Laertes Antik Kenti – Kilikya / Antalya – Alanya

Laertes Antik Kenti

Laertes Antik Kenti Antalya ilinin Alanya ilçesinin 25 km doğusunda Toros Dağları üzerinde Dim Vadisi ağzında yükselen Cebel-i Reis Dağı’nın güney eteklerinde, deniz seviyesinden 850 metre yükseklikte savunmaya uygun bir coğrafyaya kurulmuştLaertes Antik Kenti – Kilikya / Antalya – Alanyaur. Günümüzde Gözüküçüklü Köyü’ne yakın bir yerdedir. Antik çağda Dağlık Kilikya olarak bilinen bölgenin sınırları içerisinde kalan Antik kent iç kısımda olmasına rağmen limanı olan bir antik kenttir. Antik Çağın önemli coğrafyacılarından olan Amasyalı Strabon kenti göğüs biçiminde bir tepe üzerinde kurulmuş, limanı olan bir kent olarak anlatır. Laertes Antik Kenti’nde İ. Ö. 6. yüzyıla tarihlenen ve üzerinde bazı yerel isimlerin de bulunduğu bir yazıt bulunmuştur. Yazıtta eyalet valisinin hizmetkâr ve mülkiyet kavramındaki sorunlar konu edilmektedir. Alanya arkeoloji Müzesi’nde sergilenen bu yazıt kentin kuruluşunun daha erken dönemlere rastladığını belgelemiştir. Kentin günümüze kadar gelebilmiş en önemli kalıntıları arasında agora, exedra[1], hamam, sarnıçlar, odeon[2] veya tiyatro, evler, gözetleme kulesi, nokropol alanı ve  İmparator Claudius’a, Apollon’a ve Zeus Megistos’a ait tapınaklarıdır. Kentin güneyinde bulunan nekropol alanı içerisinde çok sayıda, antik çağda Anadolu’ya özgü olduğu düşünülen küçük boyutlarda lahitler (ostotek) ve bu lahitlere ait parçaları üzerinde duran kaideler göze çarpmaktadır. Küçük lahitler yerine göre kemik çekmecesi, biraz daha büyükleri ise çocuk lahitleri olarak kullanıldıkları düşünülmektedir. Antik kentte Hellenistik Dönem’e ait kalıntıların olmayışı, bu sırada kenti korsanların elinde ve bu nedenle imar faaliyetlerinin yeterince yapılamayışına bağlanmaktadır.  Kentte Roma Dönemi’ne ait kalıntılar arasında gözetleme kuleleri, agorada halkın sohbet için kullandığı yarım daire biçiminde oturma birimi, imparatorluk caddesi, odeon veya tiyatro, Zeus, Apollon ve Sezar adına yapılmış tapınaklar, agora hamamı ve nekrapol sayılabilir. Kent M. S. 1. yüzyıldan 3. yüzyıla kadar en parlak dönmelerini yaşamıştır. Kazılar sırasında bulunan bir askere ait bir diploma, geçmişteki yaşama ışık tutacak niteliktedir. İ. S. 138 yılına ait Pamfilya Valisi’nin adının geçtiği belgede, Suriyeli bir askerin yirmi beş yıllık şeref hizmetlerinden sonra terhis edildiği ve kendisine Roma vatandaşlığı ile birlikte Pamfilyalı bir kadınla evlenme hakkı verildiği yazmaktadır. Laertes’te bulunan diğer belge niteliğindeki yazıt ise kentin askeri yönüne ışık tutacak Romalı bir askere ait diploma olduğu anlaşılan yazıttır. Her iki kitabe de Alanya Arkeoloji Müzesi’ndeki sergi alanında görülebilir. İ. Ö. 7. yüzyılın son çeyreğine ait Fenike dilindeki yazıt[3] Laertes’in Roma İmparatorluk Dönemi öncesi varlığını kanıtlamaktadır. Kentin kökeninin oldukça erkene dayandığını göstermesi bakımından önemli olan bu yazıtlar kazı çalışmaları ile birlikte tarihe elde edilen verilerle birleştiğinde ışık tutacaktır. İşte, havaya sarf ettiğimiz bu cümleler insanlık tarihi adına ne yazık ki hep bir umut niteliğindedir!

Laertes Antik Kentindeki Tapınaklar ve Zeus Magistos Tapınağı

“Laertes Antik Kenti’nde üç tane tapınak vardır. Bunlar Claudius Tapınağı, Apollon Tapınağı ve Zeus Magistos Tapınağıdır. Zeus Magistos Tapınağı, kent tiyatrosunun güney kenarındaki terasın doğusunda, Dor düzeninde inşa edilmiş bir tapınaktır.[4] Antik kentte şimdiye kadar bilimsel bir kazı çalışması yapılmadığı için tapınağın alt yapısı hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Pamukkale Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim üyesi Bilal Sögüt Laertes Antik Kenti’nde incelemelerde bulunmuş, tapınak alanında yaptığı incelemelerde yapımının podyumsuz bir şekilde ana kaya üzerine inşa edilmiş olduğunu belirtmiştir. Tapınak çevresinde 20 yivli Dor sütun tamburları, yivli sütun tamburu ile birlikte tek blok olarak işlenmiş Dor başlığı, Dor başlıklarının en tipik örneklerindendir. ‘Ilion Athena Tapınağı’na ait başlıklar da[5]  görülmekle birlikte, fascialı architrav[6] blokları yapının mimari düzeni hakkında önemli bilgiler vermektedir.  Dor başlığı ve Kiliya bölgesinde yer alan Lamos, Imbriogon Kome’deki tapınaklarda ve Yeğenli’deki Asar Dor Tapınağı’nda bu tarz Dor başlıkları kullanılmıştır. Ayrıca yapının doğusunda tapınağın üstyapısına ait olabileceği düşünülen bazı mimari parçalar bulunmuştur. Architrav bloklarının fascialı oluşu tapınağın düzeni konusunda çelişkiler ortaya koymaktadır. Söğüt, bu blokların, Zeus Tapınağı’nın yanında bulunan ve Ion veya Korinth Düzeninde inşa edilmiş olan Apollon Tapınağı’na ait olabileceğini belirtmekle birlikte, alandaki blokların çok sayıda olması nedeniyle bunların başka bir yapıya değil de Zeus Tapınağı’na ait olduğunu ve yapının ise karışık üslupta yapılmış olabileceğini dile getirmektedir. Bu bloklar üzerinde yüzeysel işlenmiş Ion kymationları ve bitkisel bezekler bulunmaktadır (bk. Söğüt 1998, 58, 59).”[7]“Tapınağın inşa edildiği terasın doğusunda yapının tarihi ve kültü hakkında önemli bilgiler veren bir yazıt/kitabe bulunmuştur. Söz konusu kitabede “Patios’un oğlu Upamis, Zeus Magistos için, altarı ve çevre korkuluğunu kendi parasıyla yaptırdı” yazmaktadır.[8] Zeus Megistos kültünden bahsedilmektedir. Ayrıca kentte bulunmuş olan yazıtlardan, İmparatorluk kültünün varlığı ve çeşitli imparatorların kentte önemli derecede saygı gördüğü anlaşılmaktadır.[9] Yazıtlardan dolayı tapınağın Zeus Megistos’a adanmış olduğu ve aynı zamanda İmparatorluk kültü ile ilişkili bir yapı olduğu düşünülmektedir. Yapının inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Zeus Megistos Kültü’nden bahseden yazıt, gerek harf karakterlerinden, gerekse anlatılan konu itibari ile İ. S. 1. yüzyıl sonu- 2. yy. başlarına tarihlenmekte[10] ve bu yazıt nedeniyle de tapınağın bu tarihte yapılmış olabileceği yönünde bir düşünce oluşmaktadır.[11] Ayrıca tapınak çevresinde bulunmuş olan ve tapınağın üstyapısına ait olduğu düşünülen bazı mimari blokların üzerindeki bitkisel bezekler aynı yüzyılım stil özelliklerini yansıtmaktadır.[12] Kentin ve tapınağın erken evreleri hakkında bilgiler yetersiz olmakla birlikte, yerleşimde bulunmuş olan İ.Ö. 7. yüzyılın son çeyreğine ait Fenike dilindeki yazıt Laertes’in Roma İmparatorluk Dönemi öncesi varlığını kanıtlamakta ve kentin kökeninin oldukça erkene dayandığını göstermesi bakımından önemlidir.”[13] Laertes Antik Kenti Alanya'ya çok yakın olmakla birlikte, kentin ayağa kaldırılması, tarih, turizm, ekonomi, ve eğitim açısından oldukça büyük bir kazanç olacaktır. Tarihi bilincin oluşturulmasının bir diğer ayağı da tarihi kentlerin bir an evvel ayağa kaldırılmasıdır. Yöre halkının da bunu dillendirmesi ve bu konuya tepki çekmesi, kentin muhtaç olduğu ilgiyi yaratabilir ve fakat kimbilir ne zaman?

Silvan Güneş Biyografi YazarıAlıntı & Kaynak & Fotoğraflar * Türkiye’nin Antik Kentleri 2000, 113; Pilhofer 2005, 92.

  • "Laertes", Dünden Bugüne Antalya [II. Cilt], Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2012)

     

  • http://www.geziantalya.com/item/laertes-antik-kenti

     

  • Söğüt 1998 Söğüt, B., Kilikia Bölgesi’ndeki Roma İmparatorluk Çağı Tapınakları, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 1998 ( Yayınlanmamış Doktora Tezi ).

  • Söğüt 2001 Söğüt, B., “Kilikia Bölgesi’ndeki Roma İmparatorluk Çağı Tapınakları; İmparator Claudius Dönemi Tapınakları”, La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux, Varia Anatolica XIII, 2001, s: 479-504.

[1] Exedra: Yarım daire ya da dikdörtgen şeklinde, heykel koymaya ya da oturmaya yarayan yüksekçe mimari mekân elemanı. [2] Odeon: Antik Yunan’da, konserler verilen, şiirler okunan, oyunlar oynanan, genellikle dikdörtgen biçiminde, üzeri kapalı yapı. [3] Karamut, İ.-Türkmen, S., “Dağlık Kilikya’da Bir Kent: Iotape”, TürkArkDerg 31, 1997, s:291-293, 305.), [4] (bk. Söğüt 2001, 481, Şek. 1), Bean-Mitford 1962, 195, Fig.2; Söğüt 1998, 58, [5] Anabolu, M.U., Küçük Asya’da Bulunan Roma İmparatorluk Çağı Tapınakları, İstanbul 1970, s 65, [6] Architrave - Arşitrav; Antik Yunan ve Roma mimarisinde sütun başlıkları üçerine gelen elemanların ağırlığının sütun başlıklarıyla sütunlara geçişin sağlayan yataş taş blok. Kısaca, sütunların üstünde bulunan yatay bölüm, üst yapının en alt ögesi. Buna baştaban ve epistile de denir. [7] AKKURNAZ, Sedat, T.C. Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü AR YL 2007-05, Anadolu’daki Dor Düzenli Tapınaklar, Danışman, Yrd. Doç. Dr. Suat ATEŞLİER, Aydın 2007, s 95, 96, [8] ( bk. Bean-Mitford 1962, 198; Söğüt 1998, 59, Lev. 18d ). Ayrıca bk. Bean-Mitford 1970, 96, [9] Bean-Mitford 1970, 96-99; Söğüt 1998, 59, [10] Bean-Mitford 1962, 198; Söğüt 1998, 59; Şahin, yazıtın İ.S. 2. yy.a ait olduğunu belirtmektedir (bk. Şahin 2001, 101), [11] 6 Bean-Mitford 1962, 198; Söğüt 1998, 59. (Been, G.-Mitford, T.B.,“Sites Old and New in Rough Cilicia”, AnatSt Vol. 12, 1962, s:185-217), [12] Söğüt 1998, 59; Alanda bulunmuş olan mimari blokların üzerindeki Ion kymationlarının stili bu tarihi vermektedir ( bk. Söğüt 1998, 59 ), [13] A.g.e, Sedat Akkurnaz.

07.07.2021