın kendisini dengeye alması ve en başta kendisi olmak üzere tüm hayata, olana bitene uzaktan bakmasını sağlamanın ismi. 21 Mayıs tarihi ise Dünya Meditasyon Günü. 21 Mayıs gününün Dünya Meditasyon günü olması, BM ya da bağlı örgütler tarafından yayınlanmış ya da ülke devletleri tarafından kabul edilmiş bir durum değil. Dünya özel günleri yönünden sivil inisiyatifler tarafından organize edilen bir hamle. 21 Mayıs Dünya Meditasyon günü ile amaçlanan stresten ve buna bağlı zararlardan kaçan insanları, Meditasyon başlığı ile bir araya toplamak ve meditasyon yapma farkındalığı ile bu konu hakkında bilgilenme sağlamak. 21 Mayıs Dünya Meditasyon günü amacıyla biz de hem meditasyonu hem de günümüz dünyasında farkındalığın değerini hatırlayalım.
Meditasyonun tanımını şu şekilde yapabiliriz; Zihni arındırarak huzura kavuşmak için yapılan eylemlerin tümü. Meditasyon için bir konsantrasyon eylemi tanımı da yapılabilir. Bu konsantrasyon ise içe dönük bir konsantrasyondur. İçe doğru yapılan bu konsantrasyonu aslında hayata dönük olarak da tanımlayabiliriz keza kişinin gözünden hayat, hayatın kendisidir. Dolayısıyla herkes hayatının başrolüdür ve bu hayatı nasıl yaşayacağı, nasıl olduğu, ne şekilde gördüğüne bağlıdır. Bu anlamda meditasyonun hedefi olarak kişinin kendini tanıması ve kendini fark etmesi yolculuğu denilebilir. Elbette, bu bir yolculuktur ve bu yolculuğa çıkış da rutin meditasyonlar yaparak mümkündür. Bu noktada karşımıza meditasyon nasıl yapılır sorusu çıkıyor. Bu soruya verilecek pek çok yanıt var. Öncelikle meditasyonun herhangi bir ekipmanla, birtakım aletlerle ya da bir eğitmen veya grupla yapılan bir şey olmadığını belirtelim. Grup olarak tematik meditasyon seansları bir lider eşliğinde yapılabilir ama başlangıç olarak tek kişilik bir konsantrasyon çalışması söz konusu. Bunun için de sessiz bir yer, 10 dakika yalnız kalınabilecek bir süre, meditasyon isteği ve mümkünse rahat kıyafetler yeterli. Meditasyon yaparken dikkat etmeniz gereken noktaları ise şu şekilde özetleyebiliriz:
Çağımızın en çok kullanılan kelimelerinden biri de farkındalık. Yukarıda tanımını ve metodunu anlatmaya çalıştığımız meditasyon içinde de farkındalık kelimesini fazlaca kullandık. Peki, farkındalık derken insanlar neyi kast ediyor. Basit bir anlatımla akıp gideni ya da bilinmeyeni yakalama denilebilir. Hayatımızda dış uyaran sayısı her geçen gün artıyor. Eskiden yalnızca etkileşim içinde olunan insanlar ile oluşan etkiler, uyaran yerini alırken şimdi sosyal medya, iletişim araçları, görsel mecralar, iş dünyası ve yine etkileşimde olduğumuz insanların kendilerine ait bu araçlarının etkileri derken verdiğimiz tepkilere göre şekillenen hayatımızın ne kadarının bize ait olduğunu kontrol etmekte güçlük yaşıyoruz. Akıp giden hayatın içinde akıp giden bizler. İşte farkındalık, ilk olarak bu akıp gidenin ne olduğunu ve bizim bu akıştaki varlığımızı fark etmektir. Meditasyon bir farkındalık ve konsantrasyon yolculuğudur, demiştik. Konsantrasyonla zihnimizi arındırmak ise bize anda kalmanın değeri ile sağlıklı düşünme alışkanlığı kazandırırken bu sayede daha verimli kararlar almamızı sağlar. Fizyolojik hastalıkların büyük bir virütik saldırı ya da olağanüstü sağlıksız dış ortam söz konusu değilse çoğunun mental problemlerin sonucu olduğu artık bilinen bir gerçek. Dolayısıyla nasıl ki her gün düzenli basit egzersizler ve yürüyüş öneriliyorsa aynı şekilde meditasyon da büyük öneme sahiptir. Meditasyonu; anında farkında olma, bedenin duygu ve düşüncelerini yakalama çalışması olarak düşünebiliriz. Kendini, öğretilenler ve yönlendirmelerden uzak bir şekilde yargısızca tanıma isteğidir. Meditasyon asla bir din ya da felsefi bir pratik değildir. Zihinle bedeni buluşturan, bilinçli ve modern bir çalışmadır, kişiye özgüdür. Meditasyonun amacı, insanı atıl bırakmak değil tam tersine aksiyonunu sağlıklı hale getirmektir. Meditasyon ile salt bir kaçış ya da stresle başa çıkma değil stresi üreten hayat ile gerçek bir ilişki kurmanın yolu açılır.
Meditasyon denilince akla gelen bir kavram da yogadır. Hatta öyle ki meditasyon ile yoganın aynı şey olduğunu düşünenlerin sayısı fazladır. Oysa iki kavram birbirinden uzak olmamakla birlikte aynı şey değildir. Yoga, bir meditasyon türüdür. Meditasyona içkindir ancak kendisine ait ayrı bir felsefesi olan, içinde fiziksel çalışma, duruş pozisyonları ve 8 basamak gibi özellikler barındıran bir disiplindir. Bu nedenle Hint felsefesinden çıkan ve bir meditasyon türü olan Yoga ile meditasyon için birbirine içkin ancak aynı olmayan iki kavram denilebilir. Meditasyon yapmak için yogaya mecbur değilsiniz, Yoga yapıyorsanız meditasyonun bir parçasındasınız demektir. Özel ve sempatik bir gün olan 21 Mayıs Dünya Meditasyon Günü, önce bizzat kendimizi sonrasında da birlikte yaşamak için birbirimizi fark ettiğimiz, dogmalardan ve yargılardan arındığımız bir dünya umuduyla kutlu olsun.