Dünya Su Günü: “Kimseyi Geride Bırakmamak”

Dünyada suyun giderek artan önemi ve 90’lı yıllardan itibaren yaşanan su krizi dolayısıyla, 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararla her yıl 22 Mart günü “Dünya Su Günü” olarak kutlanır. Ve 1993 tarihinden bu yana her yıl farklı temalarla kutlanan Dünya Su Günü forumları, konferansları ve kutlamaları halen Birleşmiş Milletler (BM) organize ediyor. İçinde bulunduğumuz 2019 yılı Dünya Su Günü teması ise“Kimseyi Geride Bırakmamak” olarak belirlenmiştir. Buna göre, “tüm ülkelerdeki insanların sosyo-ekonomik kalkınmadan ve cinsiyet, yaş, ırk, dil, din, politik ve diğer görüş, ulusal ve sosyal köken, variyet, sakatlık, vatandaş, göçmen ya da sığınmacı olmak gibi konularda herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın insan haklarından yararlanmasının sağlanması hedeflenmektedir.”  Birleşmiş Milletler; bu yıl ki teması ile dünyadaki aşırı yoksul %20’lik kesimin daha çok kırsal bölgelerde yaşadığı ve sağlıklı suya erişimde zorluk çektikleri gerçeğinden hareketle iklim değişikliği ile başa çıkmak, su kaynaklarını sürdürülebilir biçimde yönetmek, suları miktar ve kalite olarak korumak, tüm bireylerin su ve sanitasyona erişmesini, ayrıca geçimlik tarımsal üretim yapabilecek kadar sulama suyu elde etmesini sağlamanın devlet ve hükümetlerin asli görevi olduğunu vurgulamıştır. Dünya Su Günü, suyun önemini yaşamsal önemini vurgulayan ve hızla tükenen temiz su kaynaklarının canlı yaşamı açsından yaratacağı olumsuz duruma dikkat çekmek için oldukça önemli bir gün. Suyun önemine ilişkin olarak, var olan su krizine, temiz suya ya da güvenli suya erişemeyen nüfusa dikkat çekmek ve hükümetlerin, ilgili kurumların buna çözüm olmalarını teşvik etmek üzere ilan edilen bir gündür. İnsanlar olarak, yeryüzünde yaşam kaynağı su olan 2 milyondan fazla canlı türü gibi temiz su kaynaklarına ihtiyacımız hayati bir meseleyken “Dünya Su Günü” farkındalığı da giderek hayati bir mesele haline gelmiştir. Ancak 90’lı yılların başından itibaren yayınlanan raporlarda durumun biz canlılar açısından pek iç açıcı olduğu söylenemez. 90’lı yıllardan itibaren her yıl suyla ilgili hazırlanan ve yayınlanan raporlara göre yaşamımız için gittikçe derinleşen bir su sorunuyla karşı karşıya olduğumuz gözlemlenmekte. Her geçen gün derinleşen su krizi içerisinde su varlıklarının azalması, sulak alanların yüzde 60’lara yakın azalması, su varlıklarının kirlenmesi, suya ulaşma konusunda insanların yaşadığı ekonomik ve fiziki güçlüklerden bahseden rakamlar mevcuttur.

Su Sorunu Büyüyor

Son verilere göre 2.3 milyar insan temiz içme suyuna ulaşamıyor, bununla birlikte 1.8 milyar insan su stresi olan bölgelerde yaşıyor ve her yıl 7 milyon kişi sağlıksız sulardan kaynaklanan hastalıklar dolayısıyla yaşamını kaybediyor. Bu da su krizinin geldiği boyutu rakamsal olarak gözler önüne seriyor. Dolayısıyla 1990’lardan beri su kirliliğinin neredeyse her yerde kötüleştiğini söyleyebiliriz.  Buna bağlı olarak önümüzdeki yıllarda Afrika, Asya ve Latin Amerika’da nehirlerde su kalitesinin bozulmasında artış bekleniyor.

Küresel olarak, en yaygın su kalitesi sorunu ise endüstrileşmenin, sanayinin yoğunluğu dolayısıyla kimyasal atıkların su kalitesini etkilemesi. En büyük kirlenmenin düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana geldiği görülüyor. Küresel çapta, atık suların yüzde 80’i işlenmeden, arıtılmadan veya yeniden kullanılmadan ekosisteme geri akıyor. Ve bu atık sular, doğal su kaynakları için en ciddi tehdit unsuru olarak mevcudiyetini koruyor. Buna göre dünyada her gün 2 milyon ton atığın, su kaynaklarına bırakıldığı yine yayınlanan raporlarda yer alıyor. Dünyadaki suyun toplam miktarı 1400 km3’tür. Bu dünyamızın %70’inin su olduğu anlamına geliyor ancak bunun %97’si tuzludur yani içilmeye uygun değildir. Geri kalan %3’ü ise buzullarda ya da yer altı suları olarak ulaşılması zordur. Yani dünyadaki suyun sadece %0,5’ini içebiliriz. Bu temiz suyun da, yukarıda sözünü ettiğimiz raporların sonuçlarına göre sonsuz bir kaynak olmadığı gayet açıktır. Suyun kirletilmesinin yanında krizi derinleştiren en büyük etmenlerden biri de bilinçsiz tüketimdir.  Örneğin, saniyede bir damla sızmanın yılda 10 bin litre su kaybına neden olduğu belirtilmektedir. Kirlilik, bilinçsiz tüketim, küresel iklim değişikliği ve iklim değişikliğine bağlı olarak tahmini 150 milyon insanın iklim mültecisi olması,  2050 yılına gelindiğinde her 4 kişiden birinin temiz su sıkıntısı olan bir ülkede yaşayacağı anlamına geliyor. Günümüzde gelinen nokta ise 2050 yılı tahminlerini maalesef doğru çıkartacak düzeyde.  Güney Afrika Cumhuriyeti'nin 4 milyon nüfusa sahip en büyük ikinci kenti Cape Town’un çok ciddi bir kuraklık yaşamaya başlaması, bununla birlikte uzmanların aralarında İstanbul'un da bulunduğu 11 büyük kent için su kıtlığı uyarısı yapması tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Dolayısıyla hem raporlara hem bir takım verilere göre Türkiye’nin mevcut su kaynaklarını koruyup, gelecek yıllara taşıyamazsa 2030 yılına kalmadan “su fakiri ülke” durumuna düşeceği belirtiliyor. Son yüzyılda dünyadaki sulak alanların %64’ü, çoğunlukla tarım ve altyapı için boşaltılmış, doldurulmuş ve başka amaçlara dönüştürülmüş durumda. Enerjinin, sanayinin, mega projelerin, su varlıkları üzerinde hem kirletme hem de tüketme açısından çok ciddi bir etkisi var. 2011 yılında 41 ülke su sıkıntısı yaşadı.  Ve bu ülkelerin bir kısmında yenilenebilir temiz su kaynakları tükenmek üzere olduğundan alternatif kaynakları kullanmak zorundalar. Sözün özü artan su sorunlarına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak adına yılda bir gün de olsa su konusunu yakından anlamak gerekir. En basit şekliyle, su hayat memat meselesidir ve Dünya Su Günü vesilesi ile suyun önemini daha iyi kavrayarak, suyun doğru şekilde yönetimi ile ilgili çözümlerin tüm canlılar ve doğa lehine hayata geçirilmesi konusunda bütün dünyanı hızlı ve örgütlü bir biçimde hareket etmesi gerektiği artık apaçık ortadadır.

1995 Yılından İtibaren Dünya Su Günü İçin Belirlenen Temalar

- 1995 Kadınlar ve Su - 1996 Kirli Şehirlere Su - 1997 Dünyanın Su Potansiyeli Yeterli mi? - 1998 Yeraltı Suyu ve Görünmez Kaynaklar - 1999 Su Kaynakları Etrafında Hayat - 2000 21. Yüzyılda Su - 2001 Su ve Sağlık - 2002 Kalkınma İçin Su - 2003 Gelecek İçin Su - 2004 Su ve Afetler - 2005 Hayat için Su 2005-2015 - 2006 Su ve Kültür - 2007 Susuzlukla Mücadele - 2008 Arıtma - 2009 Sınır Aşan Sular - 2010 Su Kalitesi - 2011 Su ve Kentleşme - 2012 Su ve Gıda Güvenliği - 2013 Su Dayanışması - 2014 Su ve Enerji -2015 Su ve Sürdürülebilir Kalkınma -2016 Su ve İstihdam” -2017 Atık su -2018 Su için Doğa -2019 Kimseyi Geride Bırakmamak

14.06.2021