Çevir Dönsün Dünya: “30 Eylül Dünya Çeviri Günü”

1953'ten beri Uluslararası Tercümanlar Federasyonu tarafından her yıl 30 Eylül’de tüm dünyada ve ülkemizde çevirmenleri desteklemek, bu alanda emek veren kişileri, bilime, sanata, edebiyata, sinemaya ve günümüzde internet alanında çevirilere katkılarından dolayı onurlandırmak amacıyla Dünya Çeviri Günü kutlanır. Dünya Çeviri Günü aynı zamanda son yıllarda yapılan araştırmaların sonucuna göre 7 binin üzerinde aktif olarak kullanılan dillerin milletlerini bir araya getirmek, milletler arası diyalogun kolaylaştırılması, anlaşılması ve işbirliğinin sağlanması, dünya barış ve güvenliğinin gelişmesine ve güçlendirilmesine katkıda bulunan dil uzmanlarının çalışmalarına saygı göstermek için bir fırsat anlamına gelmektedir.

 

Çeviri Nedir? 

Teknik işler de dahil olmak üzere bir dilden başka bir dile, edebi veya bilimsel eserin translasyonu, doğru çeviri ve tercümanlık uluslararası kamuoyunda söylem ve kişilerarası iletişimde netliği, olumlu bir iklimi ve üretkenliği korumak için vazgeçilmezdir. Bu nedenle, 24 Mayıs 2017'de Birleşmiş Milletler Genel Kurul’u, dil uzmanlarının ulusları birbirine bağlama ve barışı, anlayışı ve kalkınmayı geliştirmedeki rolüne ilişkin 71/288 sayılı kararı kabul etmiş ve 30 Eylül'ü Uluslararası Çeviri Günü olarak ilan etmiştir. Aynı kararda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 30 Eylül’ü BM ağının tamamında kutlanan BM Uluslararası Çeviri Günü ilan etmiştir. Çeviri, tüm insanlığın ortak dilidir. Küreselleşen bir dünyada farklı ulusların birbirlerini anlamalarına izin veren dil engelini aşan çevirmenler, uluslararası politika, ticaret, ekonomi ve teknolojinin temel aktörleridir. Çevirmenler iletişimin temel ihtiyacını karşılamakta ve bilgi alışverişinin her zamankinden daha hızlı olduğu ve zamanla iletişimde neredeyse eski bir kavram haline geldiği günümüz teknoloji çağında doğru bilgi ileterek küresel düzeyde barış ve işbirliğine katkıda bulunmaktadır. Uluslararası ve evrensel düzeyde tercümanların iletişimde oynadığı hayati rol göz önüne alındığında, Birleşmiş Milletler’in, 2017 yılında profesyonel tercümanların ulusları daha yakın ve barışı, anlayışı ve kalkınmayı teşvik etmedeki rolünü vurgulayan ve resmi olarak ilan eden karar taslağını kabul etmesi gecikmiş ancak anlamlı bir adımdır.

 

Uluslararası Çeviri Günü

Öte yandan Uluslararası Çeviri Günü 3. yüzyılda yaşamış olan St. Jerome ya da daha yaygın bilinen adıyla  Aziz Hieronymus anısına kutlanan gündür. Hieronymus dört büyük Latin Kilise Babası’ndan biriydi. 30 yaşında vaftiz olana dek pagan bir yaşam sürmüş ve kitaplar yoluyla pagan geleneğinin edebî ve felsefî temelini öğrenmiş. 12 yaş civarında, Jerome gramer, felsefe ve retorik okumak için Roma'ya gitmiş.  Ebeveynlerinin ahlaklı yetiştirme çabalarına gençliğin verdiği asilikle karşılık verdikten bir süre sonra, suçluluk duygusunu hafifletmek için Hıristiyan olmamasına rağmen her Pazar Roma katakomplarına (ölüleri gömüldüğü yer altı mezarları, dehliz) gitmiş kendini cehennemde hayal etmiş. Bu deneyim ve o dönem ki arkadaşı Bonosus etkisiyle Hıristiyan olmuş. Hıristiyanlığa adımını atması İsa’nın öğretisini araştırmaya yöneltmiş Jerome’u. Bu araştırmaları devam ederken pagan dünyasının kalemlerinden etkilenme ve esinlenmeleri de olmuş.  370 yılında Aquileia'daki bir manastıra girmiş ve Yunan eserlerini Latince'ye çevirmesiyle tanınan bir keşiş olan Rufinis ile tanışarak tercümanlık becerilerini geliştirir. Ancak öncesinde zaten Roma katakomplarında bulunduğu süre boyunca mezarlardaki yazıtları çevirir. Aquileia'daki zamanının ardından arkadaşı Bonosus'dan ayrılmaya karar verir. Bonosus ile yollarını ayran Jerome, doğuya gider, Atina yolu ile Antakya'ya ulaşır.  Jerome, Antakya'nın güneybatısında bir keşiş olarak yaşar. Hermitajından (çilehane) çıktıktan sonra, Jerome Antakya Kilisesi'ndeki çalışmalarına gömüldü. Öğrenme aşkı hiçbir zaman tükenmeyen bu büyük Aziz, mektuplarında bu tür keşişçe oruç tutmanın anlamını ve yöntemini anlatmış, yine bu tür bir arınmanın gerçek bir Hıristiyan olmak için ne anlama geldiğini ortaya koymuştur. Bütün hayatını kutsal metinleri İbranice ve Eski Latince'den çevirerek geçiren St. –Jerome, Kutsal Kitap’ın Latinceye tam olarak çevirisini de yapar. Latince, Yunanca ve İbranice’de uzmanlaşan Jerome’un artık tüm dil çalışmasının odağında İsa’nın yaşamı ve öğretisi yer alır. Bethlehem’e gidip manastıra kapanan ve kendini sadece okuma/yazmaya adayan Jerome 30 Eylül 420'de ölmüştür.  İşte Kitab-ı Mukaddes 'in vulgata yani "yaygın nüsha" olarak çevrilmesini sağlayan, “harfi harfine” çeviriyi savunan, kelimelerin kutsallığına inanmış olan St. Jerome ya da Aziz Hieronymus, resmi olarak kabulü çok uzun sürse de başarısı nedeniyle arkeologların, İncil alimlerinin, kütüphanecilerin, öğrencilerin ve özellikle çevirmenlerin koruyucu azizi sıfatını almıştır. 

 

Çevirmenlik Sektörü ve Türkiye

Çevirmenlik sektörü, dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye'de de ilerledi ve giderek daha önemli hale geldi. Türkiye için Müzakere Çerçeve Belgesi uyarınca, AB müktesebatının koordineli bir şekilde tercümesi ve belirli uluslararası standartların sağlanması, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde önemli bir hale gelmiştir. Bu sorumluluğu üstlenmek için 2011 yılında ayrı bir çeviri birimi kurulmuştur. Bu birim, AB müktesebatının çeviri çalışmalarını ve gerektiğinde uyum için kabul edilen Türk mevzuatını koordine etmekte, envanter çalışmasını yürütmekte ve çevirilerin uygunluğunu değerlendirmektedir. Birim ayrıca bir Avrupa Birliği terminoloji veri tabanının kurulmasından da sorumludur. Türkiye'deki çeviri ve yorumlama çalışmalarının kurucularından biri olan Profesör Akşit Göktürk, çeviriyi “dillerin dili” ve “diğer diller tarafından tanımlanan diğer dünyalara giriş” olarak tanımlamaktadır. Farklı dilleri konuşan kültürlerin ortak bir dilde iletişim kurmasını ve uzak bölgeleri birbirine yakınlaştırarak, kültürel köprülerin kurulmasını sağlayan çevirmenler Uluslararası Çeviri Günü'nde her  yıl birleştirici bir tema etrafında mesleklerini kutlamak için bir araya geliyorlar. Birleşmiş Milletler Uluslararası Yerli Diller Yılı olan 2019 kutlamalarında bu yılın teması Tercüme ve Yerli Diller. Ülkemizde ise Türk edebiyatının %60’ını çeviri edebiyat oluşturuyor hatta o kadar ki kitap evlerinde artık çeviri edebiyat diye ayrı bölümler var. Ancak buraya kadar sadece edebi, sanatsal ya da bilimsel eser çevirilerinden ya da kitap çevirmenliğine vurgu yapılıyor gibi okunsa da, çeviri sadece kitap çevirisi olarak da değil bugün artık küreselleşen dünyada masa üstü yayınlığın, web tabanlı projelerin, lokalizasyon denilen sosyal medyanın, ofis programlarının çevirisi…vb gibi alanlarda yapılan teknik çeviri hacminden de söz etmek bir zorunluluktur. Buradan hareketle de çeviriyi de kendi içinde uzmanlık alanları olduğunu söyleyerek temel olarak sözlü ve yazılı diye ikiye ayırabiliriz.  Sözlü çeviriler, simültane çevirmenlik, ardıl çevirmenlik olarak; yazılı çeviriler kitap çevirmenliği, teknik çevirmenlik, reklam metni çevirisi gibi kategorize ediliyor. Ülkemizde ise ilk resmi kutlamalar Çevbir (Çevirmenler Birliği) tarafından İstanbul Cihangir’de çevirmenin görünürlüğü üzerine hazırlanan bir konseptle 2010 yılında kutlanmıştır. 2012 yılında ise İstanbul’daki Tarihi Tütün Deposu’nda dans gösterilerinin, konserlerin, film gösterimlerinin ve söyleşilerin yapıldığı geniş kapsamlı bir etkinlikle kutlandı. Bunu takip eden yıllarda ise kutlamalar İstanbul ve İzmir’den sonra çeşitli illerde ve üniversitelerde yapılarak kapsamını genişletti. Bununla birlikte Çeviri Derneği tarafından her yıl kutlamalar çerçevesinde bir çevirmene “Onur Ödülü” vermeye başlandı.

07.07.2021