10 Aralık İnsan Hakları Günü ve Evrensel Bildirge’nin Detayları

10 Aralık tarihinin insanlığın tarihçesi açısından çok önemli bir yeri var. Çünkü bundan 71 yıl önce 1948 yılında 10 Aralık tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kabul edildi. Tarihte egemenliği ele geçirenin, diğerine, ötekine, kendine benzemeyene, karşı gelene baskı, şiddet ve yok etme uyguladığı sayısız örneğe karşı hak kazanımları, yine bu muameleye maruz kalanların mücadeleler tarihi ile gerçekleşmiştir. Halen hak gaspına uğrayan; kişi ve grupların mücadelelerin sürdüğü günümüz dünyasında 1789 Fransız devrimi sonrasında yayınlanan Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’nden sonra 1948’de yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, insan hakları mücadelesinin temelini oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler Dünya Günleri arasında özel bir yeri olan 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde İnsan Hakları Bildirgesi’nin detayları ve kısa tarihi ile insan haklarının ne anlama geldiğine bakalım.

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Kısa Tarihi

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 1948 yılında BM üye ülkelerinin çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir. Türkiye de 1 yıl sonra 1949 yılında bildirgeyi kabul eden ülkeler arasına girmiştir yani Bildirge’nin tarafıdır. Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği, sürüldüğü, sakatlandığı, hayatını değiştirmek zorunda kaldığı ve içinde Yahudi Soykırımı’nı da barındıran bir savaş olan 2. Dünya Savaşı sonrasında kabul edilen bildirge, sadece bu savaşa ve soykırıma atıfta bulunmaz ama onun etkilerini taşır. Geçmişteki tüm acılar, tecrübeler, mücadeleler ve birikimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, geleceğe de ışık tutan ve bugün yeniden hatırlanması, uygulanması ve ihtiyaçlara göre geliştirilip güncellenmesi gereken çok önemli bir kilometre taşıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünü şu resmi açıklama ile gerçekleştirmiştir. “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 tarh ve 217 A(III) sayılı Kararıyla ilan edilmştir. 6 Nisan 1949 tarih ve 9119 Sayılı Bakanlar Kurulu ile "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Resmi Gazete ile yayınlanması yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu Beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması" kararlaştırılmıştır. Bakanlar Kurulu Kararı 27 Mayıs 1949 tarih ve 7217 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.” İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, hukuki anlamda bağlayıcılığı olan ve yaptırımlar sağlayan bir belge değil kabul edilmiş, evrensel bir tavsiye beyannamesidir. Dolayısıyla bildirgeye olumlu oy vermek ve imzalamak hukuki yükümlülükler getirmez. Ancak böylesine kapsayıcı ve geleceğe ışık tutan bir belgeyi onaylamak, her ülkenin kendi politikalarında bu anlayışa zıt davranmayacağına dair bir tür teminatı ifade eder. BM üye ülkeleri bu bildirgeye oy çokluğu ile onay verirken o zaman 8 ülke farklı gerekçelerle çekinser oy kullanmıştı. Bu ülkeler; Sovyetler Birliği, Belarus, Ukrayna, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Güney Afrika Birliği ve Suudi Arabistan’dır. O zamanki adıyla Sovyetler Birliği ve onunla beraber 6 sosyalist ülke; vatandaşın devlete dönük sorumluluklarının eksikliği, Güney Afrika, sosyal ve ekonomik hakların metinde yer alması, Suudi Arabistan da şeriat ile çelişen maddelerin olması nedeniyle çekimser kalmışlardır. Günümüzde dünya genelinde insan hakları ne durumda? Belki 2. Dünya Savaşı geride kaldı ama artan nüfus, büyük devletlerin vekalet savaşları, azalan kaynaklar nedeniyle açılan yeni sömürü alanları, yerlerinden edilen insanlar ve mülteci politikaları, ifade ve vicdan özgürlüğüne kısıtlamalar, kölelik, istismar, ekonomik eşitsizliklerden ötürü yetersiz yaşam koşulları, işkence, dezavantajlı grupların yok sayılması gibi uzayıp gidecek bir liste ile her ülkenin kendi dinamikleri içinde farklı başlıklar ve ihtiyaç seviyelerinde insan hakları ihlalleri devam ediyor ne yazık ki. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününde ileriye dönük ilerlemenin, asgari yaşam koşullarının daha yüksek seviyelerde ve herkes için sağlanabildiği bir dünya umudunu taşımaya devam edelim. Çünkü eğer bu umudu taşırsak kendimizden başlayarak bu umut için mücadele de edebiliriz. Peki, insan hakları deyince ne anlıyoruz? Bu sorunun cevabı için 30 maddelik İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin detaylarına bakalım.

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Detayları

Şimdi bu 30 maddelik beyannamenin öne çıkan bölümlerine ve bu bölümlerin ne anlama geldiğine daha yakından bakalım.

 

Eşitlik ve Doğuştan Gelen Haklar

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler. Burada 1. Madde’de bahsedilen eşitlik, kişinin doğumu ile elde ettiği özel hukuki koşullarından, yaşadığı ülke, dahil olduğu ailenin koşullarından bağımsızdır. İkinci maddede geçen “Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin” ifadesiyle de güçlendirilmiş eşitlik ifadesi, insanların bir canlı varlık olarak bireysel ve toplumsal eşitlik tanımını yapar. Bu madde, bu farklar gözetilmeksizin herkesin insan haklarına aynı şekilde sahip olduğuna vurgu yaparak tamamlanır.

 

Özgürlük ve Kölelik

Bildirgede 3. ve 4. Maddelerde kişinin yaşama ve özgürlük haklarından bahseder. 5. Maddede ise bir insanlık utancı olan kölelikten bahseder. Bu maddelerde geçen ifadeler şu şekildedir: “Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır. Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti, her türlü şekliyle yasaktır. Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz.”  Burada bir soluklanıp kendimize şu iki soruyu sorabiliriz. Bu maddelere onay veriyor muyum ve bu maddelerde yazanlar, dünyada hala devam ediyor mu? Eğer dünyanın bir yerinde dahi varsa o devam ediyor, anlamına gelir. Bunlara ilave olarak söz konusu durumların, ilk akla gelen halinin yanında bunların devam etmediği pek çok yerde biçim ve içerik değiştirerek devam ettiğini, rahatlıkla söyleyebiliriz. Şiddetin yalnızca fiziksel değil; ekonomik, psikolojik, sosyolojik gibi türlerinin de olması gibi. 

 

Hukuki Haklar

Evrensel beyannamenin daha çok devlet yönetimleri ve yargı sistemlerini ilgilendiren maddeleri ise; “Herkes, kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak kanunun eşit korumasından istifade hakkını haizdir. Herkesin eşit korunma hakkı vardır. Her şahsın bu tür durumlar karşısında itiraz için milli mahkemelere müracaat hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulanamaz veya sürülemez. Bir suç işlemekten sanık herkes, kanunen suçlu olduğu tespit edilmedikçe masum sayılır.” gibi kritik ifadelere yer verir. Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, devlet dahil hiçbir erkin kişi üzerinde tahakküm kurma, açık yargı yolları dışında hareket etme hakkı yoktur ve meşru değildir. Bildirge, evlenme rızasından mülteci haklarına, uyruk haklarından dernek ve cemiyet üyeliklerine kadar temel sosyal konularda açık ve net ifadelere sahiptir. Aynı zamanda eğitim hakkı, mal edinme, sanatsal faaliyetlere kadar hak açıklamaları bulunan metin şöyle biter: “Beyannamenin hiçbir hükmü, herhangi bir devlete, zümreye ya da ferde, bu Beyannamede ilan olunan hak ve hürriyetleri yoketmeye yönelik bir faaliyete girişme ya da eylemde bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz.” İnsan hakları evrensel bildirgesi, bugünkü modern hukuk anlayışının da temelini oluşturur.  10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü bir kez daha kutlarız. Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin tam metnine TBMM’nin şu linkinden ulaşabilirsiniz.

07.07.2021