Perge Antik Kenti’nin Muhteşem Kadını Gerçek Adını Arıyor

Perge Antik Kenti'nin Muhteşem Kadın Heykeli

Antalya belki de dünyanın en zengin şehirlerinden biri. Tarih zengini, turizm zengini, kültür zengini, endemik bitki zengini!... Doğasının eşsizliğiyle tam bir cennet... Bağrında binlerce yıllık tarihi bir hazineyi taşıdığından onu aynı oranda eşsiz kılan iklimiyle de bu tüm değerleri birleştiğinde Antalya ismi her yerde bir yıldız gibi parlıyor. Tüm değerleriyle yılın her mevsiminde turizm yapmaya elverişli bu eşsiz kadim şehir, bizleri onurlandırıyor!... "Tüm bunları topladığımızda kim böylesine zengin bir yerde tatil yapmak istemez?" sorusu akıllara hemen geliyor...

 

Antalya İnsanlık Tarihinin En Derin Hazinelerini Taşıyor

 

Antalya insanlık tarihinin en derin hazinelerini taşıyor ve Likya, Pamfilya, Psidia Uygarlıklarının yarattığı medeniyetlere ait antik kentlerden günümüze kadar ulaşabilmiş mirasın yapılan kazılardan elde edilmesiyle ortaya çıkmış. Bunların en gösterişleri yurt dışında pek çok farklı ülkelerin müzelerinde sergilenirken, Antalya Müzesi ve antik kentlerin kendi bünyesinde yer alan müzelerde sergilenenleri de tek tek saymaya kalkışsak, inanın elde edeceğimiz envanteri saymakla başa çıkamazsınız. Likya, Pamfilya, Psidia Uygarlığı’na ait öyle seçkin eserler var ki; bunların maddi-manevi değerini ölçebilmemiz mümkün değil! Hal böyle olunca bu eserlerin Antalya’nın turizmine katacağı değerin farkında bir anlayışa ve elimizdeki değerlerin reklamına vermemiz gereken dikkat ve tanıtım alanında göstermemiş gereken enerji hepimizin milli sorumluluğu altındadır. Bugünkü yazımda sizlere onlardan bir tanesi ve belki de en çarpıcı, göz alıcı ve dikkat çekici olanından bahsedeceğim.

 

Perge Antik Kenti'nin Önemi

 

Aksu İlçesi sınırları içerisinde yer alan ve bir zamanlar Pamfilya Bölgesi’ne başkentlik yapmış Perge Antik Kenti’ne ait bir eser bu. Tunç Çağı’nda kurulduğu düşünülen, Helenistik dönem boyunca eski dünya üzerinden en zengin ve en güzel şehirleri arasında yer alan Perge Antik Kenti’nde 1981 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkartılmış birbirinden değerli heykeller var. Bu heykellerin hepsi bugün Antalya Müzesi’nde sergilenmekte ve Antalya Müzesi bu bakımdan o kadar zengin ki, müzenin adı “Perge Müzesi” dense bu başlığı bir o kadar hak eder…

 

Perge Antik Kenti'ne Yapılan İlk Kazı Çalışmalarında Prof. Dr. Jale İnan'ın Büyük Emekleri Var

 

Bir dönem Perge kazılarını üstlenen Prof. Dr. Jale İnan’ın öğrencisi Arkeolog Edip Özgür hem Perge kazılarına katılmış hem de otur yıl Antalya Müzesi’nde görev yapmış olduğundan, zannediyorum bu heykel konusunda ilk bilgileri de o vermişti. Bu kazılarında kentin Güneş Roma Hamamı’nın doğu bölgesinde 2.25 m. boyunda bir heykel bulundu. Bu heykelin M.S. 2. yüzyıla ait olduğu saptandı. Bu oldukça uzun kadın heykelini diğerlerinden ayıran bir ayrıntı vardı ki, bu o nedenle kendisini hem teknik hem estetik hem de kompozisyon olarak şimdiye kadar bulunan heykellerden ayırmaktaydı. Mermer yapısı, kompozisyon ve verdiği duyguyla insanın üstünde sihirli bir etki bırakıyordu. Heykel mermer oymacılığında, inançta, estetikte ve tarzda Perge Antik Kenti’ni kendisiyle aynı dönemlerde kurulmuş, aynı inançlara ve geleneklere bağlı, aynı çatı altında toplayan uygarlığa rağmen bir ekol katıyor, başkalaştırıyor, kente olan dikkatleri üst bir akıl ve anlayışla başkalaştırıyordu.

 

 

Perge Antik Kenti'nin Muhteşem Kadın Heykeli Anlaşılmayı Bekliyor!

 

Bu eşsiz kadın heykelini diğerlerinden ayıran en önemli unsurlardan bir tanesi iki farklı mermerin kullanılmış olmasıydı. Bu şimdiye kadar görülmüş bir şey değildi ve Avrupa’daki hangi arkeolojik müzeye giderseniz gidin bunun gibi eşsiz bir esere rastlamanız mümkün değildi. Vücudunun çıplak alanında beyaz, giysi ve sağları gibi bölgelerde ise daha koyu bir renk olan mor ya da siyaha yakın bir mermer söz konusuydu. Heykelcilikte böyle bir anlayışa daha önce ne rastlanmış ne de örneği görülmüştü. Yanı sıra böyle bir heykel yapmak o kadar zor bir işti ki, bir bedenin açık olan kısmını açık bir mermerle kullanıyorsanız o zaman kapalı olan kısmını da başka bir mermer kullanmaya kalktığınızda ortaya çıkacak olan matematiksel hesaplamaları ve birbirine geçirilerek oluşturulan ve bütününde de bir şahesere dönüşen böylesi bir heykeli yapmanın neye mal olduğunu düşünmek dahi insanın beynini zorluyor.

Böylesi bir matematik, estetik ve anlayışla karşı karşıya kalınında haliyle Perge Antik Kenti’nde bir heykel olunun olabileceği ve bu sanat eserinin de ancak böyle bir okulun yaratabileceği ekol üzerinde duruldu. Bilim dünyası ise bu durumda şaşkın olmakla birlikte heykeli birebir görmek için ülkemize o kadar çok arkeolog, tarihçi öğrencileriyle birlikte akın akın geldi ki, Antalya, Perge Antik Kenti, Antalya Müzesi belki de tarihinde kendinden söz ettirmekte adeta rekor kırdı.

 

Perge Güzeli Bakmaya Doyamayacağınız Bir Şaheser

 

Antalya Müzesi’ni çok merak ediyordum, fakat beni bu müzeye götüren ve mutlaka görmek istediğim en baş eserlerin listesinde işte bu eşsiz eser geliyordu. 2 Şubat 2019’da bu eşsiz eseri görmek nasip olduğumda tahminen başında 35 dakika geçirmiş, onu bir türlü terk edememiştim... Gerçekten de muhteşem bir eserdi ve fotoğraflarda göründüğünden daha görkemli, etkileyici ve de hayranlık uyandırıyordu. Ona heykel demek dahi haksızlık olurdu...

Etrafında kaç tur attığımı bilmiyorum, fakat o birbirine geçirilmiş iki farklı tondaki mermerleri incelerken aklımdan pek çok şey geçti. Örneğin eskiden heykelleri yaparlar sonra da elbise ile teni birbirinden ayırmak için farklı tonlarda boyayla boyarlarmış. Ben bunu ilk duyduğumda şimdiye kadar gördüğüm heykellerin boyalı olmasını hiç düşünemediğim gibi o şekilde boyalı görmek istemeyeceğimi, mermeri doğal haliyle tercih edeceğimi düşündüm. Zira Arkeoloji müzelerine gitmiş, heykelleri görmüşseniz sizler de tanık olmuşsunuzdur. Bazı heykellerin üstünde renkleri artık iyice bozulmuş birtakım tonlamalara rastlarsınız…

 

Perge Antik Kenti'nin Muhteşem Güzeli Belli ki İyi Dönemin En İyi Ustasıymış!

 

Belki ki bu kadın heykelini yapan kişi de aynı benim gibi, heykelleri boyamanın onları güzelleştireceğinden çok çirkinleştireceğini düşünüp onu boyamaktansa iki farklı renk mermer kullanarak bu kadın heykelinin üstünde denemek istemişti!.. Belki bu o dönemlerde heykel yapan, ilk başlarda boyamak cazip gelen, fakat daha sonra boyamanın yaptıkları eseri güzelleştireceği yerde çirkinleştireceğine inanan bir grup heykeltıraş ustasının kendileri arasında böyle bir şeyi yapıp yapamayacakları konusu üstünde verdikleri bir örnekti. Ya da bu konuda içlerinden birisi böyle bir fikri ortaya atmış, diğerleri bunun mümkün olmayacağını savunmuş, o da bunu kanıtlamak için böyle bir heykel yapmıştı...

Bu söylediğim şeyler bazılarınıza mantıklı ya da mantıksız gelebilir, fakat böyle bir şeyin olabileceği de muhtemeldir. Sanatın en zor alanlarından biri olan heykelcilik alanında günümüzdeki teknoloji, bilgi, görgü ve anlayışa rağmen son derece ileri olan bir medeniyeti yaratan ve bu konuda zekâlarını da eserleriyle ortaya koyabilen bu insanların bu dediklerimi düşünmemesi mümkün olabilir mi?

 

"Statue of a Dancing Woman" Perge Muhteşem Güzelini Anlatan Bir İfade Değil

 

Sizler yukarıda yazdıklarımı düşüne durun, ben buraya şimdi içimi acıtan bambaşka bir konu başlığı ile sizlerin kafasını biraz daha karıştırmak istiyorum. Bu konu bu heykel üstünde konuştuğumuz heyecan verici konunun tam aksine oldukça can sıkıcı, moral bozucu. Nedenine gelince, dakikalarca keyifle izlediğim, saatlerce baksam bakmaya doyamayacağım bu şaheseri tanıtan künyesindeki yazıda, Türkçe; “Perge 2. Yüzyıl Dansöz Heykeli”, İngilizce açıklamasında da "Statue of a Dancing Woman" yazıyordu! Bu yazıyı daha heykelin başına ilk gittiğimde okuduğumdan beynimden vurulmuşa dönmüş, “böyle bir şey nasıl olabilir?” diye isyan etmiştim! İnsan hakikaten böyle bir şeyle karşılaşınca tüm duyguları birbirine giriyor, kelimeler boğazında düğümleniyor! Hayatımda yaşadığım ne büyük şoklardan biridir diyebilirim!...

 

Siz kalkıyorsunuz, MS 2. yüzyılda ait bu heykeldeki kadın figürüne sırf heykelin üstündeki elbiseler uçuşuyor diye ona “dansöz” adını verebiliyorsunuz!  Bir kere “dansöz” kelimesi Arapların oldukça açık, saçık bir kıyafet içinde erkekleri eğlendirmek için kadınların –bazen de erkeklerin- yaptığı bir dans türüdür. Bu kelime 17. ve 18. yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. Arap kültürüne ait bir dans sitilinin Perge Antik Kenti’nde ortaya çıkartılan bu eşsiz kadın heykeline verilmesinin hiçbir manası, mantığı ve açıklamaya değer bir dayanağı yoktur. Bu; ilgisiz, alakasız ve de yersiz bir benzetmedir. Hani diyorum bunu işin uzmanı değil de hiç ilgisiz biri yapsa bu kadar içim yanmaz, güler geçerdim, fakat böylesine ciddi, bilimsel, tarihi oldukça önemli bir konuda bunu yapanın aksine insanlar olması, önce bir insan, sonra bir vatandaş ve araştırmacı olarak beni haliyle düşündürüyor!! Kaldı ki, dönem olarak Perge Antik Kenti’ni incelediğimizde pagan inancına inanan ve heykellerini hiçbir zaman öylesine yapmayan bir halktan ve köklü kültürüne bağlı, güçlü inananlardan bahsediyoruz....

Bu halklar heykellerine yaptıklarında da inançları gereği bu heykelleri ya mitolojik hikâyelerinden alarak ya da şehri yöneten kral, kralın ailesi, soylu kişiler ve savaş kahramanlarına ait eserlerden oluştuğunu arkeolojiyle uzaktan yakından ilgilenen insanlar dahi bilmektedir...

 

Perge Antik Kenti'nin Muhteşem Kadın Heykeli Dikkat Çeksin Diye mi Ona Bu İsim Verildi?

 

"Perge Antik Kenti'nin bu muhteşem kadın heykeli Avrupalılar ve arkeologların dikkatini çeksin, Perge, Antalya ve Türkiye’nin reklamı olsun; bu tanıtımla biz Antalya Müzesi’nin adını duyuralım..." gibi anlaşılmaz bir duygu dünyasına düşülmüş. Hani Avrupalı turistler ülkemize geldiklerinde onlara mutlaka bir Türk gecesi yapıyoruz! Yine onun ayrılmaz bir parçası olan dansözün kıvrak beliyle yaptığı danslarını izletmeden, sonrasında herkesi piste davet edip, onları da dans ettirerek akılda kalıcı bir gece yaşatmadan bırakmıyoruz ya! İşte buradan hareketle, bu eşsiz kadın heykeline birilerinin kendince birtakım sözde değer biçme, paye verme adına anlamsız bir işe girişilmiş! Bunun sonucunda da kusura bakmasınlar ama komik olduğu kadar şaşkınlık verici, bir o kadar da bilimle uyuşmayan bir yakıştırmayla heykele dikkat çekileceği zannedilmiş!...

Oysa bu heykelin bu bilim dışı olduğu kadar komik ve aksine bizleri bu ismi vererek bilimden ve onun gerçeğinden uzaklaştıran bir sonuçla yüz yüze bıraktığı gibi, heykelin buna ihtiyacı mı var? O zaten varlığıyla değerini ortaya koyuyor. Ayrıca heykelde dans eden bir kadını bulamadım ben. Hem yüz ifadeleriyle hem de beden diliyle bunu görebilmek mümkün. Kimbilir hangi mitolojinin hangi sahnesini canlandırmak amacıyla yapıldı. Yüz ifadesinde kaygılı bir kadın var.

 

Perge Antik Kenti'nin Muhteşem Güzel Neden Kaçıyordu?

 

 

Pergeli güzel belli ki bir şeyden kaçıyor! Hafif başını arka sağ tarafa çevirerek arkasında –belki de kendisini kovalayan şeyi- kollamaya çalın bir duygu bırakıyor üstünüze… Heykelin dudakları ve mimikleri de bu konuda söylediklerimi tasdik eder nitelikte. Zira dans eden birinin yüz hatları böylesine kaygılı olabilir mi? Antik dönemlerdeki insanların eğlencelerini nasıl yaptıklarını biliyor muyuz? İnsanoğlunun son 300 yılda sanayi devrimiyle başlayan bir eğlence anlayışı var! Bugünün insanı ile o günün insanını aynı tutmak mümkün olabilir mi? Bu gün "eğlence" denilince algıladığımız eğlence şekliyle hiç örtüşmeyen bir kültürün insanından bahsediyoruz. Yüzyılımızda her tarafı teknolojinin en alasıyla donatılmış, ulaşılacak her türlü çoğu bilgiyi kütüphaneye dahi gitmeden networkten ulaşma kolaylığına sahip insanın, ne yazık ki aklıyla bir türlü buluşamaması...

Ülkemize dünyanın kaç bir yerinden bu heykeli görmek için gelen bilim adamları bu heykelin altında yer alan "Statue of a Dancing Woman" açıklaması ile karşılaştıklarında ne hissettiler ve bizleri nasıl değerlendirmiş olabilirler bunu tahmin etmek zor olmadığı gibi, kanımca ülkemde tarih ve arkeolojiyle uğraşanlar için oldukça üzüntü verici… Ben bunu eğitimini aldığım halk bilimi ve arkeolojiye meraklı bir vatandaş olarak söylerken üzüldüğümü ve bu ismin mutlaka değiştirilmesi gerektiğinin altını çizerek söylüyorum bunu...

 

 

Silvan Güneş

Halk Bilimi Uzmanı

Fotoğraflar: Silvan Güneş, (Antalya Arkeoloji Müzesi)

#pergegüzeli #pergeantikkenti #perge

 

07.07.2021